bbc kategorisini göremediğim liste.
(bkz:deus vult)
Neden onca yıldan (sadece 1 yıl ahshdjfk) sonra mail adresime bir bildirim ile düştün sözlük?
"Gidiyorum" demiştim. o da "gitme" deyip elimi tutmuştu. Sonra kendisi siktir olup gitti. "gitme" demedim.
Evli olmamakla birlikte doğruluğunu çoğu yerde gördüğüm tespit. Diğer tespitleri de doğru buluyorum ama bir açı farkı daha var o da kadın açısı. Eğer siz kadını mutlu ederseniz Pandoranın kutusunu şantaj malzemesi olarak kullanamaz. Ayrıca başım ağrıyo yalanını sikeyim klişe artık sjxjjsjshsjz
Klm: at yarışı spikeri
klm - mühendis
azerbaycan'ın göğsünü kabartan sporcu.
Hem milli hem birincil amacı kaliteli ve adil eğitimin sağlanması hem de bakanlık olması gerekirken son dönemde elimizde kılçık gibi sadece 'bakanlık' vasfının kaldığı oluşum. Sabah sabah haberlere göz atmak gerçekten iyi bir fikir değilmiş, içim şişti!
Şu aralar verdiği skandal talimatla çalkalanıyor.
Talimat şöyle: Özel eğitim alması gereken engelli öğrencilerin yemek paraları ödenekten değil hayırseverler tarafından karşılanmalıymış, hadi diyelim hiç karşılanamadıysa da bakanlığa bedeli çocuk başına kdv dahil 5,5 lirayı geçmemeliymiş. Bunun gerekçesi ise -büyük harf- kaynak israfının önlenmesi -büyük harf- ve uygulamada birlik ve beraberliğin sağlanması olarak gösterilmiş.
Hayatları zaten yeterince zor olan çocukların en temel ihtiyaçları olan beslenme ihtiyaçlarını karşılamayı 'israf' olarak gören 'milli' bir bakanlık mı dediniz? Evet, biz ona sahibiz!
Şu aralar verdiği skandal talimatla çalkalanıyor.
Talimat şöyle: Özel eğitim alması gereken engelli öğrencilerin yemek paraları ödenekten değil hayırseverler tarafından karşılanmalıymış, hadi diyelim hiç karşılanamadıysa da bakanlığa bedeli çocuk başına kdv dahil 5,5 lirayı geçmemeliymiş. Bunun gerekçesi ise -büyük harf- kaynak israfının önlenmesi -büyük harf- ve uygulamada birlik ve beraberliğin sağlanması olarak gösterilmiş.
Hayatları zaten yeterince zor olan çocukların en temel ihtiyaçları olan beslenme ihtiyaçlarını karşılamayı 'israf' olarak gören 'milli' bir bakanlık mı dediniz? Evet, biz ona sahibiz!
sayın öcalan diyerek övgüler düzenlerdir. kim olduklarını da gayet iyi biliyorsunuz. onları başımızdan def edemedikten sonra burada, şurada, orada birbirimizi boğazlamak onların ekmeğine yağ sürdü, hala sürüyor ve sürecek.
hasılı demem o ki bu ülkede bir partiye oy veren milyonlarca seçmen pkk sevicisiyse öcalana sayın diyerek övgüler düzenlere oy verenlerde o kadar pkk sevicidir. hatta ona değnek olan parti de dahil.
hasılı demem o ki bu ülkede bir partiye oy veren milyonlarca seçmen pkk sevicisiyse öcalana sayın diyerek övgüler düzenlere oy verenlerde o kadar pkk sevicidir. hatta ona değnek olan parti de dahil.
"Reis ağzının ortasına salıncak kurup sallanmak istiyorum!" Adlı yapıtım. Ulan reis gider ayak işi kitledin bana!
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
erkek cinsinin hayatı boyunca yaşadığı en zor durumlardır.
şükür hiç başıma gelmedi ama sanırım bir kadına birlikte olmak için teklif ederken yani çıkmak diyeyim de daha net anlaşılsın, kadının 'sen çok iyi birisin ama ben seni hak etmiyorum' tarzında ifadeler kullanması. O an yerin dibine girebilirsiniz eğer bu konuda tecrübeli ya da 'aman çok da şeyimde' diyebilecek kıvamda değilseniz.
şükür hiç başıma gelmedi ama sanırım bir kadına birlikte olmak için teklif ederken yani çıkmak diyeyim de daha net anlaşılsın, kadının 'sen çok iyi birisin ama ben seni hak etmiyorum' tarzında ifadeler kullanması. O an yerin dibine girebilirsiniz eğer bu konuda tecrübeli ya da 'aman çok da şeyimde' diyebilecek kıvamda değilseniz.
Bu Dünya'yı derhal terk ediyorum.
24 mayıs günü yaşanan olayın tekrarıdır. Yani yine manisa yine zehirlenme. Hatta 24 mayıs günü yaşanan olay da maalesef bir asker hayatını kaybetmişti. Dün yaşanan olaydaysa 70 asker hastaneye kaldırılmış.
Yüzlerine binbir çeşit mamul sürüp erkekleri kandıran bir cinsiyetin erkekler tarafından düşünülen halleridir.
Doğal güzellik her zaman iyidir. Ülkemizde makyaj yapmayı bilmeyen kadınlar yüzünden günde 15 erkeğin görme yetisini kaybettiğini biliyor muydunuz? Makyaj yapabilene güzel hanımlar! Lütfen yapacaksanız da kurallara uyalım uymayanları uyaralım (bkz:kamu spotu)
Doğal güzellik her zaman iyidir. Ülkemizde makyaj yapmayı bilmeyen kadınlar yüzünden günde 15 erkeğin görme yetisini kaybettiğini biliyor muydunuz? Makyaj yapabilene güzel hanımlar! Lütfen yapacaksanız da kurallara uyalım uymayanları uyaralım (bkz:kamu spotu)
Bir şeye çok maruz kalmaktan dolayı ona alışmak, tepkisizleşmek.
Kullanana +8 karizma puanı katıyor diyorlar.
zenginsozluk.com/foto
Kullanana +8 karizma puanı katıyor diyorlar.
zenginsozluk.com/foto
Resmen bir girdap bu. İçine girince çıkamıyorsunuz.
Zekâ ürünü oldukları her hallerinden belli olan karikatürlerle zaman geçirmeye bayılıyorum, içinden çıkmak falan da istemiyorum!
Zekâ ürünü oldukları her hallerinden belli olan karikatürlerle zaman geçirmeye bayılıyorum, içinden çıkmak falan da istemiyorum!
normalde de içmek günah olduğu için eylemin sonucu değişmeyecektir. belki hem 3 aylar hem de ramazan olması sebebiyle günahın nasıl desem? derecesi artabilir.
serbest mi değil mi merak edilen.
demokrasi, gerek "ideal olarak kabul edilebilecek uygulanabilirliği", gerekse, "toplum geneline maksimum verimliliği sağlaması" açısından, söz konusu toplumun, "kişisel kalite ve eğitiminin" çok ileri düzeyde olmasını gerektiren bir idare biçimidir. gerçi bu demokrasi kavramının, sözlüksel tanımına çok uygun düşmemektedir. hatta neredeyse demokrasi kavramı ile örtüşmeyen bir görüştür. ancak pratikte, demokrasiyi; toplumdaki her bireyin, eşit oy hakkının bulunduğu seçimlerden ve bu seçim sonuçlarına göre, söz konusu toplumun idare ediliş biçimi olarak algılamak, pek çok zaman, acı sonuçları da beraberinde getirir.
demokrasiyi, zamansal süreç açısından çok hızlı bir şekilde ve toplumun çoğunluğunun, yeterlilik düzeyini göz ardı ederek uygulamaya geçirmeniz halinde, acı sonuçlar ile karşılaşmanız kaçınılmazdır. mustafa kemal atatürk'ün bu toplumsal gelişimi yeterli seviyede görmeyip (bir kaç kez bunu sınamıştır aslında) çok partili hayata geçmemesinin altında yatan ana gerekçe de, kuvvetli bir şekilde bu nedene dayanmaktadır demek mümkündür.
ancak burada da şöyle bir paradoks söz konusudur. ileri boyuttaki demokrasi anlayışı olmayan yerlerde, toplumun her bir bireyinin, maksimum seviyede kaliteli ve eğitimli olmasını beklemek, idarecilerin insiyatifine ve kabiliyetlerine bağlıdır. dolayısıyla demokratik bir idare biçimini savunmak için, öncesinde demokratik olmayan yöntemleri kullanmaya çalışmak, ister istemez sizi demokrat biri olmaktan uzaklaştığınız eleştirileri ile baş başa bırakır. nitekim mustafa kemal atatürk'e, bazı çevrelerce "tek adam" eleştirisi yapılması bu paradoksun bir sonucudur.
şahsi düşüncem; asıl meselenin, geleneksel toplum kültüründe yatmasıdır. geleneksel toplum kültürü, ağırlıklı olarak "muhafakazar" motiflerle dolu olan bir ülkenin, demokrasi kavramı ile kan uyuşmazlığı yaşaması kaçınılmazdır. günümüz toplum yapılarını göz önüne getirirsek, özellikle kuzey avrupa ülkelerinden ve a.b.d' den (ki abd konusunda eğitimli toplumdan ziyade iktisadi faktörler ağırlık kazanmaktadır) bir diktatör çıkması, neredeyse imkansızdır. ancak dünyanın geri kalan bölümünde, demokrasinin ileri seviyede uygulanabilirliği konusunda iyimser yaklaşmam, ne yazık ki olası değildir.
demokrasiyi, zamansal süreç açısından çok hızlı bir şekilde ve toplumun çoğunluğunun, yeterlilik düzeyini göz ardı ederek uygulamaya geçirmeniz halinde, acı sonuçlar ile karşılaşmanız kaçınılmazdır. mustafa kemal atatürk'ün bu toplumsal gelişimi yeterli seviyede görmeyip (bir kaç kez bunu sınamıştır aslında) çok partili hayata geçmemesinin altında yatan ana gerekçe de, kuvvetli bir şekilde bu nedene dayanmaktadır demek mümkündür.
ancak burada da şöyle bir paradoks söz konusudur. ileri boyuttaki demokrasi anlayışı olmayan yerlerde, toplumun her bir bireyinin, maksimum seviyede kaliteli ve eğitimli olmasını beklemek, idarecilerin insiyatifine ve kabiliyetlerine bağlıdır. dolayısıyla demokratik bir idare biçimini savunmak için, öncesinde demokratik olmayan yöntemleri kullanmaya çalışmak, ister istemez sizi demokrat biri olmaktan uzaklaştığınız eleştirileri ile baş başa bırakır. nitekim mustafa kemal atatürk'e, bazı çevrelerce "tek adam" eleştirisi yapılması bu paradoksun bir sonucudur.
şahsi düşüncem; asıl meselenin, geleneksel toplum kültüründe yatmasıdır. geleneksel toplum kültürü, ağırlıklı olarak "muhafakazar" motiflerle dolu olan bir ülkenin, demokrasi kavramı ile kan uyuşmazlığı yaşaması kaçınılmazdır. günümüz toplum yapılarını göz önüne getirirsek, özellikle kuzey avrupa ülkelerinden ve a.b.d' den (ki abd konusunda eğitimli toplumdan ziyade iktisadi faktörler ağırlık kazanmaktadır) bir diktatör çıkması, neredeyse imkansızdır. ancak dünyanın geri kalan bölümünde, demokrasinin ileri seviyede uygulanabilirliği konusunda iyimser yaklaşmam, ne yazık ki olası değildir.
çözülememiş kilitleri, zorlamaya çalıştığımız anda başlıyor sıkıntı. negatif enerji birikiyor. daha fazla zorladığımızda ise işin içinden çıkılamaz bir hal alıp depresyona dönüşüveriyor. durup dururken ortaya çıkan anlamsız ağrılar hastalıklar hiçbir rahatsızlığımız yokken bizi sarıyorlar. daha fazla zorladığımızda ise fiziksel olarak da hastalanıyoruz. çünkü dipteki isteklerimiz ile bilinçli isteklerimiz arasında ters bir orantı var. yani bir uyumsuzluk söz konusu. hal böyle olunca uygun olan anahtarı o kilide denk getiremiyoruz. sitemimiz böyle çalıyor maalesef..
düşünceler vesilesiyle toplumun içinde oluşan bütünleşmelerin getirdiği ayrışmaları da dikkate almak gerekli. oluşan kitleler kendi taraflarını oluşturduktan sonra açıkça görülebilecek etkileşimlere girmeye başlar. düşünceler zihin kaplarından çıkıp artık dev birer organizma olan kitleleri yönlendirmeye başladığında hiç de masum olarak kaldığından bahsedemiyoruz. bahsettiğiniz bireysel anlamda paylaşımın özelliklerinden olan düşüncelerini karşı tarafa kabul ettirme isteği artık alev alev yanan bir tutkuya dönüşmüş oluyor. insanın fikirsel boyuttan çabucak kişilik boyutuna yönelebilen zayıf karakteri sonucu ortaya koydukları davranışın etkileri toplumsal boyutta önyargılardan örülmüş bir ideoloji sayesinde yaşanır. olası sonuçları günümüzde rahatça görebiliyoruz.
düşüncelerin aslında ne kadar etkili ve tehlikeli olduğuna değindikten sonra düşüncenin oluştuğu an ile eylem arasındaki tampon bölge olan niyet kavramını da irdelemek gerekir. düşünceler oluştuktan sonra yargıya dönüştükleri gibi aynı zamanda niyete de dönüşürler. yargı duruşu belirler iken düşüncenin eyleme geçişinde aslen niyetin varlığından bahsetmek gerekir.
düşüncelerin aslında ne kadar etkili ve tehlikeli olduğuna değindikten sonra düşüncenin oluştuğu an ile eylem arasındaki tampon bölge olan niyet kavramını da irdelemek gerekir. düşünceler oluştuktan sonra yargıya dönüştükleri gibi aynı zamanda niyete de dönüşürler. yargı duruşu belirler iken düşüncenin eyleme geçişinde aslen niyetin varlığından bahsetmek gerekir.
İnteraktif sözlüklerin nicelik olarak artıp nitelik olarak eski tadını kaybettiği zalım dünyaya yenice giriş yapmış, şahsımı 10 sene önceye götürmüş bebek. Büyük sözlüklerden ziyade yeni, sıcak ve samimi, kemik kadrosu olmaya aday olduğum sözlükleri yeğledim her zaman. 1 tane sözlüğüm oldu 2. Zengin sözlük olur mu bilmiyorum ama 2 buçuk aylık aylaklık dönemime Güneş gibi doğdu. Ben hoş geldim ama sen de hoş geldin zengin sözlük. Umarım eski heveslerim oralarda bir yerlerde duruyordur.
Latin amerikada 90 lı yıllara damgasını vurmuş yaratık.
Belgeselini ilk izlemeye başladığımda insanların ve görgü tanıklarının anlatımıyla "ulan bu neymiş?" diye heyecan yapsamda belgeselin sonunda alelade bir köpek cinsi olduğunu görünce canım sıkılmıştı. İnsanların hayal gücünün ne kadar büyük olduğunu gösteren hayvandır.
http://gizliilimler.tr.gg/%C7upakabra--k1-Ke%E7i-Yiyen,-El-Chupacabra,-Chupacabras-k2-.htm
Belgeselini ilk izlemeye başladığımda insanların ve görgü tanıklarının anlatımıyla "ulan bu neymiş?" diye heyecan yapsamda belgeselin sonunda alelade bir köpek cinsi olduğunu görünce canım sıkılmıştı. İnsanların hayal gücünün ne kadar büyük olduğunu gösteren hayvandır.
http://gizliilimler.tr.gg/%C7upakabra--k1-Ke%E7i-Yiyen,-El-Chupacabra,-Chupacabras-k2-.htm
Işığın uzayda 1 yılda aldığı yola denir.
Işık saniyede 300000 (üçyüz bin) km hızla ilerler. Uzaydaki gök cisimleri arasındaki mesafe kilometre ile ifade edilmeye başlatıldığında çok büyük rakamlar meydana gelir. Bunun yerine ışık yılı birimi kullanılır. Bir ışık yılı ışığın boşlukta 1 yılda aldığı yoldur. Bu ışık yılı yaklaşık olarak 9,45.10¹² km dir. Işık yılı bir uzunluk birimidir. Kısaca "ıy" olarak ifade edilir.
Işık saniyede 300000 (üçyüz bin) km hızla ilerler. Uzaydaki gök cisimleri arasındaki mesafe kilometre ile ifade edilmeye başlatıldığında çok büyük rakamlar meydana gelir. Bunun yerine ışık yılı birimi kullanılır. Bir ışık yılı ışığın boşlukta 1 yılda aldığı yoldur. Bu ışık yılı yaklaşık olarak 9,45.10¹² km dir. Işık yılı bir uzunluk birimidir. Kısaca "ıy" olarak ifade edilir.
Bir şeyin en önemli noktası, en mühim unsuru; bir şeyin yaşaması için en önemli araç.
Fesadın ve dedikodunun çok olduğu, herkesin birbirine düştüğü, türlü düşmanlıkların kaynaştığı, hile ve düzenlerin kurulduğu yer.
Çalım satmak, gösteriş yapmak.
Pek sulu, suyu bol (yemek için).
Bir şeyin en önemli, en çarpıcı yeri.
Çok istemek, çok arzulamak.
Sevimli, sokulgan, insana pek sıcak davranan.
Ölmek üzere bulunmak.
İstenilen, arzu edilen şeyin büyük bir memnunlukla yapılacağını anlatır.
Delikanlı erkektir. Kime bakılıp erkeklerle ilgili genelleme yapılıyor anlamıyorum. Kendisine saygısı olan insan değil eşini kimseyi aldatmaz. Kaldı ki aldatmanın cinsi bir tarafı yok, hatta yapılan araştırmalara göre kadınlar erkeklere oranla daha fazla eşlerini aldatıyor. Tabi türkiye bu araştırmada var mı bilemiyorum.
paintblack tarafından bu başlık için ukde bırakılmış
yazarın notu :
istiridyelerin arasına giren kum tanelerinin inanılmaz serüvenlerinin anlatıldığı kitap.
tüm kitap evlerinde!
yazarın notu :
istiridyelerin arasına giren kum tanelerinin inanılmaz serüvenlerinin anlatıldığı kitap.
tüm kitap evlerinde!
Düzensiz, karalanmış, yıpranmış defter.
Gizli tuttuğu şeyleri açıklamak, söyleyemediği şeyleri sabrı tükenince söylemek.
paintblack tarafından bu başlık için ukde bırakılmış
yazarın notu :
yönetmenliğini Christopher Nolan'nın yaptığı 2006 yılı ABD, Birleşik Krallık ortak yapımı film.
zenginsozluk.com/foto
yazarın notu :
yönetmenliğini Christopher Nolan'nın yaptığı 2006 yılı ABD, Birleşik Krallık ortak yapımı film.
zenginsozluk.com/foto
Çok sıkışık , üst üste, kalabalık olarak.
“Olmayacak şeyler olursa” anlamında kullanılır.
paintblack tarafından bu başlık için ukde bırakılmış
yazarın notu :
tanrılar ve krallar.
Ridley Scott tarafından yönetilen ve Kitab-ı Mukaddes'ten esinlenen 2014 yapımı bir epik film. Başrollerinde Christian Bale, Joel Edgerton, John Turturro, Aaron Paul, Sigourney Weaver ve Ben Kingsley yer almaktadır.
zenginsozluk.com/foto
yazarın notu :
tanrılar ve krallar.
Ridley Scott tarafından yönetilen ve Kitab-ı Mukaddes'ten esinlenen 2014 yapımı bir epik film. Başrollerinde Christian Bale, Joel Edgerton, John Turturro, Aaron Paul, Sigourney Weaver ve Ben Kingsley yer almaktadır.
zenginsozluk.com/foto
Birisinden ısrarla, bıkkınlık verdirecek ölçüde bir şeyler istemek; ona asılmak.
Farkında olmadan karşısındakini rahatsız ede cek, kızdıracak söz söylemek.