confessions

turuncu gemi

2. nesil Yazar - Eski sevgili hüznü

  1. toplam entry 1820
  2. takipçi 11
  3. puan 16701

rüştü asyalı

turuncu gemi
1990'ların sonu, 2000'lerin başında, trt'de muhteşem bir popüler bilim programı vardı. o çocuk yaşımda beni trt'2'nin başına mıhlardı. o yıllarda hükümetin, ülkemizde yaşayan insanlar nerede olurlarsa olsunlar, hangi meslekten olurlarsa olsunlar, bilim adına bir miktar fikirleri olsun diye bir derdi vardı. ve bunu neredeyse bbc kalitesinde bir kamu yayıncılığıyla yapardı.

büyük usta rüştü asyalı'nın da o programda anlatımını yaptığı çok kaliteli bir bölüm olurdu. nice nice şeyler öğrenmişimdir kendisinden. bu platform aracılığıyla kendisine kocaman bir teşekkürü borç bilirim.

buka barane

turuncu gemi
kürtçede ''yağmurun gelini'' anlamını taşıyan sözcüktür. aynı zamanda muhteşem bir mem ararat stranıdır.

çima tu nakenî?
çima tu napeyivî?
û li wê valahiyê
weke mirin sar mayî

yarê, delalê, bûka baranê,
bes e xwe bixemilîne bi rengê biharê
bes e xwe bixemilîne bi rengê tavê

yarim, güzelim (sevgilim), gökkuşağım
yeter, süslen baharın rengiyle
yeter, süslen güneşin rengiyle

seni gördüğüm zaman
o karanlık hayatımda
üzgün oluyorum
ben deli divane oluyorum

nihat erim

turuncu gemi
12 eylül faşist cuntasının chp'li başbakanıdır. bu kişinin hükümetinde halka reva görülen zulüm karşısında aşık mahsuni şerif ''erim erim eriyesin'' türküsünü yakar. siyasi bir suikast yoluyla yaşamını yitirmiştir.

bugün idris naim şahin denen şahsı aday gösteren chp'ye şaşıranlar gençlere, chp'nin faşist, toplum düşmanı dokusunu bu örnekle anlatmak istedim. chp'nin bu yeni belediye başkanı için daha başka kötü söz etmeyeceğim. idris naim şahin denen şahıs dedim daha ne diyebilirim?

defne ormanı

turuncu gemi
muhteşem bir melih cevdet anday şiiridir;

köle sahipleri ekmek kaygusu çekmedikleri
için felsefe yapıyorlardı, çünkü
ekmeklerini köleler veriyordu onlara;
köleler ekmek kaygusu çekmedikleri için
felsefe yapmıyorlardı, çünkü ekmeklerini
köle sahipleri veriyordu onlara.
ve yıkıldı gitti likya.

köleler felsefe kaygusu çekmedikleri
için ekmek yapıyorlardı, çünkü
felsefelerini köle sahipleri veriyordu onlara;
felsefe sahipleri köle kaygusu çekmedikleri
için ekmek yapmıyorlardı, çünkü kölelerini
felsefe veriyordu onlara.
ve yıkıldı gitti likya.

felsefenin ekmeği yoktu, ekmeğin
felsefesi. ve sahipsiz felsefenin
ekmeğini, sahipsiz ekmeğin felsefesi yedi.
ekmeğin sahipsiz felsefesini
felsefenin sahipsiz ekmeği.
ve yıkıldı gitti likya.
hala yeşil bir defne ormanı altında.

sevincin yarısı

turuncu gemi
muhteşem bir melih cevdet anday şiiridir;

kuşlar yağmur yağdırır da
yağmur güneşi vururdu ya
ben sana gelirdim

sevincin yarısı ağzımda
zambağa birikir sabahlar
ovalar atlara binerdi

kulesine koşuşunca deniz
cebimde geceden yıldızlar
arılarla ballarla kanımda

yüreğim avuç olurdu da
sonra çeşme de olurdu ya
mutsuz dönüşler ayında

ben sana gelirdim

seni seviyorum cümlesinden daha güzel cümleler

turuncu gemi
woody allen bu sorunun yanıtına ''timörünüz iyi huylu'' diyerek cevaplıyor. fakat woody allen hiç benim kadar sevgisiz kalmamış sanırım. büyük yönetmenle hiç de aynı fikirde değilim.
kulağıma samimi bir ''seni seviyorum'' cümlesinden daha güzel gelecek bir cümleyi yarım saat düşündüm ve bulamadım. timörünüz iyi huylu cümlesi de buna dahil.

yani bir gün böyle bir problemle doktora gitsem ve doktordan böyle bir cümle duysam, hekim arkadaş da haliyle sevinmemi beklerken ona en küçük emrah bakışlarımla şöyle derim;

''hocam, allah seni inandırsın ki benimki çok da yaşamak değil. sen buna müjde mi diyorsun?''

hep sonradan

turuncu gemi
muhteşem bir ahmet kaya şarkısıdır. ne berbat insanlar tarafından coverlanıp söyleniyor bu eser son zamanlarda. kulaklarıma resmen insanlık suçu olarak okunuyor o emeksiz, yeteneksiz coverlar. bir tek aleyna tilki hanımefendinin coverlamadığı kaldı. keşke bu konuda bir sanatı koruma kurulu oluşturulsa.

ölümden sonra yaşam

turuncu gemi
popüler kültürde ''dönülmez akşamın ufkundayız'' diye bilinen ''rindlerin akşamı'' şiirinde yahya kemal beyatlı şunları yazar;

dönülmez akşamın ufkundayız.vakit çok geç;
bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.

evet şairin dediği gibi ''cihana bir daha gelmek hayal edilse bile, siz yine de fazla avunmayın böyle bir teselli ile''
öteki tarafta bir hayat yok. bunun avuntusundan vaz geçip tek ömrümüzü mümkün olduğunca onurlu, düşmeden ve kimseyi incitmeden yaşamakta yarar var. hak yemeden ve zerre hakkımızı yedirmeden yaşamakta ustalaşabileceğimiz kocaman bir ömür.

cennet, cehennem diye bir yerler yok demiyorum. elbette var. fakat ömer hayyam'ın da dediği gibi;

yaşamın sırlarını bilseydin,
ölümün sırlarını da bilirdin,
bugün aklın var bir şey bildiğin yok,
yarın akılsın neyi bileceksin?

hayyam usta beni bağışlasın fakat ben bu yaşamla ilgili kesin bir fikre vardım. o da cenneti, cehennemi yaşamak için ölmeyi beklemek faydasız. iki yaşam da bu dünyada. iki yaşamı da yaratabilmek bizim elimizde.

ölümden korkmamak

turuncu gemi
nazım'ın da dediği gibi;

''en acayip gücümüzdür,
kahramanlıktır yaşamak,
öleceğimizi bilip,
öleceğimizi mutlak''

sanırım doğada öleceğinin bilincinde yaşayan tek hayvan biz insanlarız. bunun bir çıldırış hali olarak ruhumuzu kaplaması gerekirken buna karşı bir pozitif antikor geliştirmiş gibiyiz.

sanırım bende herkesten biraz daha güçlü çalışıyor bu antikorlar. elbette ki zamansız gitme meraklısı falan değilim. fakat ölümün tatlı bir bilinç kaybından sonra bir daha olmamak olduğunu net bir şekilde biliyorum. her şeyin bir sonu var ve kendimizi de çok abartmaya gerek yok

cemal süreya

turuncu gemi
yaşadım, tanrım,
yarım ve uluorta,
bir dahaki hayatta,
varsa öyle bir hayat,
şiir yazar mıydım,
bilmiyorum.

ama kadınlar, tanrım,
öyle sevdim ki onları,
gelecek sefer
dünyaya
kadın olarak gelirsem,
eşcinsel olurum.

muhteşem dizelerinin yazarıdır.

zülüf dökülmüş yüze

turuncu gemi
büyük ozan neşet ertaş'ın, sevdiğinden olabilecek en içli şekilde aman dilediği muhteşem türküdür. gerçi ustamız yerel lehçesiyle ''amoon'' da diliyor olabilir. bu muhteşem haykırışın kendimce kötü gevezeliğini yapmayayım daha fazla. bence bir şans verin ve dinleyin.

''bir kazma al bir kürek, amoon amoon,
mezarımı kaz gayrı...''

idam

turuncu gemi
insanın insana karşı en şerefizce cezalandırma yöntemidir. avusturya'dan bir idam mahkumu victor hügo'ya mektup yazar ve durumunu bildirir. victor hügo bu mahkumun yaşamı üzerinde sorumluluk hisseder ve o da avusturya kralını bir mektup yazarak şöyle seslenir;

''20. yy'de idam cezası şüphesiz dünyada ortadan kalkacaktır. siz neden bu cezayı bugünden yasaklayıp ülkenizde 20.yüz yılı yaşatmayasınız?''

mektup etkili olur.

idam cezası devlet eliyle apaçık işlenen cinayetin ve kan davasının adıdır. kesinlikle bir caydırıcılığı da yoktur. bu konuda abd'den örnekler vermek isterim. abd'de idam cezasının yasal olduğu eyaletlerle, idam cezasının olmadığı eyaletler arasında suç oranlarında fazla bir farklılık yoktur. idam cezasının kalktığı eyaletlerde bir suç artışına da rastlanmamıştır. fakat çoğu örnekte görülmüşür ki, şüpheli kişi idam edildikten sonra masum olduğu kanıtlanmıştır.
çin devletinde devlet eliyle idam mahkumlarının organlarının mafyaya satıldığı örnekler de görülmüştür. bu da gösterir ki bir çok durumda devlet vatandaşından daha suçlu ve tehlikelidir. çünkü en organize şekillerde suç işleme imkanları vardır.

yazının başında söylediğim insanın insanı en şerrefsizce cezalandırma tekniği olduğu sözümü değiştiriyorum. son yıllarda ülkemizde bundan beter cezalandırma teknikleri icat olunmuştur. bunlardan en bilineni tabii ki f tipi cezaevleridir. ondan sonra günümüzde uygulanan, bir şahıs her hangi bir terör örgütünden suçlu yahut şüpheli bulunduğunda onun bütün sülalesini cezalandırmaktır. hukuki terimle suçun şahsiliği ilkesinin yerle yeksan edilmesi. zaten masumiyet karinesi denen ilke neredeyse hiç olmamıştır.

son bir yıla yakındır da, hem mhp'li üst düzey yetkililer, hem de akp'li yetkililer tarafından her ay af sözü ortaya atılmakta. hatta 25 aralıkta mhp genel başkan yardımcısı, adalet bakanının af tasarısını açıklayacağını söyledi.
devletimizin suçluları özgürlüğünden alı koymak tabii ki hakkıdır. fakat ne mahkumlara ne de mahkum yakınlarına böyle psikolojik işkenceler yapmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.

karadır kaşların eğmeli değil

turuncu gemi
büyük ozan zara'lı halil türküsüdür. cengiz özkan söylerken kaliteyi yeniden yaratmakta. arkadan çalan hüzünlü kemençe insanın kırılmadık kemiğini bırakmamakta. bu hüzünlü havadan sonra aşık daimi'den ''dostun bahçasına bir hoyrat girmiş'' başlıyor. fevkalade de gidiyor. mutlaka bir şans verin dinleyin. pişman olmayacaksınız.

''fırsat elde iken sarmadık yari, beni öldürmeli dövmeli değil...''

''bu meydanda serilidir postumuz,
çok şükür mevla'ya gördük dostumuz.
bir gün kara toprak örter üstümüz,
çürüdür hey benli dilber çürüdür.

abdal pir sultan'ım başından başlar,
iyileri kor da kötüyü taşlar.
bin çiçekten bir kovana bal işler,
arıdır hey benli dilber arıdır.''

palu ailesi

turuncu gemi
bugün komplike bir hayvan belgeseli izliyormuşçasına izlemeye devam ettiğim toplumsal vakaadır. bu çapsızlıkta, karizmasızlıkta ve cehalette bir enişte tarafından bu kadar çok dolandırılabilen yurdum insanı adına utandım. bir alman atasözü, insanları kandırmak, onları iknaa etmekten daha kolaydır der. insanlığın en çıplak dramını ve zavallığını yansıtan sahih bir sözdür bu.

olayların şakaya alınacak hiç bir yanı yok. dramdan ibret çıkartılacak onlarca yanı var. enişte tuncer ağır hasta. bu tür hastalıktaki insanlardan aramızda on binlercesi dolaşıyor. bunlarda doğuştan gelen insanları manüpile etme yeteneği var. enişte tuncer bu insanların ilkokul mezunu olanlarından. zaten yüksek ihtisas yapanları dünya üzerinde hep karşımıza başarılı politikacılar olarak çıkar. toplum kendisini zihinsel ve yazık ki bireysel olarak bu tür insanlardan korumayı öğrenmeli.

olayın dramatik boyutlarından biri de, bu enişte tuncer'in lokal arkadaşı mıdır, kiracısı mıdır bir herifle arasında geçen diyalog. bu herif, tuncer'i makdül meryem'i ağaca bağladığını gördüğüne dair evlatları üzerine yemin etmekte. doğru da söylediğine eminim. ama olayı iç aile hesaplaşması olarak gördüğünden mütevellit polis çağırmıyor.

bir de müge anlı yandaşlık kepazeliği var ortada. bu olaylar daha önce defalarca emniyet güçlerine intikal etmiş. fakat emniyet güçleri çok da bir tedbir almamış. müge anlı bunun üzerine kapatmak için mide bulandırıcı taktiklere baş vuruyor.

sinop

turuncu gemi
hayatımda gezip gördüğüm en güzel ikinci şehirdir. bir yarımadaya bir kent ancak bu kadar güzel yakışabilir. sinop'ta her yolunuz denize çıkacaktır. her yerde kale olduğu için küçücük şehirde benim gibi kafadan navigasyon fukarası biriyseniz çok defa kaybolacaksınızdır.

benim çok uzun yıllar evvel sinop şehrine gitme amacım sabahattin ali'ye olan hayranlığımdı. büyük yazarımız oranın kaleden bozma maphusunda 17 ay yatmıştır. bugün herkesin ağzına bir kaç kez pelesenk olmuş bestelenmiş şiirlerini de orada yazmıştır. hatta herkes tarafından bilinen ''eşkiya dünyaya hükümdar olmaz'' türküsü de orada yazılmıştır. ülkemize türküyü tanıtan kişi sabahattin ali'dir.
bugün müze olarak kullanılan cezaevi kapısında yolu oraya düşen onlarca yazar şairimizin adı vardır. aslında bu kocaman bir utanç vesikamızdır. vesika bugün çeşitli cezaevlerinde yazılmaya devam etmektedir.

seçimler siyasi faaliyet değildir

turuncu gemi
binali yıldırım beyin, beyin yakan açıklamasıdır. seçimler insanın kendisine yakışanı giymesidir diyebilir miyiz o zaman? seçimler siyasi faliyet değilse o halde bir şekilde tanımlamamız gerekiyor seçimleri. sahi demokrasiyi ne kadar acınacak hale getirdiler. gerçi acınacak hale gelen demokrasi değil direkt olarak biz halkız, lakin habarımız yok.
binali beyin anayasaya aykırı adaylığında bir beis görmeyen ana muhalefetin mantığına karşı aklına gelen her saçma şeyi söyleyebilir binali bey. hakkı vardır. bu seçimlerde her şey çok mantıklı da, binali beyin bu beyin yakan açıklamasında mı mantık arayacağız? seçimler akp'nin üzerine yakışanı giymesidir. yakışmayanı da bir şekilde kayyum, mayyum, mühürsüz, şunsuz giyiyorlar fakat mahallede başka kabadayı yok iste at koşturuyorlar. muhalefet de nalcısı olmuş bu atların.

dur dağı

turuncu gemi
sarıkamış'da yitirdiğimiz 90 bin insanımızdan birinin cebinden çıkan şiirin halk tarafından ağıda dönüştürülmesidir. erkan oğur tarafından muhteşem yorumlanmıştır.

arz eder sılayı divane gönül
sılada zinnetli çamlar görünmez
nice nazlı gelin, sefil analar
giyinmiş karalar, allar görünmez

seyreyledim dur dağı nın taşını
zalim avcı avlar keklik kuşunu
lav-ü ümran, poyraz aşmış düşünü
her gelen avcıya ağlar, görünmez

ezelden yazılmış bu kara yazı
zehirden acıdır düşmanın sözü
felek bize mesken kurdu sivas ı
laleli sümbüllü bağlar görünmez

bülbül de ah çeker, güle de kalmaz
sivas ın çevresi askeri almaz
acemi askerler talimi bilmez
karışmış ağalar, beyler görünmez

kamil'em der ben de tuttum bu destanı
gider kalmaz bu dağların dumanı
okunuyor seferberlik fermanı
hani yeşil sancak, tuğlar görünmez

yazarların başından geçen doğaüstü olaylar

turuncu gemi
bir zamanlar çok sevdiğim bir insan vardı. bu doğanın şartlarının çok üzerinde iyi bir insandı. ve uzun yıllar boyunca doğa üstü bir mutluluğu paylaşmıştık.
iki yıla yaklaşan ayrılığımızda, doğanın, evrenin yasalarının çok üzeri mutsuzluklarım oldu.

en az bunun kadar başıma gelen doğaüstü olay da, erkan oğur dinlemek. adamın yaptığı müziğin bu doğa yasalarıyla bir izahı olduğunu düşünmemekteyim.

kalsın benim davam

turuncu gemi
hızır paşa, pir sultan abdal'ın idam hükmünü uygulamadan baba erenlere der ki;

''içinde şah geçmeyen tek bir şiir yaz seni affedeyim.''

pir sultan ise dilini hızır paşanın yüzüne tükürür ve her dizesinde şah geçen bu şiiri yazar;

ben de şu dünyaya geldim sakinim
kalsın benim davam divana kalsın
muhammed ali'dir benim vekilim
kalsın benim davam divana kalsın

yorulan yorulsun ben yorulmazam
derviş makamından ben ayrılmazam
dünya kadısından ben sorulmazam
kalsın benim davam divana kalsın

hızır paşa bizi berdar etmeden
açılın kapılar şah'a gidelim
siyaset günleri gelip yetmeden
açılın kapılar şah'a gidelim
açılın kapılar hey dost şah'a gidelim

siyaset günleri gelip çatmadan
açılın kapılar şah'a gidelim
açılın zindanlar hey dost şah'a gidelim
çıkarım bakarım kale başına
mümin müslümanlar gider işine
bir ben mi düşmüşüm can telaşına
açılın kapılar şah'a gidelim
açılın kapılar hey dost şah'a gidelim
bir ben mi düşmüşüm can telaşına
açılın kapılar…

kafasında fesle dolaşan tımarhanelik herif

turuncu gemi
kim olduğunu anladığınızı umuyorum. bilgiyle yenemediği insana karşı ailesinin namusuna dil uzatan aciz herifin tekidir. bunun geçenlerde bir videosuna rastladım, stalin'in, nazi ordularını ayetel kürsüyle durdurduğunu iddea ediyordu. ve diyanet işleri başkanımız da bu herife büyük değer yüklüyor.
diyanet işleri başkanının ara sıra komutan kenan'a da ziyarette bulunmasını öneririm. gitmişken bir de şarabını tazelesinler garibin de, ödediğim vergiler bir seferlik iyi bir şey için kullanılmış olsun.

kıralın adamları

turuncu gemi
güzel bir kemal özer şiiri;

siz bir kıraldınız nasıl hatırlamam
koyacak yer bulamayan ellerine
adamlarının sırtından başka
kıraldınız olmasın mı o kadar da

deniz sizindi düşüp düşüp sarılmalar denizi
ay durduğunda gecenin bir yanına
saçlar varmak üzereyken öteki saçlara
sizindi yan yana uyumak gecesi

kan ise yiğittir bütün bilinenlerden
el ile koymuş gibi yanına vardığınız
nasıl hatırlamam siz bir kıraldınız
adamlar aktı şehrin çeşmelerinden

resmi din

turuncu gemi
türkiye'nin yüzde doksan dokuzu müslümandır safsatasıyla meşruuluk kazandırılmaya çalışılan türkiye'de ki egemen devlet islam-sunni anlayıştır. konuyu uzun uzun tartışmak yerine, murathan mungan'ın veciz bir sözünü paylaşmak isterim.

''türkiye'nin resmi dini iki yüzlülüktür''

insan kokusu

turuncu gemi
sunay akın'ın asansör şiirinde bu konuda güzel bir tespiti vardır;

''yalnız kaldığımız anda bile
alırız insan kokusunu.
ıssız adasında
üstünden atamamıştır robinson
yakalanma korkusunu..''

birinci meşrutiyet

turuncu gemi
abdulhamit 19.yy'nin sonlarında bir şehzadeyken, kendisini dönemin liberal aydınlarına oldukça idealist bir demokrat olarak yedirmeyi başarmıştır. eğer padişah olursa bir anayasa kabul edip, meşrutiyeti ilan edeceğine dair söz vermiştir. padişah olunca dediklerini de yerine getirmiştir. fakat çıkartılan anayasada padişahın meclisi fesih yetkisi bulunmaktadır. ve çok geçmeden de 2. abdulhamit bu yetkisini kullanmıştır.

bugünkü anayasamızda da, allah başımızdan eksik etmesin uzun boylu sevgi insanımızın meclisi fesih yetkisi vardır.
19.yy'den bile daha geri olan bu anayasa meclisten geçerken, sadece bağırarak halka umut satıp cebini doldurmayı bilen muhalefet partileri mal mal bakmıştır.

gecenin şiiri

turuncu gemi
sen

daldın sen,
serin su başlarında eyleşen,
bir söğüt dalı!...

baldın sen,
binbir bozkır çiçeğinden süzülmüş,
ankara balı!...

yapraktın sen,
uğruna yaşanmış ölünmüş,
vatan toprağı!...

mehmed kemal
69 /