yarım kalan hayaller yaşındayız

kozmos
(bkz:depresyon tüccarı ayağınıza geldi)

çok sıkıldım şu hiçbir işe yaramayan, akabinde üretken bir biçimde çıkılmayan depresyonlardan. getirisi olan 3. sayfa gazete haberi kıvamında yapaylık fışkıran çaresizlik şarkılarından.
kendime de şikayetimdir bu aynı zamanda.

gerçekten bir yalnızlık, bir acı, bir hüzün bir insana bir şeyler katmıyor ise, yalnızca etrafa kanserli hücre gibi düşük modda şarkılar yayıp özü anlaşılmayan sözüm ona ''aşk'' kokan şiirler saçmak ise, yalnızca zamanda ve mekanda israf olmaktır, boşa yer kaplamaktır.
üstelik bu depresyon halleri toplumsal bir sapkınlığa doğru kayıyor. yeni nesilde de en çok bunu görüyoruz ya zaten.
“ah dostum tolstoy ve kafka okudum, acılarımı besledim anlıyor musun, zamanla hepimiz değiştik.." kıvamında bir entelekteüalitenin ''bu şehirde yaşanmaz'' a doğru kaydırılması, beraberinde insanlara da yeşil bir duman silüetinde kokuşmuş ve bıçkın bir çaresizlik, yalnızlık pompalayan, yer yer şans eseri sayılamayacak bir realitede okunan kitapların yardımıyla 1-2 özgün fikir bırakan insanlar.

bu insanlar ''yaşam'' ''aşk'' gibi konular hakkında kısa veya uzun, yanar dönerli özlü sözleri, tepeden bakan ancak sözüm ona ''ben de sizdenim'' minvalinde, hayatı çözmüş beylik lafları, sürekli dile dolanmış samimiyeti, '' elbet hayat bize de gülecek” modlarından vazgeçemiyor. tezat enteresan, umudun olması gereken yerde, sol kesimde yani, bu pozlar çokça seviliyor, paylaşılıyor, takip ediliyor.
stup making stupid people famous derken bu minvalde insanları da söyleniyor esasen.
boşaldım.