aylaklık

ontolojik sancilarimin merhemi
belki de bunun sayesinde kendimi ender rastlanacak bir kendi-kendini-yetiştirme ortamının içinde buldum. tabii söz konusu ettiğim ortam öyle pedagojik testlerden geçmiş, ütopik bir kamp değildi; bolca çaresizlik de içeriyordu. hayatın komple bir minyatürüydü belki de. insanın kendinden kaçan bir varlık olduğunu bilmeden evvel, kendi peşime düşmüştüm. yorgunlukların en güzelini bu kovalamacada yaşadım. Saklı bir elmas gibi. takdir edersiniz ki, elmasın oluşabilmesi için büyük miktarda malzemenin, yüksek sıcaklık ve basınç altında ezilip yok olması ve yeniden doğması gerekir. böyle bir içebakış durumuyla kendime bir şeyler katabildiğimi düşünüyorum. Diyeceğim şu ki; aylaklık kişinin kendisini tanıyarak yol almasıdır.
bu başlıktaki tüm entryleri gör