açlık

kozmos
mükemmel ötesi bir eser. çevirisini behcet necatigil'in yapması da apayrı bir lezzet katmış. kitaptan şu kısmı unutmam, paylaşmamam mümkün değil;

''boyuna, düzenli-biteviye, şu son zamanlarda işim bitikti benim! sonunda, ellerim böyle boş, ortalarda kalışım ne garip! artık bir tarağım bile yoktu, efkar basınca okumaya bir kitabım bile yok. ''
avni
worldmeters istatistiki verilerine göre 700.000.000 (yedi yüz milyon)dan fazla insanın içinde bulunduğu durum. açlık sınırında değil basbayağı açlığın pençesinde olan, gezegeni paylaştığımız insanların sayısı.
diğer bir deyişle dünya insan nüfusunun yaklaşık onda biri açlıkla burun buruna yaşıyor. belki yaşadığımız çevrede, kentte ülkede karşılaşmıyoruz kendileriyle lakin aynı oksijeni soluduğumuz bu gezegende yaşıyorlar. bizlerin, karnı tok, sırtı pek olanların umurunda mı bu insanlar? hak ediyorlar mı açlıkla burun buruna yaşamayı? ya da onlar açlığın buz gibi nefesini enselerinde hissederken biz hak ediyor muyuz karnı tok sırtı pek yaşamayı?

yoksulları, açlık sınırında yaşayanları söylemiyorum bile.