hatim

turuncu gemi
öldüğümü duyarsanız sakın böyle bir şey yapmamanızı rica ettiğim olaydır. kuran-ı kerim ölüler için değil diriler için inmiş bir kitaptır. ölen ölmüş gitmiş, artık onu hayırla yad etmekten başka yapabilecek hiç bir şey yoktur. eskiden sıkı bir müslümanken kuran-ı defalarca hatmetmiştim. ama o zamanlar bile hep beraber toplanarak ''hu partisi'' veriyormuşçasına yapmazdım bunu. inandığım allah muhattap almış bizi, peygamber bu kitabı yaymak için o kadar bedel ödemiş okuyup öğrenmemek ayıptır diye düşünürdüm.
şimdi kadim bir ateist olarak hala gerektikçe açar bilgilerinden faydalanırım. kuran-ı kerim içinde çok derin menkıbeler (mitoslar) barındıran bir kitaptır. güçlü şiirsel bir tonda infak etmeyi emreder. daha güçlü bir tonda barışı emreder. ''hu hu show'' larda anlışılabilecek emirler değildir bunlar.

ben ölünce vasiyetimdir. nefesi haram kokan hoca bana dua falan okumasın. cebine üç beş bir şey sıkıştırın tanju okan'dan bir şeyler okusun. her akşam vodka, rakı ve şarap şarkısı hiç fena olmaz mesela. zaten toprağın altında çürüyecek insan da değilim, organlarım bir çok başka bedende yaşayacak. bir şeyler kalırsa da üniversitede kadavra olarak kullanılacak.
allahın kitabında ayetlerin sadece kutsal kitaplarda olmadığı yazar. yer yüzü de bir ayettir. yapılan her hayır bir ayettir hatta. anlıyanlar için toprağın altında çürümektense, bari ölmüş bedenin bir işe yaramasında büyük mana vardır.