ihmal

ihtiras limani
bir şeye veya birine gereken ilgiyi göstermeme.

İhmal ettiğimiz iş, sağlık, eğitim veya görev olduğunda bunlar neticede belli bir amaç için yapılan ve düzgün yapılmadığında kayba uğratan şeyler olduğundan, burada ihmal sorumluluğunu yerine getirmemek şeklinde oluyor.

Fakat bir insanı ihmal etmekte, daha doğrusu çıkar veya sorumluluk dışında sevgi ve muhabbetle bağlanılmış olanı ihmal etmekte biraz duygusuzca bir taraf var gibi gelir. Seni ihmal ettim dediğiniz kişiye ihmali telafi amaçlı yaklaşırsanız karşıdaki kişi sizin bir sorumluluğun ya da bir tür sözleşmenin gereklerini yerine getirme amaçlı davrandığınızı düşünecektir, burada dost sevgili veya aile bireyi bir meta, bir araç, bir fonksiyon gibi durur. Peki nasıl düşünmeli ? ihmal ettiğimizin yerini, değerini, hissini canlı tutar ve hissedersek zaten ihmal etmeyeceğizdir. Çünkü davranışımızın doğal yönelimi ona doğru olacaktır. O da bunu hissedecektir. Fakat hisler mi dinlenmeli ? hisler bazen peşin zevkleri uzun vadeli fakat emek isteyen doğrulara tercih eder. O an ne hissediyorsam onu uygularımcılığın sonu nefsinini köpeği olmaktan başka şey değildir.

Erdemleri ve değerleri üstte tutmak gerek, ve hatırlamak gerek, hatırlamak ataletin pasını çözer, yapay olmayan, ihmali telafi değil eksikliği hissediş olarak bizde yer bulur. Bu yüzden ihmal ettiğimizin, hele ki bu aileyse, görev bilincinden önce hissini hatırlayıp öyle ihmali telafi etmek gerek. Ruhu bu telafiye zorlamak değil, doğal akışını bu yönde tutmak mesele.