Türkiye bir süredir başka ülkelere yardım adı altında maske, dezenfektan, tulum falan gönderiyor haberlerde bol bol duyuyor okuyorsunuzdur.
Demek ki maske, dezenfektan vb. konusunda dışarıya yardım edecek kadar iyiyiz mesajı çıkıyor buradan. Gelelim işin gerçeğine ;
Ben henüz pandemi başladığından beri maskemi eczanelerden alamadım. Çünkü ne zaman gitsem kalmadığını söylüyorlar. Sadece bende mi böyle diyerek sosyal medyayı bir taradım. Hayır bir çok yurttaş aynı şeyi yaşıyor. Bu da şu demek, günlük eczanelere bırakılan maske sayısı ile yurttaş sayısı, talep sayısı birbirini tutmuyor. Dağıtıma rağmen maskesiz kalan ve kendisi bir şekilde çözüm üreten bir çok vatandaş var. Zaten yollarda gördüğüm yurttaşların %90'ında yıkanabilir siyah kumaş maskeler olması, vatandaşın ücretsiz dağıtılan bu maskelere itibar etmediğini veya bir şekilde almaya çalışıp alamadığını ve umudu kestiğini de gösteriyor.
Gelelim işin bir başka yönüne. Eczanelere teslim edilen maskelerde hiç bir standart yok. Bir eczaneye siyah maske bırakılırken, diğerine tek tek paketlenmiş beyaz maske bırakılıyor. Bir başkasına çöp poşetine doldurulmuş hepsi bir arada konmuş maskeler bırakılıyor. Eczanelerin söylediğine göre, gelen bu maskeler arasından ayıklama yapmak zorunda bile kaldıkları oluyormuş. Kıl, kan lekesi hatta talaş bile görüyorlarmış maskelerin üzerinde. Kimisinde burnu koruyan tel kısım varken kimisinde yokmuş. Kısacası karman çorman bir durum söz konusu.
Bu da akla başka bir soru getiriyor, halka dağıtılan bu maskeler, maske satış yasağı sonrası bir şekilde toplanan el konan merdiven altı üretim maskeler olabilir mi? Devlet diğer ülkelere maske yardımı yaparken öte yandan yurttaşına belirli bir standardı dahi olmayan maliyeti 10 kuruşluk bu merdiven altı ürünleri iteliyor olabilir mi? eğer öyleyse bunun amacı nedir? Devlet baba bizi niye sevmiyor, günün konu başlıkları bunlar. Buyrun.