Arkeoloji Terimi Olarak Dışavurumculuk (Expressionizm):
20. Yüzyılın başlarında izlenimciliğe tepki olarak ortaya çıkan ve sanatçının duyguların renklerle ya da deformasyon yoluyla belirtmesini amaçlayan anlatımcı sanat akımı.
Dışavurumculuk (Expressionizm)Sanat Terimi Olarak Dışavurumculuk (Expressionizm):
XX. Yüzyılın başlarında izlenimciliğe tepki olarak ortaya çıkan ve sanatçının duygularını renklerle ya da deformasyon yoluyla belirtmesini amaçlayan anlatımcı sanat akımı.
Arkeoloji Terimi Olarak Dört Yarım Kubbeli Cami:
Merkezi planlı, büyük kubbesi dört yandan birer yarım kubbe ile desteklenen cami tipi.
Dört Yarım Kubbeli Cami Sanat Terimi Olarak Dört Yarım Kubbeli Cami:
Merkezi planlı, büyük kubbesi dört yandan birer yarım kubbe ile desteklenen cami tipi.
Merkezi planlı, büyük kubbesi dört yandan birer yarım kubbe ile desteklenen cami tipi.
Dört Yarım Kubbeli Cami Sanat Terimi Olarak Dört Yarım Kubbeli Cami:
Merkezi planlı, büyük kubbesi dört yandan birer yarım kubbe ile desteklenen cami tipi.
Arkeoloji Terimi Olarak Pelasglar:
Yunanistan'ın ilk sakinleri olduğuna inanılan Anadolu kökenli halkın adı.
Pelasglar Mitoloji Terimi Olarak Pelasglar:
Yunanistanın eski ahalisine verilen ad.
Yunanistan'ın ilk sakinleri olduğuna inanılan Anadolu kökenli halkın adı.
Pelasglar Mitoloji Terimi Olarak Pelasglar:
Yunanistanın eski ahalisine verilen ad.
Arkeoloji Terimi Olarak Revak:
Bir yapının önünde yer alan, bir uzun kenarıyla yapıya bitişik, diğer uzun kenarı boyunca sütunların taşıdığı bir kemer dizisiyle dışa açılan, üstü tonoz, kubbe ya da çatıyla örtülü önü açık, güneş ve yağıştan korumalı yürüme bölümü. Portik.
Revak Tarih Terimi Olarak Revak:
Ön yüzü kemerlemeli, arkası kör duvarlı, üstü tonoz, kubbe ya da damla örtülü geçit.
Revak Sanat Terimi Olarak Revak:
1. Sütun ve payeler tarafından taşınan kemerler arkasında yer alan, üstü örtülü, önü açık, mimari mekân, sundurma.
2. Ön yüzü kemerli, arkası ana yapıyla birleşik, üstü tonoz, kubbe ya da damla örtülü uzun mekân.
3. Yapıda, duvar önünde, sütun ya da ayaklarla taşınan kemer sıralarının oluşturduğu, bir tarafı avluya açık, üstü örtülü uzunlamasına mekân.
Bir yapının önünde yer alan, bir uzun kenarıyla yapıya bitişik, diğer uzun kenarı boyunca sütunların taşıdığı bir kemer dizisiyle dışa açılan, üstü tonoz, kubbe ya da çatıyla örtülü önü açık, güneş ve yağıştan korumalı yürüme bölümü. Portik.
Revak Tarih Terimi Olarak Revak:
Ön yüzü kemerlemeli, arkası kör duvarlı, üstü tonoz, kubbe ya da damla örtülü geçit.
Revak Sanat Terimi Olarak Revak:
1. Sütun ve payeler tarafından taşınan kemerler arkasında yer alan, üstü örtülü, önü açık, mimari mekân, sundurma.
2. Ön yüzü kemerli, arkası ana yapıyla birleşik, üstü tonoz, kubbe ya da damla örtülü uzun mekân.
3. Yapıda, duvar önünde, sütun ya da ayaklarla taşınan kemer sıralarının oluşturduğu, bir tarafı avluya açık, üstü örtülü uzunlamasına mekân.
İtalya Yarımadası dışında fethedilmiş toprakların yönetimi için saptanmış birim, bir tür eyalete verilen ad.
Arkeoloji Terimi Olarak Ulu Cami:
Her şehrin ya da büyükçe yerleşme merkezinin en büyük camii. Cuma namazının topluca kılınması yanı sıra cemaatin bir araya gelmesini gerektiren durumlarda kullanılır. İran'daki adı Mescid-i Cuma'dır.
Ulu Cami Sanat Terimi Olarak Ulu Cami:
Her şehrin ya da büyükçe yerleşme merkezinin en büyük camisi. Cuma namazının topluca kılınması yanı sıra cemaatin bir araya gelmesini gerektiren durumlarda kullanılır. İran'daki adı Mescid-i Cuma'dır.
Her şehrin ya da büyükçe yerleşme merkezinin en büyük camii. Cuma namazının topluca kılınması yanı sıra cemaatin bir araya gelmesini gerektiren durumlarda kullanılır. İran'daki adı Mescid-i Cuma'dır.
Ulu Cami Sanat Terimi Olarak Ulu Cami:
Her şehrin ya da büyükçe yerleşme merkezinin en büyük camisi. Cuma namazının topluca kılınması yanı sıra cemaatin bir araya gelmesini gerektiren durumlarda kullanılır. İran'daki adı Mescid-i Cuma'dır.
Zarif üslup. Almanya'da 14. yüzyıl sonu ile 15. yüzyıl başında egemen olmuş bir sanat anlayışı. Uluslararası Gotik'le sıkı sıkıya ilişkili olan bu anlayışta figürler yumuşak, zarif ve incelikli bir biçimde betimlenir, sıcak renklerle boyanırdı.
1- Yunanca'da yol anlamına gelip, mezar girişlerine de verilen addır.
2- Çeşitli kültürlerde, toprak altına ya da kayalara oyulmuş oda-mezarların önlerine eklenmiş kuyu biçimli küçük giriş bölümüne verilen ad.
2- Çeşitli kültürlerde, toprak altına ya da kayalara oyulmuş oda-mezarların önlerine eklenmiş kuyu biçimli küçük giriş bölümüne verilen ad.
Arkeoloji Terimi Olarak Gymnasium:
Antik dönemde spor ve eğitim faaliyetlerinin yapıldığı okullar.
Gymnasium Tarih Terimi Olarak Gymnasium:
Antikçağ, Yunan ve Roma'da gençlerin eğitim ve öğretim gördükleri spor etkinliklerine katıldıkları kampus özelliğindeki yapıdır.Özellikle Helenistik dönemde klasikleşmiştir. Her Helen kentinde bir gymnasium bulunmaktaydı.
Gymnasium Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimi Olarak Gymnasium:
Almanya'da öğrencilerin üniversiteye hazırlandıkları okul.
GymnasiumSanat Terimi Olarak Gymnasium:
1. Antik Yunan ve Roma mimarisinde spor etkinliklerinde bulunulan ve içinde eğitim de verilen yapılar.
2. Antik Yunan ve Roma mimarisinde gençlerin düşünsel ve bedensel yönden eğitildikleri, spor etkinliklerinde bulundukları yapılar.
Antik dönemde spor ve eğitim faaliyetlerinin yapıldığı okullar.
Gymnasium Tarih Terimi Olarak Gymnasium:
Antikçağ, Yunan ve Roma'da gençlerin eğitim ve öğretim gördükleri spor etkinliklerine katıldıkları kampus özelliğindeki yapıdır.Özellikle Helenistik dönemde klasikleşmiştir. Her Helen kentinde bir gymnasium bulunmaktaydı.
Gymnasium Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimi Olarak Gymnasium:
Almanya'da öğrencilerin üniversiteye hazırlandıkları okul.
GymnasiumSanat Terimi Olarak Gymnasium:
1. Antik Yunan ve Roma mimarisinde spor etkinliklerinde bulunulan ve içinde eğitim de verilen yapılar.
2. Antik Yunan ve Roma mimarisinde gençlerin düşünsel ve bedensel yönden eğitildikleri, spor etkinliklerinde bulundukları yapılar.
Orta Yunanistan'da Tunç Çağı Dönemi'nde zenginliği ve gücü ile ünlü bölgeye verilen ad. En önemli kenti Thebai idi.
Arkeoloji Terimi Olarak Rokoko:
18. yüzyılda ortaya çıkan süslemeci sanat akımı. Resim sanatında saray yaşamından alınan konular ön plana geçmiş, heykeller dekoratif amaçlı biblolara dönüşmüş, mimaride ise bitkisel motifli bezemeler tavan ve duvar yüzeylerinde süsleme amacıyla bolca kullanılmıştır.
Rokoko Müzik-Dans Terimi Olarak Rokoko:
Klasik dönemin başlangıcında, Paris'te ünlenen zarif anlatımlı, şık ve zekice bir üslup.
RokokoYapı-Dekorasyon Terimi Olarak Rokoko:
18. yüzyılda (1730-1780, XV. Louis dönemi ile XVI. Louis dönemi başı) Fransa'da Barok ve Palladyen'den sonra moda olan, eğri çizgileri bol, gösterişli bir bezeme üslubu. Rokoko İtalyan baroğu ile Fransız rokay tarzından esinlenmiştir. Barok'un yuvarlak çizgileri aşırı dereceye götürülüp yapıların her yanı kıvrıntılı süslerle kaplanmıştır. Hiçbir yüzeyi olduğu gibi bırakmamak, bir duvarın ya da tavanın her yanını süslemelerle doldurmak, bunu yaparken de irili ufaklı yuvarlak çizgilere yer vermek, yaprak, çiçek gibi motiflerle süslemek rokoko üslubunun özellikleridir. Rokoko, mimarlığın yanı sıra mobilyacılıkta ve ev eşyasında da kendini göstermiştir. Türkiye'de de bir süre etkili olan rokoko, Fransa dışında özellikle Avusturya, Almanya, İspanya ve İsviçre'de benimsenmiştir.
Rokoko Tarih Terimi Olarak Rokoko:
XVIII. yüzyılın başında Fransa'da çok geçerli olan, kavisli çizgileri bol, gösterişli bir bezeme üslubu.
Rokoko Sanat Terimi Olarak Rokoko:
1. 1- XVIII. yüzyılda ortaya çıkan süslemeci sanat akımı. Resim sanatında saray yaşamından alınan konular ön plana geçmiş, heykeller dekoratif amaçlı biblolara dönüşmüş, mimaride ise bitkisel motifli bezemeler tavan ve duvar yüzeylerinde süsleme amacıyla bolca kullanılmıştır.
2. Barok anlayışının en son sureci içerisinde duyarlılık üst düzeye cıkmış ve bu süreç barok sanattan farklı özellikler göstermeye başlamıştır. Bu surece Rokoko adı verilir.
3. Fransa'da 18. yy.da baroktan sonra ortaya çıkan bol kavisli, gösterişli bir süsleme üslubu.
Rokoko Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi Olarak Rokoko:
Mübalâğalı süsleme üslûbu. Klâsik cilt süslemesi, XVIII. yüzyıl sonlarında Avrupa'nın etkisiyle değişerek bu tür süslenmeye başlanmıştır. Mecazi olarak "modası geçmiş, çirkin olan şeyler" hakkında da kullanılır.
18. yüzyılda ortaya çıkan süslemeci sanat akımı. Resim sanatında saray yaşamından alınan konular ön plana geçmiş, heykeller dekoratif amaçlı biblolara dönüşmüş, mimaride ise bitkisel motifli bezemeler tavan ve duvar yüzeylerinde süsleme amacıyla bolca kullanılmıştır.
Rokoko Müzik-Dans Terimi Olarak Rokoko:
Klasik dönemin başlangıcında, Paris'te ünlenen zarif anlatımlı, şık ve zekice bir üslup.
RokokoYapı-Dekorasyon Terimi Olarak Rokoko:
18. yüzyılda (1730-1780, XV. Louis dönemi ile XVI. Louis dönemi başı) Fransa'da Barok ve Palladyen'den sonra moda olan, eğri çizgileri bol, gösterişli bir bezeme üslubu. Rokoko İtalyan baroğu ile Fransız rokay tarzından esinlenmiştir. Barok'un yuvarlak çizgileri aşırı dereceye götürülüp yapıların her yanı kıvrıntılı süslerle kaplanmıştır. Hiçbir yüzeyi olduğu gibi bırakmamak, bir duvarın ya da tavanın her yanını süslemelerle doldurmak, bunu yaparken de irili ufaklı yuvarlak çizgilere yer vermek, yaprak, çiçek gibi motiflerle süslemek rokoko üslubunun özellikleridir. Rokoko, mimarlığın yanı sıra mobilyacılıkta ve ev eşyasında da kendini göstermiştir. Türkiye'de de bir süre etkili olan rokoko, Fransa dışında özellikle Avusturya, Almanya, İspanya ve İsviçre'de benimsenmiştir.
Rokoko Tarih Terimi Olarak Rokoko:
XVIII. yüzyılın başında Fransa'da çok geçerli olan, kavisli çizgileri bol, gösterişli bir bezeme üslubu.
Rokoko Sanat Terimi Olarak Rokoko:
1. 1- XVIII. yüzyılda ortaya çıkan süslemeci sanat akımı. Resim sanatında saray yaşamından alınan konular ön plana geçmiş, heykeller dekoratif amaçlı biblolara dönüşmüş, mimaride ise bitkisel motifli bezemeler tavan ve duvar yüzeylerinde süsleme amacıyla bolca kullanılmıştır.
2. Barok anlayışının en son sureci içerisinde duyarlılık üst düzeye cıkmış ve bu süreç barok sanattan farklı özellikler göstermeye başlamıştır. Bu surece Rokoko adı verilir.
3. Fransa'da 18. yy.da baroktan sonra ortaya çıkan bol kavisli, gösterişli bir süsleme üslubu.
Rokoko Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi Olarak Rokoko:
Mübalâğalı süsleme üslûbu. Klâsik cilt süslemesi, XVIII. yüzyıl sonlarında Avrupa'nın etkisiyle değişerek bu tür süslenmeye başlanmıştır. Mecazi olarak "modası geçmiş, çirkin olan şeyler" hakkında da kullanılır.
Arkeoloji Terimi Olarak Gotik:
Avrupa'da Ortaçağ mimarisine verilen ad. 12. yy.ın ortasından Rönesans'a kadar olan süreyi içeren Gotik, resim ve heykeli de kapsayan genel bir üslup halinde ele alınır. Geç Gotik, Uluslararası Gotik (Bkz. adı geçen madde) gibi alt başlıklara da ayrılmıştır.
Gotik Yapı-Dekorasyon Terimi Olarak Gotik:
Gotlara değin anlamında olup, temel özelliği sivrilik olan ve 12. yüzyıldan sonra Avrupa'da gelişen sanat çığırını anlatmak için kullanılan terim. Gotik mimarlık örnekleri ilkin Fransa'da île-de France (Saint-Denis et Sens)'ta 1125'te görülür. Gotik mimaride üç yenilik söz konusudur: kaburgalı tonoz, dayanma ayakları (kontrforlar) arasındaki cam duvarlar ve dayanma kemerleri (payanda kemerler). Ustalıklı bir yapım sistemi ile dört köşeye yöneltilen tonozun itkisi yerçekimini yenmeye ve duvarlarda büyük pencereler açmaya olanak verir. Yapının zayıf noktalarını, yani tonozların itkisinden gelen yükü alan yerleri pekitmek için gotik yapıcılar itkiyi kalın dış kontrforlara veren payanda kemerden yararlanmışlardır.
Gotik Sanat Terimi Olarak Gotik:
1- Avrupa'da Ortaçağ mimarisine verilen ad. XII. yüzyılın ortasından Rönesans'a kadar olan süreyi içeren Gotik, resim ve heykeli de kapsayan genel bir üslup halinde ele alınır. Geç Gotik, Uluslararası Gotik gibi alt başlıklara da ayrılmıştır.
2- 12. Yüzyıldan 15. Yüzyıla kadar devam eden Avrupa Orta çağ sanatında bir stil.
Gotik Sosyal Bilgiler Terimi Olarak Gotik:
Avrupa'da 12. Yüzyıldan sonra gelişen temelinde sivrilik biçimi yatan bir mimarlık hareketi.
Avrupa'da Ortaçağ mimarisine verilen ad. 12. yy.ın ortasından Rönesans'a kadar olan süreyi içeren Gotik, resim ve heykeli de kapsayan genel bir üslup halinde ele alınır. Geç Gotik, Uluslararası Gotik (Bkz. adı geçen madde) gibi alt başlıklara da ayrılmıştır.
Gotik Yapı-Dekorasyon Terimi Olarak Gotik:
Gotlara değin anlamında olup, temel özelliği sivrilik olan ve 12. yüzyıldan sonra Avrupa'da gelişen sanat çığırını anlatmak için kullanılan terim. Gotik mimarlık örnekleri ilkin Fransa'da île-de France (Saint-Denis et Sens)'ta 1125'te görülür. Gotik mimaride üç yenilik söz konusudur: kaburgalı tonoz, dayanma ayakları (kontrforlar) arasındaki cam duvarlar ve dayanma kemerleri (payanda kemerler). Ustalıklı bir yapım sistemi ile dört köşeye yöneltilen tonozun itkisi yerçekimini yenmeye ve duvarlarda büyük pencereler açmaya olanak verir. Yapının zayıf noktalarını, yani tonozların itkisinden gelen yükü alan yerleri pekitmek için gotik yapıcılar itkiyi kalın dış kontrforlara veren payanda kemerden yararlanmışlardır.
Gotik Sanat Terimi Olarak Gotik:
1- Avrupa'da Ortaçağ mimarisine verilen ad. XII. yüzyılın ortasından Rönesans'a kadar olan süreyi içeren Gotik, resim ve heykeli de kapsayan genel bir üslup halinde ele alınır. Geç Gotik, Uluslararası Gotik gibi alt başlıklara da ayrılmıştır.
2- 12. Yüzyıldan 15. Yüzyıla kadar devam eden Avrupa Orta çağ sanatında bir stil.
Gotik Sosyal Bilgiler Terimi Olarak Gotik:
Avrupa'da 12. Yüzyıldan sonra gelişen temelinde sivrilik biçimi yatan bir mimarlık hareketi.
Honaz Dağı'nın antik ismi. Mitolojiye göre, Kadmos aynı zamanda toprak ana Gaia'nın titan oğludur.
Harappa ya da 'Mohenjo Daro' adı, Kuzey Hindistan'da yaklaşık olarak M.Ö. 2500 yılından, büyük bir olasılıkla kuzeyden gelen istilacı Ariler tarafından yıkıldığı M.Ö. 1700 yılına kadar gelişen Eskiçağ uygarlığı için kullanılmaktadır. Bu uygarlığın yazısı henüz deşifre edilememiştir. Fakat, bugün Güney Hindistan'da egemen olan ve Batı Pakistan'da tecrit edilmiş küçük alanlarda hâlâ konuşulan Dravid dil ailesine bağlı olması kuvvetle muhtemeldir.
Yuvarlak profilli, inci dizisi ile süslü silme.
Yunanca 'demos' kelimesinden gelmektedir. Eski Yunanistan'da sitelerin, özellikle Atina'nın yönetim bölgesine verilen bir addı. Bizans İmparatorluğu döneminde ise, Constantinopolis'te ve diğer büyük kentlerde halkın tuttuğu yarı siyasi-yarı askeri hiziplere bu ad verilirdi.
Antik dönemde Babadağ'ın ismi. Bu dağ silsilesi Karia ve Phrygia sınırıdır.
Kompozisyonu oluşturan süs düzeninin üst ya da tepe kısımlarında bulunan motifler.
Korumacılık, patronluk.
Arkeoloji Terimi Olarak Haliç İşi:
15. yüzyıl sonunda mavi-beyaz tekniğin keramiklerde kullanılan bir uygulaması. ınce spiral dallar üzerinde minik çiçekler, yapraklar yer alır.
Haliç İşi Sanat Terimi Olarak Haliç İşi:
XV. yüzyıl sonunda mavi-beyaz tekniğin seramiklerde kullanılan bir uygulaması. İnce spiral dallar üzerinde minik çiçekler, yapraklar yer alır.
15. yüzyıl sonunda mavi-beyaz tekniğin keramiklerde kullanılan bir uygulaması. ınce spiral dallar üzerinde minik çiçekler, yapraklar yer alır.
Haliç İşi Sanat Terimi Olarak Haliç İşi:
XV. yüzyıl sonunda mavi-beyaz tekniğin seramiklerde kullanılan bir uygulaması. İnce spiral dallar üzerinde minik çiçekler, yapraklar yer alır.
Arkeoloji Terimi Olarak İsis:
Mısır kökenli tanrıça. Tanrı Osiris'in kız kardeşi ve karısı. İsis aynı zamanda tanrı Horus'un anasıdır. Toprak, toprak ürünleri, tabiatın canlanması-yeşillenmesini, üreme, bolluk ve bereketi, deniz ve yer altı ülkesini ve büyücülüğü sembolize eden tanrıça.
İsis Tarih Terimi Olarak İsis:
Eski Mısır'ın en önemli tanrıçalarından biridir. Ölüm tanrısı Osiris'in karısı, gökyüzü tanrısı Horus'un annesidir. Toprak ve bereket tanrıçasıdır. Başında öküz boynuzları ve Güneş kursu olan bir kadın olarak betimlenmiştir.
İsis Mitoloji Terimi Olarak İsis:
Güneş tanrısı Horos'un annesi.
Mısır kökenli tanrıça. Tanrı Osiris'in kız kardeşi ve karısı. İsis aynı zamanda tanrı Horus'un anasıdır. Toprak, toprak ürünleri, tabiatın canlanması-yeşillenmesini, üreme, bolluk ve bereketi, deniz ve yer altı ülkesini ve büyücülüğü sembolize eden tanrıça.
İsis Tarih Terimi Olarak İsis:
Eski Mısır'ın en önemli tanrıçalarından biridir. Ölüm tanrısı Osiris'in karısı, gökyüzü tanrısı Horus'un annesidir. Toprak ve bereket tanrıçasıdır. Başında öküz boynuzları ve Güneş kursu olan bir kadın olarak betimlenmiştir.
İsis Mitoloji Terimi Olarak İsis:
Güneş tanrısı Horos'un annesi.
Priene'de örneklerine rastlandığı gibi, önünde sütun dizisi bulunan evlere verilen ad.
şemsenin iki ucunda bulunan tepelik biçimindeki uzantılar.
Kent devletlerinde danışma meclisine verilen ad. Bu görevinin yanısıra, parasal konular, savaş ve dış siyaset sorunlarıyla da uğraşan, Halk Meclisi'nde görüşülecek maddeleri hazırlayan etkin bir hükümet organıydı. Demosların nüfuslarına göre gösterdikleri belirli sayıda aday arasından seçilen üyelerden oluşurdu.
Latince'de dünyanın başkenti anlamına gelen sözcük.