supernatural

monodi
eski ev arkadaşımın bana aşıladığı bağımlılık. her şey 3 ayda 11 sezonunu izlememle başladı, neden izlediğim hakkında hiçbir fikrim yok ama hala yeni bölümü çıktığı anda izlerim ve bittiğini görünce üzüleceğim.
koro sensei
14. sezon onayı da almış dizi. ne kadar devam ederse etsin bırakmayacağım bu diziyi.(zaten bir şeyler beni terk etmeden ben onları terk edemiyorum.)
şu an 13. sezonu yayınlanmaktadır. hele bir 16. bölümü vardır bu 13 sezonda izlediğim en güzel bölümlerindendir. Scooby doo ekibi ile crossover yapmışlar. tekrar tekrar izlenesi.
vincentinkulaksizmanitasi
2012 benim için çok şey ifade eder. O kadar çok utanacağım davranışım oldu ki sayamam ama arasında bir yaptığım şey var ki asla unutmam ,utanmam ve saklamam. Kursa gidiyorum o zamanlar, sıra arkadaşım Esra var. Kültürlü ve bilgili bir kız ben ise onun aksine bildiğiniz ergen davranışlı biriyim işte. Birden onunla ortak noktalarımız olduğunu farkettim tuttuğumuz takım ve favori şarkıcımız bla bla bla. Bana bir gün Supernatural izliyor musun dedi. Adını hayatımda hiç duymadığım o diziyi o gün arkadaşımın kalbini kazanmak için evet izliyorum diyerek izlediğim yalanının söyledim. Kurs bittikten sonra 2012 yaz tatilimin ilk gecesi açtım ilk bölümü. Bütün sezonlarını izledim. Şimdi ne mi yapıyorum? 14. Sezonu bekliyorum asla iflah olmayan bir bağımlıyım
turuncu gemi
tam 14 senedir izlediğim yapımdır. dile kolay 14 yıl. o zamanlar aklı beş karış havada, gelecekte her şeyin çok iyi olacağını sanan bir eblehkken, bugün aklı iki karşı havada ve bir gün her şeyin iyi olacağına inanan bir eblehim.
14 yıldır çok severek ve heycanla izlediğim bu diziyi tanımlamak için ''acayibimsi'' den başka bir sözcük gelmiyor aklıma. zaten benim yaptığım olay da çok akıllı işi değil ya. fakat geçmişte başımdan geçen olayları hatırlarken ''lan bu olayı yaşarken supernatural'in kaçıncı sezonunu izliyordum acaba'' diye düşünmekten kendimi alı koyamam.

yıllardır bu platformlarda yazmama rağmen dizi hakkında çok laf etmemişimdir. çünkü ne söylesem hep bir şeyleri eksik bırakmaktan korkuyorum. fakat dizi aynı zamanda çok ince bir sistem eleştirisidir. ironiler cuk oturur.

günümüz türkiyesin'de dindar dostlarımız tarafından, biz seküler insanlara inanılmaz bir baskı var. hani ülkemizin yüzde doksan dokuzu müslümanmış ya. baskı bu yalanla başlıyor işte. yahut muhteşem hoşgörüyle de başlıyor diyebiliriz.
size bu dizideki allahtan bahsetmek isterim. bu allah binlerce yıl önce cenetten kaçmış. şeytanlarla meleklere ''yiyin ulan birbirinizi dürzüler, tohumunuza kaç para saydım ki?'' demiş gitmiş. dizideki melekler şeytanlardan beter şeytan rıdvanlar. şeytanın bir yerine parmak atacak cinsten derler ya, öyleler işte.
dizideki tanrı kendisine tek kişilik bir retro bar kurmuş türkü söylüyor. tamam tanrı tabii ki türkü korusun, ama türkü de söylese keşke. insanların kaşarlı dürümü yaratarak kendisini geçtiğini söylüyor. binlerce yılda erkeklerle de cinsel ilişkiye girdiğini anlatıyor. bir dizi karakterinin porno arşivini övüp, kendisinin bile bu kadar çok pornoyu bir arada görmediğini söylüyor.
peki neden hristiyanlar hop oturup hop kalkmıyor? neden bu dizinin senaristleri ve oyuncuları hala sokakta rahat dolaşabiliyorlar? çünkü hristiyanlar dinine ve kendilerine güveniyorlar. islam dini daha sağlam bir dindir hristiyanlıktan fakat müslüman arkadaşlarımız kendi bilgisizliklerine güvenemedikleri için bu kadar hassas ve agresifler sanırım.

dizinin ana karakterlerinden birini yıllardır bir türk canlandırmakta. melek castiel rolünde izzet yıldızhan'ı izleyebilirsiniz. gerçi son sezonda iyice ışıklı ayakabı oldu o da. üzülüyorum.
turuncu gemi
supernatural 14. sezon 1. bölüm değerlendirmesidir;

dean winchester'in kuran-ı kerim okumasıyla başlıyor. bu bir ekşi sözlük geyiği falan değildir, gerçekten de dean winchester kuran-ı kerim okuyor. gerçi doğu perinçek'in müslüman olmasından daha absürd bir şey değil bu durum. zaten bu bölümü de vatan partisinin polütbürosu yazmış gibi. aynı ülkemizdeki gibi kirli bir suriyeli sığınmacı karşıtlığı var.

dean winchester; michael karakterine bürünmüş. her zamanki gibi berbat oynamakta. resmen crowley'i taklit ediyor tabii ki başaramıyor. buradan crowley'e bir çift sözüm olacak, nerelere bırakıp gittin bizi eyy gönlümüzün şeytanı.
anladım ki hiç kimse, hiç kimse sen değil, hiç kimse senin gibi ruhuma huzur değil.

sam winchester; her zamanki gibi berbat oynuyor. nedense çok zayıflamış. şeytanları falan dövdü tırsıttı işte bölüm boyunca. başka da bir numarası yok.

castiel; izzet yıldızhan'ı bu rolde başarıyla izlemek bir türk olarak yıllardır göğsümü kabartıyor.

jack; elimize doğdu, elimizde büyüyor. ben kendi yeğenlerimin ergenlik kaprislerini çekemezken nephilim ergenliği hiç çekilmiyor.

bobby singer; gönlümüzün crowley'den sonraki efendisidir. ama ne olur marry'le sevişme be dayı. en iyi arkadaşının karısıydı bir kere. yapma bunu. yaşlı sevişmesi de görmek hiç istemiyorum zaten.

mary winchester; arkadaşlar bu kadın güzelleşmiş mi? yoksa ben mi uzun süredir sevişmiyorum. bir türlü karar veremedim bölüm boyunca.

mark pellegrino; hala muhteşem bir oyuncu. bölümde var olmasına rağmen hiç bir numarası yoktu. sanırım yaşlandı bir yeğmiye alsın garip de evde çorba kaynatabilsin diye oynatmışlar.
turuncu gemi
supernatural karakter analizleri;

sam: nam-diğer geyik. uyuz bir karakter. seni diziye staring yazan castın ben...

dean: agrasif ama iyi bir arkadaştır. keşke benim abim olsaydı. sam gibi uyuz bir kardaşı hak etmiyor. dean ağabeyin meleğin den şeytanına azrailine, halvet olmadığı doğa üstü bir ablamız kalmamıştır. tanrı'nın bacısı bile buna hallenmiştir ama mutlu son olmamıştır. öldürmediği yaratık da kalmamıştır. ölümü bile öldürdü pezevenk.

castiel: ilk girdiği sezon da ki gram karizması yoktur. gelen vurmuş geçen vurmuştur. izzet yıldızhan'a benzer.

crowley: kral gibi kraldır. wallahi biz kral'ı özledik.

chuk: allahtır kendisi sümme haşa töğbe istağfır. ama tam benim tapacağım allahtır. retro bir barda tükenmişlik sendromu içindedir. aklını deliye, götünü deliğe vermiştir. laptopta porno kasar 31 çeker. kurbanı olurum ben böyle allahın.

amara: kendisi tanrı'nın bacısıdır. götüme kaş göz çiz daha güzel olur. bir kadın bu kadar soğuk ama fingirdek nasıl olur o'da ayrı sorudur. amara aynı zaman da urfa ilinde abdullah öcalan'nın doğduğu köyün ismidir.

rowenna: benim asıl allahım bu kadındır. kızıl saçlı milf bir afet-i devrandır. cadı diyorlar sana, desinler değişemem desinler değişemem...
turuncu gemi
14. sezon 15. bölümüyle aşk acısını gözümde damlalar, babasızlık ızdırabını boğazımda düğüm düğüm etmiş dizidir. benim babam da 30 yıl sonra karşıma çıksa ne güzel olurdu diye düşündürmüştür. 35 yıl önce tam da bugün babamın öldüğü yaştayım. bütün babalar acılara karşı, bu kadar güzel gülüşleriyle mi meydan okur?
bütün babaların da bazen sadece gülüşleri bile bir hayat dersi mi taşır?

olur da benim babam da 30 kusur yıl sonra karşıma çıkarsa kendisine verecek çok hesabım var.
turuncu gemi
her sezonda mutlaka kapitalizmi çok ince ironilerle yerin dibine sokan dizidir. 14. sezon, 15, bölümde, kapitalizmin insan ruhunda yarattığı tahribat, sıkışmışlık, kendini kandırma hissini, amerikan rüyası üzerinden muhteşem bir şekilde eleştiren harika yapımdır. ömrümün 14 senesini verdiğime hiç pişman olmadığım dizidir. iyi ki varlar ve umarım bir 14 sene daha çekerler.

fakat yine de yapımcılara bir çift sözüm var. yeter artık şu castiel'i ışıklı ayakabıdan farksız bir mahlukat haline getirdiniz epeydir yapmayın bunu. adam melek oğlu melek lan. her türlü seviyoruz biz kendisini ama zorumuza gidiyor.

jack sana da bir çift sözüm var. sen anandan doğduğunda da maldın, hala malsın, mal gideceksin oğlum.