Seyyahların rivayet ettiğine göre; yolların, zencefil, sumak, safran, karanfil, kekik, nane koktuğu tek güzergah. Çin'den, Hindistan'dan hareket eden kervanlar, orta asya bozkırlarından çöl kıyısında olan ülkelere, oradan da peygamberlerin piştiği doğu tandırı ve Mezopotamya düzlüklerinden batıya doğru uzanır. Kervanlara mihmandar olanlar kervancı başı olarak bilinse de, bunlara bezirgân denilir. Öte yandan kervansaraylar bu kervanlar neticesinden inşa olunmuş, türlü türlü Seyyah ve tüccara, kervan ve yolcuya ile yolluya ev sahipliği yapmıştır. Bir de Osmanlı devleti karaya o kadar bağlandı ki, denizleri Britanyalılara kaptırdı. Sonrası malum. Deniz ticareti yeni pazarlar keşfetmek için daha ideal, ki karasal güzergahların pek bir sürprizi yok. Ticari anlamda sürpriz yok, daha başka anlamlarda sürpriz gâni. Hancı var, hancı kızı var, şarap var, her şey var. Elbette Allah var. Ki bu yolun din etkileşimi çok şaşırtıcı. Misal, Hindistan'dan sadece baharat ihraç olmadı. Daha başka mistik ve otantik mitler ve ritüeller de ithal edildi.