dren

turuncu gemi
kökenini drenajdan alan tıbbi bir hortumdur. kendisi karnıma takılı halde 24 saat geçirdiğim daha uzun süre kaldığında acısı artan tıbbi bişey bişeydir.

genel ve göğüs cerrahlarımız bu siksikiliyi insanların orasına burasına takmaya bayılırlar. ara sıra o yabancı maddeyle geçirdiğim saatlerin acısını düşünüp doktorlara saçma sapan yükselesim geliyor, söyleyin beni idare etsinler. fakat şunu da eklemeliyim ki pek tabii bu siksikili hortumu keyiflerinden sokuşturmamaktadırlar bize. öz veriyle bize sağlık dağıtan tüm hekimlerin ellerinden öperim. anlamışsınızdır ki çektiğim acı dolayısıyla saçmalıyorum bu günlerde.

dren denen yarrak evreninden çıkma tıbbi ürün vücudunuzdaki iltihapın bir torbaya akmasına yarar. hortumu vücudunuza sapladıklarında zaten narkoz sahibi bir insan olduğunuz için ne olduğunu anlamıyorsunuz. dün ekşi sözlükteki çıkartılırken acıyor mu diye bütün girileri okudum. yazarların yarısı aşırı acıyor, diğer yarısı ise acımıyor diyordu. daha fazla kafam karıştı. bugün öğlen saatlerinde hortumu çıkarmays gelen hemşire "abi hortumu ben değil doktor bey çıkartacak. ben sadece yarayı temizlemeye geldim" dedi. yeğenim beni lafa tutarken sağolsun hortumu da sökmüş bana çaktırmadan. hera, innana ve kybele bu mubarek hemşireden razı olsun.

anlayacağınız çıkarken acımıyor.

bir de güzel bir trübün marşı vardır üzerine. "dren haa, diyarbakır dren. direnmektir sana can veren"