blaise pascal

olacak o kadar
"Tanrı'nın var olduğuna inanmayabilirsin, ama inanman gerek."

olasılık kuramının öncüsü fransız tanrıbilimci, matematikçi, bilim insanı ve ona göre bu olasılıklar matematik yoluyla çözülebilir. Bu sava, Hıristiyan inancını savunmak amacıyla kaleme aldığı Düşünceler adlı kitabının hazırlık notlarında rastlanılıyor lakin kitabı tamamlayamadan ölüyor.

Sav aşağı yukarı şöyledir:
Tanrı ya vardır ya da yoktur. Ne kadar çabalasan da hangi kabul doğru, bilemezsin. Bu durumda hangi yöne eğilim göstereceksin; inanca mı, inançsızlığa mı? Peki, sağduyu ile karar veremeyeceğine göre, kumara başvurmalısın. Yazı mı tura mı? Ama parayı atmadan önce, riskleri ve ödülleri göz önüne almalısın. Tanrı'nın var olduğunu kabul edersen ne kazanacak ya da ne kaybedeceksin? Tanrı'nın varlığını kabul etmezsen kazanacakların ya da yitireceklerin neler olacak?
Bir, inanmayı seçmenin olası kazanımlarını ve kayıplarını gözden geçir. Eğer Tanrı varsa, sonsuz mutluluğa ulaşırsın. Eğer Tanrı yoksa belki bazı dünya zevklerinden mahrum kalırsın. Yani sonsuz bir ödül kazanabilirsin ya da geçici bir ödül kazanma fırsatını kaçırabilirsin.
Sonra, inanmamanın olası kazanımlarını ya da kayıplarını gözden geçir. Eğer Tanrı varsa sonsuz mutluluğu yitirirsin. Eğer yoksa elde edeceğin çok az şey kalır. Böylece umacağın ancak sınırlı bir kazanım olur.
Özetlersek: İnanırsan çok şey kazanabilirsin, ama inanmazsan eline pek fazla bir şey geçmez. O halde, böyle bir seçim yapmak için fazla düşünmene lüzum yok. İnanman gerek.
Tanrı'nın var olma olasılığının milyonda bir, hatta milyarda bir olduğunu düşünsen bile, aynı şey geçerlidir. Tanrı'nın var olması olası değil diye düşünsen bile, matematik yine de ona inanmalısın der. Bahis tartışmasının başka anlatımları, hesaplamalara bir öğe daha ekler o da şu: İnanmayanların sonsuza dek cezalandırılması. Burada bir de psikolojik yumruk var. Sonuçta kim sonsuza dek işkence çekmeyi göze almak ister?