iki yada daha fazla sacı, bir birine bağlamak için, daha önceden delinen deliklerden geçirerek iki ucu şişirilen bağlantı elemanı.
zenginsozluk.com/foto
İç Burkan, göt titreten soğuklardır.
Hoşlanılan kız trakyalıysa tersi bu soğuklara benzer.
Hoşlanılan kız trakyalıysa tersi bu soğuklara benzer.
ski ve halk arasındaki adıyla Maraş, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık on sekizinci şehri.
1.112.634 nüfusa sahiptir.
Kurtuluş Savaşı'nda işgale direnişi nedeniyle TBMM tarafından 5 Nisan 1925'te şehreı İstiklal Madalyası verildi. Maraş olan adı, 7 Şubat 1973'te Kahramanmaraş olarak değiştirildi.
1.112.634 nüfusa sahiptir.
Kurtuluş Savaşı'nda işgale direnişi nedeniyle TBMM tarafından 5 Nisan 1925'te şehreı İstiklal Madalyası verildi. Maraş olan adı, 7 Şubat 1973'te Kahramanmaraş olarak değiştirildi.
tam doksan iki gündür açlık grevindeler. ne için peki? cevaplarını bildikleri çalıntı sorularla değil; hak ederek geldikleri yere, onurlarıyla yaptıkları işlerine geri dönebilmek için. ne için tutuklular peki? halkı, sözümona kin ve nefrete özendirip ikinci bir gezi ihtimali yaşabilirmiş diye. ba ba ba. adaletin yalnızca kelime anlamı olarak var olmadığı, hukuk kavramının içi boşaltılarak gazla doldurulmadığı, yargının bir kişinin ağzından çıkan zehirli sözlere bakmadığı bir ülkede bunlar yaşabilir mi?
tanım: dünyanın son umudu, soyları tüketmeyen şahinlerin açlığına duyarsız kalmamaktır.
tanım: dünyanın son umudu, soyları tüketmeyen şahinlerin açlığına duyarsız kalmamaktır.
akıt dini ve milli kökenlerini bildiğine göre ak itleri de müslümanları da iyi tanıyor.
sabahattin ali'nin ses adlı hikayesinde geçen türkünün sözleri elbette yazara ait.
türküye can veren zülfü livaneli olmasına karşın geniş kitlelere ulaştıran kişinin ibrahim tatlıses olması eşyanın tabiatı.
hikayesi sözlerinde olduğu gibi aynen.
Döndüm daldan düşen kuru yaprağa
Seher yeli dağıt beni kır beni
Götür tozlarımı burdan uzağa
Yarin çıplak ayağına sür beni
Aldım sazı çıktım gurbet görmeye
Dönüp yare geldim yüzüm sürmeye
Ne lüzum var şuna buna sormaya
Senden ayrı ne hal oldum gör beni
Ayın şavkı vurur sazım üstüne
Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne
Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni
sekiz yıldır uğramadım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil yüreğine sor beni
türküye can veren zülfü livaneli olmasına karşın geniş kitlelere ulaştıran kişinin ibrahim tatlıses olması eşyanın tabiatı.
hikayesi sözlerinde olduğu gibi aynen.
Döndüm daldan düşen kuru yaprağa
Seher yeli dağıt beni kır beni
Götür tozlarımı burdan uzağa
Yarin çıplak ayağına sür beni
Aldım sazı çıktım gurbet görmeye
Dönüp yare geldim yüzüm sürmeye
Ne lüzum var şuna buna sormaya
Senden ayrı ne hal oldum gör beni
Ayın şavkı vurur sazım üstüne
Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne
Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni
sekiz yıldır uğramadım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil yüreğine sor beni
x
tutunamayanlar kitabı ile yıllar yılı hala varlığını koruyan, aramızda dolaşan yazar. geniş bir zamanda okunması gerekiyor kitapları.
insanlık tarihinin başlangıcından erken dönem Orta Çağ'a kadarki zaman dilimindeki belirgin kültürel ve siyasi olayları konu alır. Her ne kadar bu bitiş tarihi (erken Orta Çağ) büyük oranda göreceli olsa da, çoğu Batılı akademisyenler Batı Roma İmparatorluğu'nın 476'daki çöküşünü antik Avrupa tarihinin sonu olarak tanımlarlar.
bekara ürememek kolay ama kanımca üremek meselesi ilkel ölümsüzlük güdüsünden başka bir safsata değildir.
yazık ki günümüzde anne babalar çocuklarına mülkiyet esaslı yaklaşmakta. krediyle aldıkları evleri ve arabaları gibi hava atacakları bir yatırım aracı olmuş yeni nesilde üremek maksadı.
bu çok acı bir tablodur.
yazık ki günümüzde anne babalar çocuklarına mülkiyet esaslı yaklaşmakta. krediyle aldıkları evleri ve arabaları gibi hava atacakları bir yatırım aracı olmuş yeni nesilde üremek maksadı.
bu çok acı bir tablodur.
estetik kaygısıyla alakalı bir durum özellikle çok büyük bir evde yaşamıyorsanız ferahlık ve estetiğin bir arada olabilmesi için minimum eşya kullanılması mantıklıdır.
beni özlediğini düşündüğüm bir yazar. geçen onca zaman sonra hasretime dayanamayıp dönmesi beni öyle mutlu (!) etti ki anlatamam.
1980'lerin internetsiz özel televizyonsuz ve hatta özel radyosuz türkiye'sinde şimdiki kadar olmasa da "dünya bizi kıskanıyor", "alemin merkezi biziz" kafasıyla yaşarken yaptığı 32. gün programlarıyla dünyanın bir de geri kalanı olduğunu bir nesle genç yaşlarda göstermiş araştırmacı-yapımcı-yazar.
zenginsozluk.com/foto
12 eylül darbesinin ertesinde yazdığı emret komutanım kitabı zamanı için çok cesur bir hareketti.
zenginsozluk.com/foto
27 mayıs'ın 25 yıl sonrasında yaptığı demirkırat belgeseli yapımlarının en iyisi ve en çok ses getirenidir.
ve 12 eylül ihtilalinin üzerinden henüz 15 yıl bile geçmemişken yaptığı 12 eylül - yakın tarih belgeseli zamanı için sadece cesur değil erken bile denebilecek bir adımdı. haydar saltık'la yapılmış olan röportajların belgesele konamaması büyük eksikliktir. belki 5-10 yıl daha geç yapılsaydı ama haydar saltık'ın da ifadeleri belgeselde yer alsaydı 12 eylül gerçeğini şimdikinden daha net görebilirdik.
galatasaray lisesi mezunudur. ingilizcesini kendi gayretiyle daha da geliştirmiş, kariyerini 1970'lerden itibaren milliyet'te yapmıştır. bana kalırsa ingilizcesi türkçesinden daha iyiydi çünkü ingilizcesi anadili gibi iken türkçeyi bir yanda çok hızlı bir yandan sık sık kesintiyle konuşurdu. bu halini sempatik bulan da antipatik bulan da vardı.
zenginsozluk.com/foto
bugün dönüp baktığımda türkiye aydınının vizyonunu genişleten bir emektar olarak görüyorum. istanbul hukuk'ta okurken kendisini çağırmıştık ve gelip bize konuşma da yapmıştı. o zamanlar zorlama ödüller ve çöpe atılmak üzere verilen plaketler yoktu. ssadece konuşma yapsın diye çağırmıştık ve o da sadece konuşma yapmıştı. üniversite öğrencileri karşısında mütevazı bir tavrı vardı.
zenginsozluk.com/foto
12 eylül darbesinin ertesinde yazdığı emret komutanım kitabı zamanı için çok cesur bir hareketti.
zenginsozluk.com/foto
27 mayıs'ın 25 yıl sonrasında yaptığı demirkırat belgeseli yapımlarının en iyisi ve en çok ses getirenidir.
ve 12 eylül ihtilalinin üzerinden henüz 15 yıl bile geçmemişken yaptığı 12 eylül - yakın tarih belgeseli zamanı için sadece cesur değil erken bile denebilecek bir adımdı. haydar saltık'la yapılmış olan röportajların belgesele konamaması büyük eksikliktir. belki 5-10 yıl daha geç yapılsaydı ama haydar saltık'ın da ifadeleri belgeselde yer alsaydı 12 eylül gerçeğini şimdikinden daha net görebilirdik.
galatasaray lisesi mezunudur. ingilizcesini kendi gayretiyle daha da geliştirmiş, kariyerini 1970'lerden itibaren milliyet'te yapmıştır. bana kalırsa ingilizcesi türkçesinden daha iyiydi çünkü ingilizcesi anadili gibi iken türkçeyi bir yanda çok hızlı bir yandan sık sık kesintiyle konuşurdu. bu halini sempatik bulan da antipatik bulan da vardı.
zenginsozluk.com/foto
bugün dönüp baktığımda türkiye aydınının vizyonunu genişleten bir emektar olarak görüyorum. istanbul hukuk'ta okurken kendisini çağırmıştık ve gelip bize konuşma da yapmıştı. o zamanlar zorlama ödüller ve çöpe atılmak üzere verilen plaketler yoktu. ssadece konuşma yapsın diye çağırmıştık ve o da sadece konuşma yapmıştı. üniversite öğrencileri karşısında mütevazı bir tavrı vardı.
not tutarken rakamları kırmızı kalemle yazıyorum.
hayır demeyi ya da doğruları söyleyemediğinden herkes onu iyi zanneder ama esas olan o iyi değildir zira iyi olan insan direkt yüzüne söyler.
herkesle iyi geçinen bir insan varsa inanın bana o normal değildir çünkü böyle bir şey mümkün değil.
herkesle iyi geçinen bir insan varsa inanın bana o normal değildir çünkü böyle bir şey mümkün değil.
blackberry kullanıyordur.
bazen enfes melodiler çıkaran sestir. birçok zaman sinir bozabilir, özellikle gece yarısı odaya girip çıkarken evde yaşayanları rahatsız etmemek adına tedirginlik yaratır.
(bkz:aşk )
Evet sonunda askerlerin istikamet yemekten bıktığı bir durumun daha düzeltildiğini gördüğümüz haber.
Tanrımıza hamd olsun denmesi gereken yemek dualarında kahraman türk askerinin tanrı değilde allah'ımıza hamd olsun demesi nedeni ile bin bir türlü ceza uygulanırdı eskiden. yemek dualarında tanrı değilde allah dedikleri için, yemek duası 40 kere tekrar ettirilirdi. Askerlere istikamet verilirdi, yere yatırılarak süründürülürdü.
Jandarma Genel Komutanlığı kışlalara, bundan sonra yemek dualarında “Tanrımıza hamdolsun” yerine “Allahım'ıza hamdolsun Milletimiz var olsun” yönergesi göndermiş ve askerlerimizi bu dertten kurtarmıştır.
Ateistlere tabi ki saygımız var. Onlarda Darwin'imize hamd olsun diyebilir.
Tanrımıza hamd olsun denmesi gereken yemek dualarında kahraman türk askerinin tanrı değilde allah'ımıza hamd olsun demesi nedeni ile bin bir türlü ceza uygulanırdı eskiden. yemek dualarında tanrı değilde allah dedikleri için, yemek duası 40 kere tekrar ettirilirdi. Askerlere istikamet verilirdi, yere yatırılarak süründürülürdü.
Jandarma Genel Komutanlığı kışlalara, bundan sonra yemek dualarında “Tanrımıza hamdolsun” yerine “Allahım'ıza hamdolsun Milletimiz var olsun” yönergesi göndermiş ve askerlerimizi bu dertten kurtarmıştır.
Ateistlere tabi ki saygımız var. Onlarda Darwin'imize hamd olsun diyebilir.
Yazım hatalarının düzeltilmesi için uyarıda bulunduğunuzda "Burası tdk mi canım yeaaauw?" tepkileriyle karşılaşabileceğiniz site. Türkçe sadece TDK'de doğru konuşulmalı çünkü(!). Eğer böyle bir tepkiyle karşılaşıyorsanız muhtemelen siteyi çeviren bir avuç 'dokunulmaz' insandan birinin hatasını düzeltmeye kalkışmışsınızdır, ki kendilerine 'bulaşmak' sitenin 14598417 kusurlu hareketinden biri sayılıyor.
Formatsız, kuralsız ve muhabbet bazlı bir platform istediğimde bir Whatsapp grubu kuruveriyorum ben hemen, dönecek olası muhabbetlerin ilgilendirmeyeceğini düşündüğüm insanları da almıyorum gruba. inanın çok daha akıllıca.
Formatsız, kuralsız ve muhabbet bazlı bir platform istediğimde bir Whatsapp grubu kuruveriyorum ben hemen, dönecek olası muhabbetlerin ilgilendirmeyeceğini düşündüğüm insanları da almıyorum gruba. inanın çok daha akıllıca.