sevgili ali duran topuz'un, gazete duvarda nihat hatipoğlu'nun 13 yaşında ermeni bir çocuğu showla müslüman yapmasını anlattığı yazısının başlığıdır.
ali duran bey yeterince güzel şekilde olan biteni yazmış. yazıdan pasajlar paylaşacağım.
''ysk kendisini aştı. ileri demokrasi o kadar ilerde ki yetişen yok. hal böyleyken şovlar da kendini aşacak tabii ki. bir televizyon şovunda 13 yaşında, "ermeni kökenli" diye tanıtılan bir çocuğun "müslüman yapılması!" sahnesi oynandı. bir rektör eliyle. çirkin gösterinin tek mümkün anlamı var: soykırım bitmedi.
"ermeni asıllı çocuk canlı yayında müslüman oldu." haberin başlığı bu. özeti de bu. evet, her şey canlı yayında oldu. çocuktu. işi yapan bir şovmen. bir popüler iman küratörü, duygu avcısı. dini rehber. rektör. akıllı adam, özal dönemindeki anlamıyla, yani (haşa huzurdan) zibil gibi para kazanıyor.
çok sayıda kişi oturmuş. rektör şovmen beyefendinin programı. izleyiciler haliyle inançlı müslüman. her şey canlı. canlı canlı. bir çocuk sesleniyor, hocam merhaba. ben müslüman olmak istiyorum. çocuğun bıyıklar yeni terliyor,
emred.
"a. konusu bana söylendi." söylenecek tabii, organize iş bu. "a. konusu." a., bir çocuk değil, bir insan bile değil, bir "konu." "bana arkadaşlarım ermeni kökenli, hıristiyan bir çocuğun müslüman olmak istediğini söylediler. yaşını sordum a'nın."
tabii malumatfuruşlak da şovun parçası, adam biliyor, adam profesör, adam rektör. "nihat kelimesi farsça kökenli, iyi huylu, iyi ahlaklı, tabiatı iyi adam demek." kökenli, yoksa farsça olacak değil. işimiz köken değiştirmek.
anne niye yok? utanmış olabilir mi? baba? zaten baba "ermeni" ya da hıristiyan değil sanki, olsa söylenirdi değil mi? hem neden 13 yaşındaki a. 12 yıldır türkiye'de? lozan'daki azınlıkları koruyan maddelere aykırı iş yapmıyoruz, öyle de sözleşmenin taraflarını mat etmeyi biliriz biz demek için mi? sonradan geldi, biz de arkadaşlarla işi bitirdik.
ne sahnedeki ne de öyküdeki açıkları, kusurları daha fazla deşmek neye yarar? görünenin vahametinden utanmayan varsa buyursun mutlu olsun. ama bir nokta var, çok ağır, vahim, utancı da aşan bir nokta. özeti:
soykırım devam ediyor hâlâ! çünkü: uluslararası soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması
sözleşmesi'nin ikinci maddesi:
"(…) aşağıdaki fiillerden her biri soykırım suçunu oluşturur:
(…)
e) gruba mensup çocukları zorla başka gruba nakletmek."
zor ne demek? kafasına silah dayamak mı? reşit olmayan bir çocuğu, yanında yöresinde "velisi" yokken, onlarca kişinin önünde, kameralar eşliğinde kökenlerinden koparmakta zor yok mu? orada yoksa nerede var? soykırım devam ediyor hâlâ. dünya aleme gösteri halinde.
ali duran bey yeterince güzel şekilde olan biteni yazmış. yazıdan pasajlar paylaşacağım.
''ysk kendisini aştı. ileri demokrasi o kadar ilerde ki yetişen yok. hal böyleyken şovlar da kendini aşacak tabii ki. bir televizyon şovunda 13 yaşında, "ermeni kökenli" diye tanıtılan bir çocuğun "müslüman yapılması!" sahnesi oynandı. bir rektör eliyle. çirkin gösterinin tek mümkün anlamı var: soykırım bitmedi.
"ermeni asıllı çocuk canlı yayında müslüman oldu." haberin başlığı bu. özeti de bu. evet, her şey canlı yayında oldu. çocuktu. işi yapan bir şovmen. bir popüler iman küratörü, duygu avcısı. dini rehber. rektör. akıllı adam, özal dönemindeki anlamıyla, yani (haşa huzurdan) zibil gibi para kazanıyor.
çok sayıda kişi oturmuş. rektör şovmen beyefendinin programı. izleyiciler haliyle inançlı müslüman. her şey canlı. canlı canlı. bir çocuk sesleniyor, hocam merhaba. ben müslüman olmak istiyorum. çocuğun bıyıklar yeni terliyor,
emred.
"a. konusu bana söylendi." söylenecek tabii, organize iş bu. "a. konusu." a., bir çocuk değil, bir insan bile değil, bir "konu." "bana arkadaşlarım ermeni kökenli, hıristiyan bir çocuğun müslüman olmak istediğini söylediler. yaşını sordum a'nın."
tabii malumatfuruşlak da şovun parçası, adam biliyor, adam profesör, adam rektör. "nihat kelimesi farsça kökenli, iyi huylu, iyi ahlaklı, tabiatı iyi adam demek." kökenli, yoksa farsça olacak değil. işimiz köken değiştirmek.
anne niye yok? utanmış olabilir mi? baba? zaten baba "ermeni" ya da hıristiyan değil sanki, olsa söylenirdi değil mi? hem neden 13 yaşındaki a. 12 yıldır türkiye'de? lozan'daki azınlıkları koruyan maddelere aykırı iş yapmıyoruz, öyle de sözleşmenin taraflarını mat etmeyi biliriz biz demek için mi? sonradan geldi, biz de arkadaşlarla işi bitirdik.
ne sahnedeki ne de öyküdeki açıkları, kusurları daha fazla deşmek neye yarar? görünenin vahametinden utanmayan varsa buyursun mutlu olsun. ama bir nokta var, çok ağır, vahim, utancı da aşan bir nokta. özeti:
soykırım devam ediyor hâlâ! çünkü: uluslararası soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması
sözleşmesi'nin ikinci maddesi:
"(…) aşağıdaki fiillerden her biri soykırım suçunu oluşturur:
(…)
e) gruba mensup çocukları zorla başka gruba nakletmek."
zor ne demek? kafasına silah dayamak mı? reşit olmayan bir çocuğu, yanında yöresinde "velisi" yokken, onlarca kişinin önünde, kameralar eşliğinde kökenlerinden koparmakta zor yok mu? orada yoksa nerede var? soykırım devam ediyor hâlâ. dünya aleme gösteri halinde.