zengin sözlük yazarlarının rüyaları

hak yeme hell yeah
Rüyamı anlatmadan önce gerçek bir anımla başlayayım. Çünkü bu gerçek anım rüyama doğrudan etki etti.

4 yaşındayım. Annem beni yıkadıktan sonra direkt balkona koşuyorum. Bu babamın en kızdığı şeydi. Gökyüzüne bakarken gözlerime bir yıldız çarpıyor. Büyülenmiş gibi izliyorum o mavi yıldızı.

Babam geliyor sonra yanıma. Ama ağzım açık şekilde izlediğimi görünce kıyamıyor. Sonra da şu diyalog geçiyor aramızda:

- baba bak mavi yıldız.

- evet oğlum. Rigel onun adı.

- çok küçükmüş.

- güneşten bile büyük ama uzak diye küçük görünüyor.

- kimin yıldızı bu. (güneş bizim yıldızımız diye daha önceden öğretmişti o anlamda sordum)

Babam artık benim içeri geçmemi istediği için geçiştirerek:

- benim yıldızım benim.

Babam benim yıldızım deyince inanıyorum ve içeri geçiyorum mutlu olarak.

Şimdi rüyama gelelim, askerliğimin ilk haftaları görmüştüm yanlış hatırlamıyorsam.

Güzel bir evim var rüyamda. Karşımdaki koltukta bir kadın oturuyor. Eşimmiş. Ayaklarımın dibinde de bir kız çocuğu var, kızımmış. Saçlarını tarıyorum.

O esnada haber bülteninde bir son dakika haberi duyuluyor:
Bilim adamları rigel yıldızının sesini kaydetmeyi başardı. Elektromanyetik ses alıcıları ile sesi kaydedilen yıldız dünyaya 865 ışık yılı uzaklıkta.

O an donup kalıyorum. Ağzım açık, gözlerim hafif dolu.
Eşim:
- ne oldu? İyi misin?

Ben, kesik kesik zor bir nefes alıyorum ve titreyen sesimle eşime bakmadan şöyle diyorum:

- Bu... Bu benim rahmetli babamın yıldızı.

O anda televizyondan rigel'in yakından çekilmiş görüntüsü geliyor ve sesi yayınlanıyor. Sesi tüyler ürpertici bir uğultu gibi daha çok. Sonra arkamdaki duvarda babamın fotoğrafına bakıyorum ve göz kırpıyorum. Ve fotoğraf da bana göz kırpıyor tebessüm ederek.

Okuyan için etkileyici olmayabilir ama uyandığımda saatlerce ağlamıştım. Bugüne kadarki hiçbir rüya da beni bu kadar etkilememiştir.

bu başlıktaki tüm entryleri gör