gece

rakunzhell
kendinle başbaşasındır. yıldızlara bi göz gezdirirsin. kocaman bi tanesi çarpar gözüne. "bugün niye hiç yıldız yok?" diye sorarken kendine, bi tane daha görürsün. daha dikkatli bakarsın gökyüzüne. bir tane daha, bir tane daha. saklandıkları köşelerinde yakalayıverirsin tüm yıldızları. ya da öyle zannedersin. daha görmediğin niceleri vardır kim bilir.
görmek istediğin kişiyi görebilirsin gökyüzünün karanlık derinliklerinde boğulurken. öyle sınırları filan zorlamaya gerek duymadan. beliriverir bir anda yıldızların içinde. rahmetli babandır o kişi, ya da rahmetli annen. ya da düşlerindeki melektir. çekip, çıkarıverir seni nefesin tükenmek üzereyken. gündüz olmaz bak bu.
essekar
Asıl dünyanla buluştuğun vakittir.yıldızların tepende belirdiği,gözünün önünü göremediğin ve bir anda kendini aklının içinde bu zamana kadar ne yaptığını ve daha sonra neler yapacağını kurcalarken bulursun.gece bence muhteşem bir vakittir geceleri o kadar duygusal,o kadar saf ve kendinle baş başa kalırsın ki gerçekten bu dünya da neden bulunduğunu çok iyi anlarsın
Herkese huzur bulduğu kişinin yanında bir ömür geçirmesi dileğiyle
hamlet
Yıllar evvel Bir blogda yazmıştım hakkında. Aslında gündüzle kıyaslamış ve göklere çıkarmıştım geceyi. Fakat ne blogu hatırlıyorum ne de yazının başlığını.

Gece benim sevgilimdir. Onu benden hiçkimse ayıramaz ve her gece benimle deliler gibi sevişir. Hırçınlığını ayrı, dinginliğini ayrı severim. Ve pek nadir saçlarını okşarım.
sos
seslerin azaldığı, düşüncelerin yoğunlaştığı anlarda misafiri olduğumuz zaman dilimi... (diye söze başlamak ve az felsefik şekilde söze devam etmek isterdim ama... davulcu gümbür gümbür geliyor)