cumhuriyet halk partisi *

quares
CHP, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde 9 Eylül 1923'te önce “Halk Fırkası” adıyla kurulmuştur. 1924 yılında “Cumhuriyet Halk Fırkası”, 1935 yılında ise “Cumhuriyet Halk Partisi” adını almıştır.

1927 yılında “Cumhuriyetçilik”, “Halkçılık”, “Milliyetçilik” ve “Laiklik” CHP'nin dört temel ilkesi olarak benimsenmiştir. 1935 yılında “Devletçilik” ve “Devrimcilik” ilkeleri de eklenerek Partinin ilkeleri altıya çıkarılmıştır. Partinin amblemi olan 6 ok bu ilkeleri simgelemektedir.

CHP, kurucusu ve ilk Genel Başkanı Atatürk'ün önderliğinde ulusal bağımsızlığı kazanan, Cumhuriyeti kuran, saltanatı kaldıran, hilafete son veren ve Ulusal Birliği sağlayan Partidir. Hukuk ve eğitim gibi toplumsal alanlarda gerçekleştirdiği reformlarla çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni biçimlendirmiştir. Ulusal sanayinin ve ekonominin gelişmesine öncülük etmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında tek parti konumunun tüm olanaklarına karşın, çok partili rejime geçişi sağlayarak Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde de öncü misyonunu sürdürmüştür.

1950'li yıllarda üstlendiği muhalefet göreviyle demokratik bir rejimde muhalefetin kurumsallaşmasına da öncülük etmiştir. Bu kapsamda parlamenter demokratik rejimin kurumsallaşmasına dönük değişimleri gerçekleştirme ve temel hak ve özgürlükleri geliştirme mücadelesi vermiştir. 1960'lı yıllarda Türkiye'nin yaşadığı modernleşme sürecinin yansımaları olarak ortaya çıkan göç, kentleşme, sanayileşme gibi dinamikler çerçevesinde toplumsal sınıfların olgunlaşmasıyla birlikte CHP sola açılarak kendisini siyaset yelpazesinde “ortanın solu”nda konumlandırmıştır. 1970'li yıllarda ideolojisini “demokratik sol” kavramıyla tanımlayan CHP, önerdiği sosyal reformlarla “düzen değişikliği”ni hedeflemiştir. Bu süreçte CHP, “devlet partisinden” “halkın partisine”, düzen partisinden” “değişimin partisine” dönüşmüştür.

Türkiye Cumhuriyeti'ni kurma ve ülkemizin en köklü partisi olma gibi sahip olduğu ayrıcalıklı tarihsel miraslarıyla, geleneğini ve temellerini en iyi şekilde temsil eden ilkelerin yanı sıra sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini de benimseyen CHP bu çerçevede Uluslararası ölçekte faaliyetlerini sürdüren Sosyalist Enternasyonal ve Avrupa Sosyalistler Partisine de katılım sağlamıştır. Çağdaş sosyal demokrasinin evrensel değerleri olan “özgürlük, eşitlik, dayanışma, emeğin üstünlüğü, gelişmenin bütünlüğü ve etkinliği ile demokratikleşme” kavramları içinde bulunduğumuz dönemde CHP'nin Türkiye'de kurumsallaştırmaya çalıştığı ve Programlarında önemle vurguladığı başlıca ilkeler arasında yer almaktadır.
bir istanbul trajedisi
temelleri cumhuriyetin ilanından önce atılan partidir. halkın içinden gelen anadolu ve rumeli müdafaa-i hukuk cemiyeti'nin kurtuluş savaşından sonra halk fırkasına dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkmıştır. cumhuriyetin ilanı ile adı atatürk tarafından cumhuriyet halk fırkası olarak değiştirilmiştir. ve son olarak 1935 de yapılan değişikle şimdiki adını almıştır.

cumhuriyet halk partisi halkın içinden gelen bir parti olmasına rağmen zamanla nedenini anlayamadığım bir şekilde amacından saptırılmış ve sol parti olarak zihinlere kazınmıştır. gittikçe halktan uzaklaşmış liderlerin ego tatmini yaptığı bir partiye dönüşmüştür. uzun süre de baykal'ın tekelinde olan parti şuan kılıçdaroğlu'nun eline teslim edilmiştir.
quares
Ulu önderimiz gazi mustafa kemal atatürk öncülügünde kurulmuş ve her daim halkın yanında olmuş dev bir çınar!

Günümüzde kemal kılıçdaroğlu başkanlığında yoluna devam etmektedir. Hiç kimsenin boyunduruğu ve tekeli altında değildir! Gücünü ve kararlılığını tamamen halktan almaktadır!
rainbow
Günümüzde Ke-Mal kılıçdaroğlu'nun başkanlığını yaptığı, kurucusu ulu önder atatürk olan, cumhuriyet tarihinin ilk partisi.
sos
bu parti maalesef kendi kendini bitirir. her şeyi eline yüzüne bulaştırmada üstüne yok. böyle giderse ancak yerinde sayar ilerleyemez. ülkenin bu makus talihi değişecek gibi durmuyor, gidişat hiç iç açıcı değil...
sipraleks
her seçim sandık görevi aldığım partimde bu seçim görev alamayacağımdan dolayı belediyedeki işimden atılmakla tehdit edildiğim partim. hiç şikayet edecek bir yer yok mu ya parti içi mekanizmada, bilenler hayrına mesaj atsın.
keskin nisanci
değişik bir parti içi hesaplaşmanın döndüğü oluşum. muharrem ince, dün lafı sayemde 41 yıl sonra yüzde 30 barajı aşıldı demeye getirdi. her ne kadar chp'nin iç meselerini sizinle konuşmayacağım dese de kendini övmekten geri durmadı.

kelâm kılıçdaroğlu bugün başarısız geçen seçim için özeleştiri yapmak yerine alt metinlerle muharrem ince'ye dokundu.

yakın zamanda chp'de bir kongre görebiliriz, muharrem ince için yeni bir parti kuracağı söylentileri var ama ben önce chp içinde lider olmayı deneyeceğini düşünüyorum. ola ki böyle bir şey yaşanırsa ve galip kemal kılıçdaroğlu olursa muharrem ince'ye yakın herkesi tasviye edebilir ki bu da muharrem ince'nin yeni bir oluşuma yönelmesini sağlayabilir.
turuncu gemi
kendisine atatürk'ün partisi diyen, bu yüzden atatürk'ü sürekli seçim kayıp eden parti lideri konumuna sokan komformist solcuların ve belediye çorbacılarının 6 kazık partisi.

(bu söylediklerim parti ağaları içindir. chp'nin değerli tabanını bundan tenzih ederim).
turuncu gemi
atatürk'ün kurduğu partidir. fakat kesinlikle atatürk'ün partisi değildir. miadı çoktan dolmuş bir partidir. lakin sağdan soldan derin devlet kliklerinin kendisine ihtiyacı olduğundan hala yaşıyor taklidine zorlanmaktadır.
chp'yi yenmeden halkımız hiç bir zaman akp'den de kurtulamayacaktır.
rene
AKP'yi 18 senedir ülkeye saran ve kadrolaşmasını sağlayan partilerin başında geliyor. Bir anlamda AKP'nin iktidar olurken kullandığı retoriğin kaynağı yine CHP'nin geçmişteki başarısızlıklarının bir toplamı. Yani kutup gibi düşünün, CHP'nin hatalarının birikimi ve tabi ki halkın araplaşmaya olan meyli ki bu cumhuriyetten beri vardı, memleketi AKP ye teslim etti. Fakat AKP hala aynı retoriği itelemeye çalışıyor artık yer mi bu insanlar onu bilmiyorum.

CHP eski chp değil, zaten güven oyları da pek yüksek değil ama AKP'nin her seçim CHP ve geçmişi üzerinden sürdürdüğü kolay oy kapma stratejisinin de suyu çıktı artık. Dilekolay 18 sene oldu ve memleketin orta kesimi, fakiri darboğazın kralını yaşıyor, elini kolunu bankalara kaptırmış, akp kendi burjuvasını oluşturmuş ve iktidara yakın zengin tabaka aksine daha da zenginleşmiş gücüne güç katmışken, cumhurbaşkanının yıllardır sektirmeden Hala daha bay kemal diye başlayan ve SGK yı batırdığı günleri veya hastane kuyruklarını anlatan vaazlarına bu insanların karnı tok değilse AKP lütfen iktidar olmaya devam etsin. Kitlesel mazoşizmi ve fetişizmi ne yapsanız engelleyemezsiniz çünkü.