confessions

bir istanbul trajedisi

1. nesil Yazar - Bu saatte olur mu insanı

  1. toplam entry 630
  2. takipçi 20
  3. puan 14051

cumhuriyet halk partisi

bir istanbul trajedisi
temelleri cumhuriyetin ilanından önce atılan partidir. halkın içinden gelen anadolu ve rumeli müdafaa-i hukuk cemiyeti'nin kurtuluş savaşından sonra halk fırkasına dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkmıştır. cumhuriyetin ilanı ile adı atatürk tarafından cumhuriyet halk fırkası olarak değiştirilmiştir. ve son olarak 1935 de yapılan değişikle şimdiki adını almıştır.

cumhuriyet halk partisi halkın içinden gelen bir parti olmasına rağmen zamanla nedenini anlayamadığım bir şekilde amacından saptırılmış ve sol parti olarak zihinlere kazınmıştır. gittikçe halktan uzaklaşmış liderlerin ego tatmini yaptığı bir partiye dönüşmüştür. uzun süre de baykal'ın tekelinde olan parti şuan kılıçdaroğlu'nun eline teslim edilmiştir.

caferağa medresesi

bir istanbul trajedisi
sultanahmette bulunan hem kafe hem de geleneksel türk el sanatları kursu olarak hizmet veren medrese. medresede 16 tane oda ve büyük bir avlu bulunuyor. kanuni sultan süleyman zamanın da mimar sinan' a yaptırılmıştır. ayasofya'nın arka tarafında küçük ama bir o kadar da sıcak ve sevimli bir mekandır. derslerle sohbetler bir arada gider. bir yandan önünüze çayınız gelir. en son hat derslerini hatta fuat başar veriyordu. şuan ne alemde bilinmez tabi.

zizil

bir istanbul trajedisi
karadenizde solucan anlamına gelir. lazca olma ihtimali oldukça yüksek. hatta volkan konağın bir parçasında geçer bu söz. bu sayede merak edip anlamını annemden öğrenmiştim.

feriğim fidanım feryadım
ey benim zizil parmak memleket gözlüm.

zaga band

bir istanbul trajedisi
disko kralı'nın orkestrasıydı bir zamanlar. okan bayülgen'in kendilerine söz verdiği albümü yapmaması sonucu işi bıraktılar falan. grup şuan ne durumda bilmiyorum ama orkestra şu şekilde idi. davulda yusuf tunceli, elektro gitarda tuncer tuncelive bas gitarda murat çopur.

ayrıca Machine in my head diye bir şarkıları vardı,programın açılışında çalan.

yangın

bir istanbul trajedisi
bir iki beceriksiz pardon pardon becerikli kişi yardımıyla gayet güzel çıkarabilirsiniz bunu. zamanında çalıştığım şirkette de denemişliğimiz var, nasıl mı;

işyerinde aşağı katımızda yemekhane olmasına rağmen arada bir ofiste yemek yapıyoruzduk. böyle kolay yapılabilecek şeyler. zaten gıda sektörü olduğu için elimizde bolca numune oluyordu.

yine mantı numunesi gelmiş, hemen yapmaya koyulduk tabi bir gayret. ama ofis ortamı olduğu için imkanlar kısıtlıydı.

önce bir tencerede mantıyı bir güzel haşladık. zaten elimizde sadece bir tencere var. yoğurdunu falan hazırladık derken iş salçalı biberli sosuna geldi. olaylarda bundan sonra gelişti haliyle.

dediğim gibi imkanlar kısıtlı tava falan yok. bizde sosu cezvede ( evet bildiğimiz kahve cezvesi) yapalım dedik. yalnız cezve o kadar küçük ki anca iki kişilik kahve yapılabiliyor. her neyse önce cezveye bir güzel sıvı yağı koydum ben. bol bol. sonra salçasını biberini falan koyduk. kuzenimde ( kuzenimle aynı işyerinde çalışıyordum bu arada ) biraz su ekleyelim dedi. bende tamam deme gafletinde bulundum.

kuzenim o kızgın yağın üzerine bir güzel kaynamış suyu döktü. suyu dökmesiyle sos taştı. sos taşınca yağ da ohh bir güzel alev almasın mı ? en son alevlerin tavana kadar ulaştığını hatırlıyorum. bir de kuzenimin - şunu söndür dediğini.

cezve alevlerden dolayı gözden kayboldu. nasıl bir görüntüydü o ya.

öyle bir kitlenmişim ki tek kelime edemedim ama bakışlarımdaki dehşeti hissedebiliyorum. benim gözlerimin önünden itfaiye araçları, ambulanslar falan geçiyo.

öyle mal mal baka kaldık. sonra kendiliğinden ateş söndü, duvar simsiyah. ateş söndü ama bizim bir kahkaha atışımız var akıllara zarar. ortalıkta siyah siyah şeyler uçuşuyo. tam bi komedi.

neyse zorda olsa sosu kurtardık. mutfakta delilleri ortadan kaldırmak amacıyla oda spreyi sıktık. sonra sosumuzu döküp o mantıyı afiyetle yedik. arkadaşlarımıza da yedirdik tabi.

zehirlenmemiş olduğumuza hala şaşırıyorum. tabi birde işyerinde yangın çıkmamasına.

demlik poşet çay

bir istanbul trajedisi
normal çayla sallama çay arasında kalmış çaydır. sallama çay gibi bardağa atılmaz çünkü demi fazla gelir. normal çayda olduğu gibi insanın ağzına çay çöpü gelmez. süzgeç kullanmayanlar için alternatiftir. tadı da demlendiğinden olsa gerek güzeldir.

gülhane

bir istanbul trajedisi
sonunda sarayburnu olan park, sizi deniz manzarasıyla karşılar. yapılan ciddi düzenlemelerden sonra, yürüyüş için çok güzel bir parka dönüştü, sonunda da sarayburnunda oturup çay keyfi yaparsanız tadından yenmez.

muharrem ayı

bir istanbul trajedisi
hicri yılbaşının olduğu, islam dinine göre mübarek aylardan birisidir. bu ayın en belirgin özelliği aşure gününün bu ayda olmasıdır. aşure gününün yani sıra bu ayda bir çok mucize gerçekleşmiştir;

1. allah, hz. musa'ya (a.s.) aşura gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. hz. nuh (a.s.) gemisini cûdi dağı'nın üzerine aşura gününde demirlemiştir.
3. hz. yunus (a.s.) balığın karnından aşura günü kurtulmuştur.
4. hz. adem'in (a.s.) tevbesi aşura günü kabul edilmiştir.
5. hz. yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan aşura günü çıkarılmıştır.
6. hz. isa (a.s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semaya yükseltilmiştir.
7. hz. davûd'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
8. hz. ibrahim'in (a.s.) oğlu hz. ismail o gün doğmuştur.
9. hz. yakub'un (a.s.), oğlu hz.yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. hz. eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.

katre-i matem

bir istanbul trajedisi
iskender pala'nın bir müzayedede görüp aldığı el yazması kitabın günümüz türkçesine çevrilmiş halidir. kitabın asıl adı yek cinayet şast u şeş sualdir ( bir cinayet altmış soru).

bir cinayetin çözümlemesiyle birlikte osmanlı tarihi, lale devri ve patrona halil isyanıanlatılmıştır. lalelerin nasıl yetiştirildiğinden tutunda, osmanlıya kattığı değere, lalenin felemenk diyarlarına gidişine kadar bir çok detaya yer verilmiş. olaylar oldukça karışık geliştiği ve bir çok kahramandan bahsedildiği için ara vermeden okumak gerekiyor. yoksa çok sıkıcı bir hal alabilir.

kapa gözlerini ve dinle saki,

bir istanbul lalesinin çığlıklarını duyuyor musun?!..

istanbul'a çıkmayan bir lale yolu,

laleye çıkmayan bir istanbul kadar kayıptır, yitiktir.

rüzgarlan toplayan hüzünler, aşklar yoksa istanbul bahçelerinde;

yas tutar gibi laleler ağlar seher vakitlerinde.

uyan sakî, lale devrindeyiz!..

hayde

bir istanbul trajedisi
kazım koyuncu' nun 2004 yılında piyasaya sürdüğü ikinci solo albümü. şevval sam'la düet yapmıştı. zaten o sıralar televizyonda gülbeyaz dizisi yayınlanıyordu.

albümün içinde müthiş tulum soloları vardır. ismini ağıt tarzı şarkıdan almış. aslen şarkının sözlerinde de hafiften bir isyan, bir acı vardır ama cem yılmaz tarafından oynak bir parça haline getirilmiştir. o yüzden önce kazım koyuncu' dan dinlenmelidir ki şarkının tadı alınsın.



albümün içindeki diğer parçalar;

gülbeyaz
ben seni sevduğumi
narino
ella ella
tsira
uy aha
gelevera deresi
potpori
asiye
fadime
denizde karartı var
hayde
selimina
mohevis kalo
ben seni sevduğumi

otis

bir istanbul trajedisi
bir zamanlar cnbc e de nickelodeon kuşağında yayınlanan bir çizgi filmde ki ( back at the barnyard ) baş karakter olan ineğin ismiydi. ilginç olanı ise bu ineğin sapına kadar erkek olup memelere sahip olmasıydı. seslendirmeyi de erkek yapıyordu zaten. dizide konuşan çiftlik havanlarının başlarından geçen maceraları anlatıyordu. her seferinden otis' in dahiyane fikirleri sayesinde başlarına bir iş geliyordu vs.
belki bir avatar değildi ama yine de eğlenceliydi.
14 /