yaran fıkralar

keskin nisanci
bu da sözlüklerin olmazsa olmazı başlıklarından biri.

hitler ve stalin bir barda oturmaktadırlar.
bir adam içeri girer ve barmene bunlar hitler ve stalin değil mi diye sorar. barmen "evet, onlar" der.
sonra adam onlara doğru yürür ve sorar:

"selam, ne yapıyorsunuz?
hitler cevaplar : ''3. dünya savaşını planlıyoruz."
-adam sorar. "gerçekten mi? neler olacak?"
-hitler:
"bu sefer 14 milyon yahudiyi ve bir bisiklet tamircisini
öldüreceğiz" der.
-adam sorar: "bir bisiklet tamircisi mi???!"
hitler, stalin'e döner ve der ki: "gördün mü, sana kimsenin 14 milyon yahudiyi takmayacağını söylemiştim!"
singur
Polis, banka önüne park etmiş aracın plakasını anons eder. Eleman, para çektiğini hemen gideceğini hareketlerle anlatmaya çalışırken polis ortalığı yıkan anonsu geçer; yüz lira fazla çek! Ceza yazdık.
kozmos
matematik dersinde kadın öğretmen öğrencilere sorar;
-bir ağacın dalında 5 tane kuş var. taş attım, iki tanesini vurdum. geriye kaç kuş kalır?
öğrencinin biri parmak kaldırır ve cevaplar:
- hiç kuş kalmaz çünkü diğerleri korkudan uçup gider.
öğretmen gülümser:
- hayır. doğru cevap üç olacaktı ama bakış açını sevdim.

öğrenci duruma çok bozulur ama pek göstermez. ders devam ederken tekrar parmak kaldırır:
- bir soru da ben sorabilir miyim?
öğretmen izin verir.
- sokakta üç kadın dondurma yiyerek yürüyor. biri dondurmasını yalıyor, diğeri ısırıyor, diğeri de emiyor. kadınlardan hangisi evlidir?
öğretmen şaşırır, kızarıp bozarır ama cevap da vermek zorundadır:
- hmm...şey..yalayan?
öğrenci yanıtlar:
-hayır, parmağında alyans olan. ama bakış açınızı sevdim.
kozmos
fadime bir gün temel'e;
''seninle bir daha sevişmeyeceğim, ben uyarılmadan direk başlıyorsun, yapıp bitiriyorsun.'' demiş. temel düşünmüş taşınmış ve ertesi gün telefon ile fadime'yi aramış;
''fadime seni uyarıyorum bugün seni çok pis s*kecem.''
kozmos
iki travesti aralarında konuşuyorlarmış:

- ya sabahtan beri kıçım acıyor.
+ ne o kız gece çok mu sert geçti.
- ay yok ayol. bi baksana şuna bir şey mi var?
+ e hiçbir şey yok ayol burda.
- parmağınla yoklasana içerileri iyice bi bak bakiyim.
+ burda da yok bi şey.
- elini sok iyice bak çok fena ağrıyor.
+ ayol burada da yok bir şey.
- kolunu iyice sok. ayy çok ağrıyor.
+ burada da bir şey yo.. aa dur bi dakika bir şey var burda.
- hah o işte çok ağrıyor. tut çıkar bakayım neymiş.
+ aaa saat. cillop gibi bir kol saati çıktı.
- iy-ki dooğğ-duuun okk-şaaann...
vantablack
Bir fıkra hatırlıyorum. Adam doktora gider. Kederli olduğunu söyler. Hayat onun için zor ve zalimdir. Tehtitkâr bir dünyada kendini yapayanlız hissettiğini söyler. Doktor tedavisi basit der. Büyük palyaço Pagliacci şehrimize geldi. Git onu gör seni neşelendirir. Adam göz yaşlarına boğulur. Ama doktor der Pagliacci benim zaten.

(bkz:watchmen)
can you see
Temel Trabzon' dan İstanbul' a gelmiş, yürüyormuş. Bu arada 5 dakikada bir top atışları duyuluyormuş. Merak edip sormuş." Hemşerum haçan habu top atişlari neyin nesidur?" diye. Kraliçe Elizabeth 'in gelmesi sebebiyle top atışı yapıldığını anlatmışlar. Aradan yarım saat geçmiş ve top atışları halen sürmekteymiş. Temel yine sormuş bir başkasına." Bu top atışları neyin nesidur hemşerum?" diye. Ayni cevabı alınca söylenmiş:
"Ula, yarim saattir bir kariyi vuramadular da "