safra kesesi ameliyatı

turuncu gemi
yaptıralı üzerinden henüz 24 geçirdiğim hadisedir. aileme ve yakın dostlarıma kendilerine bir minnet borcum olmaması için iyiyim, ağrım sızım yok demekteyim. yoksa bir de onların endişeli korkunç suratlarını ve fırsat bulduklarında uzun uzun eski hikayelerimizi anlatmalarını çekemem. sağolsun annem bir süreliğine yanıma taşındı da yemeğimi suyumu önüme koymakta. beklenmeyen bir durum oluşursa da gece gündüz taksi durağıyla komşuyum.

geçelim tanıma. aslında oldukça karmaşık bir hadisedir. bu operasyon açık ve kapalı olaraktan ikiye ayrılır. benim geçirdiğim eylemsellik kapalı olanıydı. ayrıntılarını pek öğrenmemeye dikkat ettim. ama bilduğim kadarıyla bile korkunç bir hadise. vücudunuza delikler açılıp bir organınız vakumlanıyor. genel anestezi yöntemiyle yapılan bir ameliyat türüdür. bütün ameliyat ekibini, temizlik personelinden, anestezi uzmanına kadar yakından tanıdığım için kendimi güvenle dostlarımın kollarına bıraktım. size de tavsiyem bütün sağlık emekçisi insanlarımıza güvenmeniz. hepsi işlerini en yüksek öz veriyle yapmaya çalışmaktalar.

aslında safra kesemde 2 santime kadar bir taş olduğunu tesadüf sonucu öğrenmiştim. 1 yıl kadar önce ağır bir gribin beni yüz üstü bayıltması neticesinde istenen ultrasyonda çıkmıştı sorun.
son günlerde yemeklerden sonra olağan dışı bir şişkinlik çekiyordum. rakı masasında bu durumu anlattığım genel cerrah arkadaşım "oğlum patlarsa yarrağı yersin, 2 cm taş az bir taş değil. gel yarın yatırayım seni hastaneye, öbür gün de keseyim" dedi. kaç gün rapor veriyin diye sorunca 2 ay veririz duruma göre dedi. ben de hemen yarın ameliyat olmak için ne kadar güzel bir sebep dedim. eğer bir daha rapor cazibesine kapılıp ameliyat olursam, bütün sözlük halkı beni siksin. o derece canım yanıyor.

ameliyattan uyandığımda 'nefes alamıyorum" diye bağırıyordum. doktor ise nefes alman normal diyordu. hiç midenize yumruk yediniz mi? hani nasıl nefesiniz kesilir. o yumruğun 20 mislini yaşıyordum. beni odama tekrar getirdiklerinde metrekare başına 6 akraba düşüyordu. neden toplumumuzda böyle bir adet vardır hiç anlamam. o acılarla boğuşan insanin sesizliğe ihtiyacı vardır. neyse ki ağrı kesiciler yönetebilecek bir acı.
bu başlıktaki tüm entryleri gör