karadeniz bölgesinde yetişen, görünüş olarak kiraza benzeyen, buruk bir tadı olan yenildiğinde dişleri mosmor yapan meyve. yedikten sonra ayanın karşısına geçip dizlerinizi çakıp kendinizle dalga geçebilirsiniz.
zenginsozluk.com/foto
- toplam entry 630
- takipçi 20
- puan 14051
içinde üzüm, fındık, ruşeym, keçiboynuzu gibi tatlar bulunduran ve ihe tarafından üretilen ekmek. 50 kuruşa halk ekmek bayilerinde bulabilirsiniz.
kenarında harfler olan eski usul telefon rehberi. şimdilerde popülaritesini yitirdi tabi.
asıl adı Zachary Israel Braff olan amerikalı oyuncu, yönetmen, senarist ve yapımcı. bir zamanlar ülkemizde de yayınlanan sucrubs adlı dizde j.d* karakterini canlandıran sevimli, yakışıklı, şahsiyet.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
1982 doğumlu başarılı rus buz patenci. bir çok şampiyonluğu bulunmaktadır. buz üstünde de oldukça yetenekli ve estetiktir.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
makinelerin ürünleri tanıyabilmesi için rakam ya da çizgilerden oluşan minik şekilcikler. 7 yasa 13 haneden oluşur. dilimize ingilizceden (barcode) geçmiştir.
şuan öyle bir sallıyorum ki bana inanman imkansız o yüzden inandırma işini allah'a bırakıyorum demektir.
he- man' ın yanında duran, yarısı olmayan ve havada asılı olan komik ve kırmızı elbiseli beceriksiz büyücü. bölüm sonunda da çıkar toplumsal mesaj verirdi kendileri. ama yüzünü göremedik bir türlü.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
gazetelerin ilk sayfasında büyük punto yazıyla verilen kısa ama etkileyici cümle ya da kelimedir. dikkat çekici olması oldukça önemlidir, satışlarda büyük etki sağlar. dilimize fransızcadan (manchette) geçmiştir.
(bkz:karşılaştırmalı edebiyat)
(bkz:düz adam sami)
خنک آن دم که نشینیم در ایوان من و تو
khonak an dam ke neshinim dar eyvan, man o to
به دو نقش و به دو صورت به یکی جان من و تو
be do naghsho be do soorat, be yeki jan, man o to
من و تو بیمن و تو جمع شویم از سر ذوق
man o to, bi man o to, jam' shavim az sar-e-zogh
خوش و فارغ ز خرافات پریشان من و تو
khosh o faregh ze khorafat-e-parishan, man o to
eski bir alışkanlıktır. henüz dijital fotoğraf makineleri çıkmadan, telefonlarla resim çekilemezken pozlu makinelerle çekilen ve sonradan çıkartılan resimlerin arkasında bulunur bu yazılar. duygulandırır insanı.
babamın vardır böyle bir adeti. evde bulunan eski resimlerin arkasında ne zaman çekildiği yazar ya da benim o resimde kaç yaşında olduğum. yerin adı, tarihin önemi... hala baktıkça duygulanırım. düşünsenize elinize bir resim alıyorsunuz 'ulan ne küçükmüşüm' diye düşünürken arkasında şöyle bir yazı dikkatinizi çekiyor;
mayıs 199... bayburt, kızım 4 yaşında...
babamın vardır böyle bir adeti. evde bulunan eski resimlerin arkasında ne zaman çekildiği yazar ya da benim o resimde kaç yaşında olduğum. yerin adı, tarihin önemi... hala baktıkça duygulanırım. düşünsenize elinize bir resim alıyorsunuz 'ulan ne küçükmüşüm' diye düşünürken arkasında şöyle bir yazı dikkatinizi çekiyor;
mayıs 199... bayburt, kızım 4 yaşında...
genelde yeni alınan ayakkabılarda yaşıyoruz bu durumu. o ayıla bayıla alınan yeni ayakkabılar giyilir, bir güzel gezmeye çıkılır ve bin pişman olunur çünkü ayağın arkası çoktan soyulup su toplamıştır bile. işte bu durumu önlemek için bir kaç gün evin içinde giymekte çok fayda var çünkü bir süre sonra ayakkabı ayağın şeklini alıyor ve vurma sorunu ortadan kalkıyor.
cihaz bozulana kadardır. en ufak bir sorunda sağına soluna vurarak tamir etmeye çalışacağımız düşünülürse cicim ayları gibi bir kaç aydan fazla sürmeyecektir.
bir hizmet karşılığında fazladan verilen para, hediye. dilimize farsçadan (ﺑﺨﺸﺶ) geçmiş ve bahşetmek (بخشیدن) kökünden türemiştir.
orjinal adı the english patient olan, baş rollerini juliette binoche, ralph fiennes ve kristin scott thomas'ın paylaştığı 1996 yapımı film. michael ondaatje'nin romanından uyarlanmıştır. film 2. dünya savaşı sırasında geçen ve bir uçak kazasında vücudunda yanıklar oluşan ingiliz bir hastanın hikayesini anlatır.
düğünlerde allanıp pullanıp, önüne arkasına hatta her yerine tuhaf süsler iliştirilen, plakasına 'mutluyuz, evleniyoruz' gibi yazılan yazılan araba. arka camına da gelin ve damadın baş harfi iliştirilir. önüne de bir güzel bebek oturtulur. dikiz aynalarına da en dandiğinden havlu bağlanır. araca hem gelin hem damat biner ama ismi gelin arabası olur. ilginç bir detay.
sinema ve televizyonda kalabalığı oluşturan figüranların hep bir ağızdan çıkardıkları anlamsız sesler. bir nevi uğultu efekti. insanlar üst üste rabarba-rabarba diye tekrarlar. böylece bir kargaşa oluşur.
ayrıca rock fm'de mesut süre bu isimle bir program sunuyordu ama şimdi ne alemde bilmiyorum tabi.
ayrıca rock fm'de mesut süre bu isimle bir program sunuyordu ama şimdi ne alemde bilmiyorum tabi.
arif nihat asyalı tarafından yazılan, yıldırım gürses tarafından bestelenen marş.
şiirin tamamı;
yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
kerpetenlerle surun dişleri sökülecek
yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?
fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!
sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden....
senin de destanını okuyalım ezberden...
haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!
yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
göster: kabaran sular nasıl yıkar bendini?
küçük görme, hor görme, delikanlım kendini
şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!
bu kitaplar fatihtir, selimdir, süleymandır.
şu mihrap sinanüddin, şu minare sinandır.
haydi artık uyuyan destanını uyandır.!
bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
kızım, sen de fatihler doğuracak yaştasın.!
delikanlım, işaret aldığın gün atandan
yürüyeceksin... millet yürüyecek arkandan!
sana selam getirdim ulubatlı hasandan....
sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!
bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...
yürü, hala ne diye kendinle savaştasın?
fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!
şiirin tamamı;
yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
kerpetenlerle surun dişleri sökülecek
yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?
fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!
sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden....
senin de destanını okuyalım ezberden...
haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!
yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
göster: kabaran sular nasıl yıkar bendini?
küçük görme, hor görme, delikanlım kendini
şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!
bu kitaplar fatihtir, selimdir, süleymandır.
şu mihrap sinanüddin, şu minare sinandır.
haydi artık uyuyan destanını uyandır.!
bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
kızım, sen de fatihler doğuracak yaştasın.!
delikanlım, işaret aldığın gün atandan
yürüyeceksin... millet yürüyecek arkandan!
sana selam getirdim ulubatlı hasandan....
sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!
bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...
yürü, hala ne diye kendinle savaştasın?
fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!
sindirimin başladığı yer olmasına rağmen yurdum insanının sadece çürük çarık olduğunda ya da yirmilik dişleri çıkartırken aklına gelen mevzu. gerekli bakım aksatılarak diş itina ile çürütülür akabinde ise diş hekimine gidilip ağzın içinde ufak çapta bir inşaat kurması için para verilir. oda işini zevk ile yerine getirir.
üzerine bin bir zahmetle yapılan dantelin dikildiği minik yastık. otururken bele destek olsun diye kullanılır ama anneler bu hareketten pek hoşlanmaz. çünkü onların gözünde o kırlent süsten öteye geçmez kısacası hiç büyümez. ayrıca dilimize fransızcadan (guirlande) geçmiştir.
ince belli bardaktaki çaya tat vermek amacıyla katılan şekeri karıştırmak için kullanılan minik minicik minnacık kaşık. çayı içerken bardağın içinden çıkartmazsanız gözünüze girebilir. biz bir de puding yemek için kullanıyorum bunu, puding hemen bitmesin diye.
ilk bakışta ıspanağı andıran ama aslen turpgillerden olan, salataya katılan bitki. bitkiyse mutlaka bir şifası vardır zaten o yüzden bol bol tüketin.