35 yaş sendromu

mızrabımda ızdırap
nefesini hissedecek kadar kendisine yakın olduğum kısır döngü. neden kısır döngü ki? şu yaş otuz beş şiiri var ya hani, cahit sıtkı tarancı'nın yazdığı. ona yaklaşmış olmak içten içe bir düğüm oluyor boğazımda. yaş otuz beş olacak, ne yaptın kayda değer mızrap diyorum kendi kendime. hayaller var bir de, yapılmayı bekleyen. hepsi bu dönemde elini ayağını bağlıyor insanın.

"yaş otuz beş! yolun yarısı eder. dante gibi ortasındayız ömrün. delikanlı çağımızdaki cevher, yalvarmak, yakarmak nafile bugün, gözünün yaşına bakmadan gider."
turuncu gemi
dayatılan sanal bir sendromdur. 30'lu yaşlar en dingin gençliktir. otuz yaş öncesi çocukluktur. artık hayatta skilmemiş bir kulağının arkasının kaldığı tecrübede muhteşem bir gençliktir otuzlar. sendrom kısmı size daha çok makyaj malzemesi satacak kapitalizmin aptal saptal buhranlarıdır.

büyük şair necatigil'e bakmayın siz. necatigil zaten herkesin bildiği üzere ölüm mevzusunda bir çeşit ankisiyete durumu yaşıyordu. 35 yaş dante gibi ortasında olmak da değil ömrün. dante ve necatigil zamanlarında insanlar 60 yaşında öldüğünde yaşadı yaşayacağını denirdi. şimdiler de ise 60 yaşında bir insan öldüğünde ''daha dağ gibi adamdı, ne kadar da erken gitti'' deniyor. anlayacağınız insan ömrü o günden bu güne baya uzadı. tadını çıkartın. korkmayın.