belki ile başlayan her şeyin içinde bulunduğu durum. ezcümle kesinliği kendinden menkul olan.
muallak ile karıştırılır bazen. anlaşılması güç olanı betimlemek için kullanılması yerindedir.
oruç aruoba'nın uzak kitabinin ikinci bölümü.
"özlem, özlediğini sonsuzca özler.
-özlemenin sonu da yoktur-
ya kendi sonudur özlem;
ya da, hiç..."
gibi satırlarla bezenmiş olan eser, özlemin tarifini değişik bakış açılarından defalarca yapar.
özlemin ıstırabını dindirir mi yoksa daha da artırır mı? kişiye göre değişeceği muhakkak. zor zamanlarımda her aruoba eseri gibi bana ilaç tesiri yaptığını rahatlıkla söyleyebilirim. hasılı sağaltıcı etkisi nedeniyle kendimi kötü hissettiğimde yeniden okuduğum kitaplardan biridir.
"özlem, özlediğini sonsuzca özler.
-özlemenin sonu da yoktur-
ya kendi sonudur özlem;
ya da, hiç..."
gibi satırlarla bezenmiş olan eser, özlemin tarifini değişik bakış açılarından defalarca yapar.
özlemin ıstırabını dindirir mi yoksa daha da artırır mı? kişiye göre değişeceği muhakkak. zor zamanlarımda her aruoba eseri gibi bana ilaç tesiri yaptığını rahatlıkla söyleyebilirim. hasılı sağaltıcı etkisi nedeniyle kendimi kötü hissettiğimde yeniden okuduğum kitaplardan biridir.
(bkz:özlem çekene kılavuz)
türkiye'nin birçok şehrini görüp, azımsanamayacak sayıda şehirde 6 aydan fazla kalınca insan doyduğum yer diyesi geliyor. belki de bir şehre aidiyet bana göre değil. çabuk sıkılıyorum. bu yüzden en çok yaşamak istediği şehir daha anlamlı geliyor bana.
yine de ankete icabet baıbında doğduğu yer veya sevdicekle birlikte karar verilerek yaşanılacak şehir diyorum. bu minvalde illaki şehir olacak diye bir sınır da yok. kasaba olur, belde olur, köy olur hatta kalabalıktan uzak izbe bir yer olması çok daha iyi olur.
yine de ankete icabet baıbında doğduğu yer veya sevdicekle birlikte karar verilerek yaşanılacak şehir diyorum. bu minvalde illaki şehir olacak diye bir sınır da yok. kasaba olur, belde olur, köy olur hatta kalabalıktan uzak izbe bir yer olması çok daha iyi olur.
yurt dışındayken türkiyeye göre çok uygun fiyata aldığım telefon. tüm nokialar gibi sağlam. bakü olimpiyat stadında yaklaşık yüz metreden yere düşerek arka kapak batarya ve kasa olarak üç parça ayrı halde buldum hemen bataryayı takıp kapağı kapattım hala çalışıyordu. türkiye'ye döndükten sonra süresi içinde pasaportuma işletmediğim için kullanamıyorum.
zor zamanlarda hala kullandığım efsane. bataryasının bir hafta gittiği günleri hatırlarım. taş gibi de sağlam.
özdemir asaf tarifi şöyle:
Işıksız bir gölgedir yalnızlık ,
Arar bütünlemeye bir başka yalnızlığı;
Yazık ki, taa kendine dek.
İner dağından dağından.
Bulamaz bir ses, gel deyen, çağıran..
Gözlerine yönelmiş bir ışık .
Gölgesinde kendisi,
Gölgesinde ışıksızlık.
Gölge vermeyen bir ışık
Yalnızlığını sürdürürken sonsuza dek ,
Arar kendini bütünlesin diye
Bir gölge, sessiz, yumuşak, uyuyan .
Arar tek başına, elleri yüzüne uzanık bir anlam ,
Kendisini gölgeleyecek.
Işıksız bir gölgedir yalnızlık ,
Arar bütünlemeye bir başka yalnızlığı;
Yazık ki, taa kendine dek.
İner dağından dağından.
Bulamaz bir ses, gel deyen, çağıran..
Gözlerine yönelmiş bir ışık .
Gölgesinde kendisi,
Gölgesinde ışıksızlık.
Gölge vermeyen bir ışık
Yalnızlığını sürdürürken sonsuza dek ,
Arar kendini bütünlesin diye
Bir gölge, sessiz, yumuşak, uyuyan .
Arar tek başına, elleri yüzüne uzanık bir anlam ,
Kendisini gölgeleyecek.
kaliteli ürünlerin pahalı ama uzun ömürlü olduğunu dolayısıyla ucuz üründen beş defa alacağıma pahalı ürünü bir kez alırım demek isteyen bir ingilizin kurduğu cümle. zamanla atasözü olmuş.
ingilizlerin ben ucuz mal alacak kadar zengin değilim diyerek eşlik ettiği atasözümüz.
bir mal veya hizmetin kalitesinin fiyatıyla doğru orantılı olduğunu düşünmek için sebepleri sıralasak buradan paralel evrene yol olur demek isteyen atasözü.
(bkz:ucuz etin yahnisi yavan olur)
(bkz:ucuz etin yahnisi yavan olur)
bozuk ya da iyi olmayan manasına gelir. felsefede olanın sebebi ya da bir şeyin nedeni anlamında da kullanılır.
(bkz:ucuzdur vardır bir illeti)
(bkz:ucuzdur vardır bir illeti)
çeken bilir tarifsiz ve tasnifsiz kederleri.
evet acı çekmek eyleminin eski söylenişi.
"yazalım albayım, işte kalem işte ıstırap..."
tehlikeli oyunlar - oğuz atay
evet acı çekmek eyleminin eski söylenişi.
"yazalım albayım, işte kalem işte ıstırap..."
tehlikeli oyunlar - oğuz atay
ıstırabın faili ya da öznesi. yanisi ıstırap çeken
iyileşmek. hastalık veya kötü gidişatın bitmesi.
hastalık veya dertten mustarip bünyenin hastalığın veya derdin menfi etkilerinden kurtulup iyileşmeye başlaması. bu süreçte hala daha hastalığın nüksetme riski vardır.
tedavi yoluyla hastalık sürecini tersine çevirerek iyleşmesini sağlamak.
(bkz:sağaltmak)
(bkz:tedavi etmek)
(bkz:otamak)
(bkz:sağaltmak)
(bkz:tedavi etmek)
(bkz:otamak)
kanımca çığlıkların en hüzünlüsü. zira gözlerden, jest ve mimiklerden, hal ve hareketlerden anlaşılır ve hazin sesi sessizliğinde gizlidir.
özdemir asaf şaheseri. akla gelebilecek hemen her konuyla ilgili bir şeyler bulunan kitap ismiyle de müsemmadır.
(bkz:oksimoron)
(bkz:oksimoron)
insana dair bazı şeyler öğrenilmez nesiller geçtikçe kazanılır ve üzerine eklenebilir. aynen bazı beşeri özelliklerin nesiller geçtikçe yitirilmesi gibi.
demem o ki japonlarda ya da başka bazı halklarda insanlığa dair iyi hasletler görüp imrenebilir ve keşke bende de ya da bizim buralarda da olsa diyebilirsiniz ama ha deyince öğrenemezsiniz.
zira öncelikle ne olursa olsun öğrenmeyi öğrenmesi gerekir insanın.
demem o ki japonlarda ya da başka bazı halklarda insanlığa dair iyi hasletler görüp imrenebilir ve keşke bende de ya da bizim buralarda da olsa diyebilirsiniz ama ha deyince öğrenemezsiniz.
zira öncelikle ne olursa olsun öğrenmeyi öğrenmesi gerekir insanın.