zengin hikaye

rübab-ı şikeste
Yağmurlu bir Şubat akşamıydı. Yürürken ezdiği çakıl taşlarının sesi yağmuru bastırıyordu. Adımlarını hızlandırmıştı, şimdi adımları kalbinin ritmine uyuyordu. Fakat hızlanan biri daha olmalıydı... aslında dikkatli biri olmasa fark etmezdi. Çünkü ardındaki o kadar ustaydı ki adımları birbirine uydurmada...
Derken gök gürledi! Ve bir el omzuna dokundu...
icgqhs
gitme demek için kalmasına imkan sunmak gereken hayatlar var.
Bu hayatlar öyle çetrefil kaldırmazdı net olunması gerekirdi.
Adam usulca eğdi başını ve arkasını dönüp yoluna devam etti.
Her adımda hayal kırıklıklarına yeni birini ekledi ve adımları bitmesin istiyordu zira ondan uzaklaşmak onu unutmak değildi. O biliyordu aslında attığı her adım ona eziyet ve içine düşen birer hüzün parçacığı olacağına.
Yapacak bir şey olmayınca susmak ve gitmek en iyisidir.