16 temmuz 2019 sevilay yılman'ın köşe yazısı

esdemirei
Habertürk Gazetesi yazarı Sevilay Yılman'ın 16 Temmuz 2019 tarihinde 15 Temmuz 2016 Türkiye Darbe Girişimine atıfta bulunarak yayınladığı “15 Temmuz Yas Mı Yoksa Dinlence Günümüz Mü?” başlıklı yazısıdır. Yazıda bu günün tatil günü yapılarak o günde olayların yıpratıldığı, bunu yapmak yerine o günün anlam ve önemiyle ilgili girişimlerde bulunması gerekildiği, hatta 3 ay karne tatiline giden öğrenciler bilin okula çağırtılarak bu güne uygun törene teşvik edilmesi gerektiğinden bahsedilmiş.

Yazının başlığıyla ilgili kısmının tam hâli şu şekildedir: “Her normal insan, çalışan gibi ben de yıllık iznimden bir parçayı kullanıp kendimi tamamıyla tatile soktum. Tabiri caizse dükkana kilit vurdum. Mümkün olduğu kadar gündemden uzak kaldım. Arada bir ister istemez sosyal medyaya girip neler oluyor memlekette bakındım ama yalan yok bu bakınmalarım bile sadece keyfim öyle istediği içindi. Niye? Ee, çünkü her normal insan gibi bizlerin de yani biz gazeteci, yazar, televizyon dünyası mensuplarının da bir bütün olarak dinlenmeye ihtiyacı var. Neyse. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak yaptığım detoks dün bitti ve artık gerçek hayata döndüm. Dinlenmiş ve gayet enerji dolmuş bir ruh hâliyle tekrar işimin başındayım. Gelelim şimdi ana konumuza. Yani yazıma başlığı verdiren meseleye. Geçen yıl izinde olmadığım için kavrayamamıştım 15 Temmuz gününün resmi tatil günü olmasının ne kadar yanlış olduğunu. Eminim bu yıl da çalışıyor olsaydım yine aynı şey olurdu. Yine farkına varamayabilirdim yani. Çünkü bazen bazı kararların yanlış ve ters olduğunun anlaşılabilmesi için insanın birebir içinde olması ve tanıklık etmesi gerekiyor. İşte ben de zaten iznimin bir bölümünü kullanıyor olduğumdan ancak bu yıl farkına varabildim 15 Temmuz gününün resmi tatil olmasının doğurduğu saçmalığın ne boyutta olduğunu. Neden böyle bir kanaate vardım aşağıda açık ve net bir biçimde yazacağım ama ondan önce 15 Temmuz'un ivedilikle resmi tatilden çıkarılması gerektiğini ifade edeyim. Önümüzdeki yıl kesinlikle resmi tatil kapsamında olmamalıdır 15 Temmuz. Farkında mı bilmiyorum karar verenler ama 15 Temmuz resmi tatil kapsamında olmaya devam ettikçe o gün Türkiye demokrasisine yapılan o korkunç saldırının geri püskürtülmesini hayatları ile ödeyen tüm şehitlerimizin kemiklerini sızlatmaya devam edeceğiz. Kimse kusura bakmasın ama 15 Temmuz'da şehit olan insanlarımızın canları pahasına verdikleri o direniş, sonraki yıllarda tüm millet iki seksen uzanıp tatil yapsın diye değildi. Elbette ki bu milletin hain ve alçak FETÖ'cülere karşı kazandığı büyük, onurlu bir zaferin günüdür 15 Temmuz ama hatırlatırım o gün aynı zamanda da yüzlerce masum insanımızın da şehit verildiği kara, bedbaht bir gündür. Zannımca çok yanlış bir karardır bu günün resmi tatil ilan edilmesi. Böyle ulusça matem tutulacak bir günde millet topyekûn tatil havasına sokulmamalıydı. Yapılacak şeyler mümkün olduğu kadar günün anlam ve önemini belirten konuşmalar, açık oturumlar, paneller ve resmi anma törenleridir. Tabi ki yapılıyor bu dediklerim. Yapılmıyor değil ama bir kısım bir yandan resmi ve gayri resmi 15 Temmuz anmaları yaparken, bir kısım ise günü, 23 Nisan, 19 Mayıs veyahut 1 Mayıs gibi algılayıp kendini bayramda sanıyor. Şunu da söyleyeyim. Belki yaz mevsiminin tam ortasına geldiği için zor ama eğer mümkünse okullar bile bir günlüğüne açılmalı 15 Temmuz'da ve yeni kuşaklara da hem o gün neler olduğu hem de o olanları kimlerin ve nasıl yaptıkları resmi bir dille anlatılmalıdır. Ben mi fazla sekter bakıyorum bilmiyorum ama 15 Temmuz'un daha 3. yılında iken millet olayı deniz, kum, güneş, uyku ve eğlence ile buluşma fırsatı sayıp rehavete düşüyorsa bir 20 yıl sonra bu günün nasıl hatırlanacağını düşünmek bile istemiyorum. Ne demek istediğimi daha net anlatmak için bariz örnek vereyim sizlere değerli okurlarım. Bodrum'da yazlık evimde anacığımla, oğlumla. Bilindiği gibi her yazlık belde gibi hafta sonları daha dolu olur Bodrum. Öyle kalabalıklaşır ki, cumartesi pazar denizde yüzerken sağdakine, soldakine çarpmamak için kafanızı hep yukarıda tutmak zorunda kalırsınız. Geçtiğimiz hafta sonu durum aynen buydu Bodrum'da. Dün baktım ki Pazartesi olmasına rağmen değişen bir şey yok. Niye? Ee, çünkü dün 15 Temmuz'a denk geldi ve resmi tatil olduğu için hafta sonu tatilcileri de bunu bir fırsat bilip tatillerini bir gün daha uzattı. Denilebilir ki; '15 Temmuz'u biz millet keyfini sürsün, istediği şekilde değerlendirsin diye resmi tatil yapmadık! Doğru anılsın ve anlaşılsın diye yaptık.' Mutlaka niyet budur ama milletin tamamının bu niyeti doğru biçimde algılamasını beklemek zannımca biraz fazla iyi niyetlilik olur. Çünkü nihayetinde o gün neler yaşandığını tam anlayanlar var. Anlamayanlar var. Bir de anladığı hâlde umursamayanlar var maalesef bu memlekette. Devlet nasıl ki daha evvel aldığı tüm resmi tatil kararlarını bir kısım vatandaşın algılamasına göre belirlemiyor idiyse 15 Temmuz'un da resmi tatil günü ilan ediliş kararında aynı anlayış ile hareket edilmeliydi. Haksız mıyım?”
bu başlıktaki tüm entryleri gör