emekçi kardeşlerimizin halinden anlayan müşteridir. var olsun.
(bkz:1 yaçına mı giydin çen)
iyi kötü, acı tatlı anıların bulunduğu neredeyse 6-7 aydır içinde bulunduğum sözlüğün 1. yıl dönümüdür. bura vesilesi ile güzel insanlar tanıdım, dolu insanlar tanıdım. umarım daha nice yaşlara birlikte gireriz.
iyi kötü, acı tatlı anıların bulunduğu neredeyse 6-7 aydır içinde bulunduğum sözlüğün 1. yıl dönümüdür. bura vesilesi ile güzel insanlar tanıdım, dolu insanlar tanıdım. umarım daha nice yaşlara birlikte gireriz.
son girdisinin üzerinden aylar geçmiş, allah bilir bir ara zengin sözlüğün varlığını bile unutmuş, bir anlığına aklına gelip ''lan dur bir ya, gireyim öyle bir yer vardı hakkaten ya'' diyerek sözlüğe girmiş, cuma akşamı gecenin kör saati sözlüğü sakin görünce de yalama yapıştırma işlemine başlamış yazar cümlesi olabilir. birader ekşide bile bu saatlerde gündem başlıklarındaki girdi sayısı yarım saatte birer birer artıyor. milyonlarca okuru, on binlerce yazarı olan bir yer bir de ekşi.
sözlüğe katkı temelinde hiçbir faydası dokunmamış, sözlüğü daha iyi bir yer haline getirmek, yazmak, yazmaya teşvik etmek yerine içi boş argümanlarla ''sözlük bozdu yiaaa, biti yea, abi orası öldü yea'' gibi, her klasik sözümona yazarın eleştiri adı altında sıraladığı saçmalıklar da olabilir. hatta tecrübelerim sonucu kesinlikle budur diyebilirim.
sen yaz kardeşim o zaman, sen şenlendir ortamı, tutan mı var? illa ağzına mı verelim lokmayı? ellerin var, parmakların var, beynin var. bir akıllı sendin zaten. öyle bir şey yaz ki, eleştirine kimse bir şey diyemesin, alabileceğin küfür veya tepki, aldığın artıya yaptığın şova değsin. hem sözlüğün bittiği kararını bir insan tek başına nasıl verir anlamıyorum. ne kudret be baba. helal.
''sen misin bu semtin zaptiyesi?'' derler adama. ben demiyorum ama derler. ayrıca;
(bkz:karanlığa küfür edeceğine bir mum yak)
çok kıl oluyorum böyle içi bomboş ziyan cümleler kuran insanlara çok.
sözlüğe katkı temelinde hiçbir faydası dokunmamış, sözlüğü daha iyi bir yer haline getirmek, yazmak, yazmaya teşvik etmek yerine içi boş argümanlarla ''sözlük bozdu yiaaa, biti yea, abi orası öldü yea'' gibi, her klasik sözümona yazarın eleştiri adı altında sıraladığı saçmalıklar da olabilir. hatta tecrübelerim sonucu kesinlikle budur diyebilirim.
sen yaz kardeşim o zaman, sen şenlendir ortamı, tutan mı var? illa ağzına mı verelim lokmayı? ellerin var, parmakların var, beynin var. bir akıllı sendin zaten. öyle bir şey yaz ki, eleştirine kimse bir şey diyemesin, alabileceğin küfür veya tepki, aldığın artıya yaptığın şova değsin. hem sözlüğün bittiği kararını bir insan tek başına nasıl verir anlamıyorum. ne kudret be baba. helal.
''sen misin bu semtin zaptiyesi?'' derler adama. ben demiyorum ama derler. ayrıca;
(bkz:karanlığa küfür edeceğine bir mum yak)
çok kıl oluyorum böyle içi bomboş ziyan cümleler kuran insanlara çok.
herkese videodaki gibi güzel kafalara sahip bir yıl diliyorum. en büyük derdimiz kamera olsun.
kafamız ta$$ak bir haldeyken kendi telefonunda video öncesinde de yaklaşık bir 10 dakika kitlenmiş halde kamerayı arayan arkadaşım ile aramızdaki muhabbet;
-napıon sen?
+kamerayı arıyom..
-heA?
+kamerayı arıyom...
kafamız ta$$ak bir haldeyken kendi telefonunda video öncesinde de yaklaşık bir 10 dakika kitlenmiş halde kamerayı arayan arkadaşım ile aramızdaki muhabbet;
-napıon sen?
+kamerayı arıyom..
-heA?
+kamerayı arıyom...
bir tür hediye. iki adet sağlam bacağa sahip her insanın ücretsiz olarak gerçekleştirebileceği bir etkinlik. kalbe olan sayısız faydasını bilmeyeni taşlarlar zaten.
karşıdaki kişinin hissetmesi sizin açınızdan o denli de kötü olmayacaktır. şüphesiz birkaç kötü tecrübeden dili yanmış herkes bu fikre az çok katılacaktır.
büyüdükçe albümlere bile bakmak istememek, anlardan, yerlerden, insanlardan kalan tek şeyin bir fotoğraf albümü olması. bu realiteyi kabullenmek çok güç.
bir realite, en ontolojiğinden.
bir realite, en ontolojiğinden.
halk sağlığı merkezleri vardı bir ara, şu an durum nedir bilmiyorum. ancak 22 yaşında biri olup neredeyse sağlık sorunlarının büyük çoğunluğu ağız ve dişden oluşan biri olarak şunu söyleyebilirim ki, bu konuda toplum yeterince bilgilendirilmiyor, bu sebeple veya buna bağlı olarak ağız sağlığı insanlar tarafından angarya bir iş olarak görülüyor.
bilindiği gibi devlet hastaneleri de kasabın danaya muamelesi gibi muamele gösteriyor. dişçi korkusu da genelde çocukluktan başlar, devlet hastaneleri sebebince. özel doktor desen bir dolguyu-kanal tedavisini minimum 500'den başlayan fiyatlara yapıyor. tabii bu dediğim de elazığ gibi bir yerde oluyor. büyük şehirler için de afedersiniz ama sikiş var demekten kendimi alamıyorum.
bilindiği gibi devlet hastaneleri de kasabın danaya muamelesi gibi muamele gösteriyor. dişçi korkusu da genelde çocukluktan başlar, devlet hastaneleri sebebince. özel doktor desen bir dolguyu-kanal tedavisini minimum 500'den başlayan fiyatlara yapıyor. tabii bu dediğim de elazığ gibi bir yerde oluyor. büyük şehirler için de afedersiniz ama sikiş var demekten kendimi alamıyorum.
insanların genellikle akşam saatlerinde eline aldığı tercihe göre büyük, küçük anı defteridir. o gün olanları, hissedilenleri veya düşünülenleri içerir.
eski çalıştığım bir yerde bir gün temizlik yaparken bir koli denk gelmişti dolabın içinde. kolinin içinde gözlük, roman, birkaç tane kalem ve 2 tane defter vardı. koliyi patrona götürüp durumu anlatınca ''at çöpe'' demişti. ben de defterler hariç kalanı atmıştım.
şimdi o kadar zaman sonra defterleri okuma fırsatı buldum. işin etik tarafı çok kafamı kurcaladı ama günlük veya anı okumayı genel olarak seven biri olduğum için merakıma yenildim ve okudum defterleri. yazanı, kime yazıldığını bilmiyorum ama öylesine çaresizlikle donatılmış bir günlük ki, yazdırana kızdım, yazana üzüldüm. yaşanabilecekken yaşanamamış o kadar çok şey varmış ki, bu gerçeği tekrar fark ettim.
en yakın tarihi 2009 olarak atılmış defterler zaten sonbahar yüzünden hüzne teşne havama cila oldu amk.
eski çalıştığım bir yerde bir gün temizlik yaparken bir koli denk gelmişti dolabın içinde. kolinin içinde gözlük, roman, birkaç tane kalem ve 2 tane defter vardı. koliyi patrona götürüp durumu anlatınca ''at çöpe'' demişti. ben de defterler hariç kalanı atmıştım.
şimdi o kadar zaman sonra defterleri okuma fırsatı buldum. işin etik tarafı çok kafamı kurcaladı ama günlük veya anı okumayı genel olarak seven biri olduğum için merakıma yenildim ve okudum defterleri. yazanı, kime yazıldığını bilmiyorum ama öylesine çaresizlikle donatılmış bir günlük ki, yazdırana kızdım, yazana üzüldüm. yaşanabilecekken yaşanamamış o kadar çok şey varmış ki, bu gerçeği tekrar fark ettim.
en yakın tarihi 2009 olarak atılmış defterler zaten sonbahar yüzünden hüzne teşne havama cila oldu amk.
kazananın olmadığı bir versustur. boynuz ne kadar kulağı geçmiş olsa da, aristo, her zaman öğrenci olarak kalacaktır.
-platon sürrealisttir. aristo maddecidir.
-platon idealar dünyasıdır. aristo şuanki dünyadır.
-platon matematikçidir. aristo biyologtur.
-platon süreçtir. aristo sonuçtur.
-platon ''neden'' dir. aristo ''nasıl''dır.
-platon kuramcıdır. aristo yazardır.
-platon sorgular. aristo kurgular.
-platon tasvir eder, aristo tarif eder.
sonuç: kazananının olmadığı versustur.
-platon sürrealisttir. aristo maddecidir.
-platon idealar dünyasıdır. aristo şuanki dünyadır.
-platon matematikçidir. aristo biyologtur.
-platon süreçtir. aristo sonuçtur.
-platon ''neden'' dir. aristo ''nasıl''dır.
-platon kuramcıdır. aristo yazardır.
-platon sorgular. aristo kurgular.
-platon tasvir eder, aristo tarif eder.
sonuç: kazananının olmadığı versustur.
kadınların efendi adam yerine piç tercihindeki efendi kardeşimizin yaptığı şeydir. gömleğinin düğmelerini sonuna kadar iliklemese de, alttakini muhakkak düğümler ve gömleğini pantolonun içine koyar. biraz rahatlaması lazım bence, gelsene şöyle bir kardeşim.
güzel insanlar barındıran sözlük. çekirdek kadro diye tabir ettiğim 8-9 güzel yazar var, birebir sohbette de bulunduğum kişiler. yönetim tarafından, yazarların başlattığı kampanyalara destek verilmeli. zira yazarların yazma kampanyası başlattığı başka sözlük görmedim yazmaya başladım başlayalı. bu kadroyu yönetim korumalı, desteklemeli, sevmeli, pamuklara sarmalı. aksini iddia eden her kimse arazi olmalı, işi bırakmalı, hatay sınırından suriyeye geçiş yapmalı, kendi üzerine kızgın yağ falan dökmeli.
can verecektir. zerrelerine kadar acıyla dolacaktır.
sözlük yazarlarının nickinden yola çıkarak ismine dair tahminlerde bulunulan başlık.
monster degree - abdülmutalip
monster degree - abdülmutalip
''LANET OLSUN DOSTUM O SES DE NEYDİ''
''o kasabaya gitmenizi önermem genç bayan''
''o kasabaya gitmenizi önermem genç bayan''
bir diğer adıyla, katılımcı sözlük.
katılımcı sözlük, sözlük kavramından yola çıkılarak oluşturulmuş ve üyesi olan kişilerin etkileşimi ile varlığını sürdüren bir yapıdır. bilinen ilk katılımcı sözlük/ülkemizde ilk katılımcı sözlük 1999 yılında sedat kapanoğlu tarafından kurulmuş olan, günümüzde okuyucu sayısı milyonlara erişmiş olan ekşi sözlük'tür. bu bakımdan günümüzdeki katılımcı sözlüklerin arka planı ekşi sözlük'e dayanmaktadır.
herhangi bir konu hakkında başlık açıp entry girmeyi sağlayan bu yapının temel amacı bilgiye hızı ve düzenli ulaşımdır. zira ilk katılımcı sözlük olan ekşi sözlük'ün de mottosu, ''kutsal bilgi kaynağı'' dır.
ekşi sözlük'ün zamanla popülaritesinin artması sebebince sözlüğe olan katılım artmış, dolayısıyla yazar alımında gözetilecek bazı hususlar ön plana çıkmıştır. bu noktadan sonra n denilen sistemle belirli bir sıra dahilinde yazar alımı sınırlandırılmıştır.
ekşi sözlük'te yazar olmanın zorlaşmasıyla birlikte süreçle ekşi sözlük'e benzer bir çok sözlük açılmaya başlanmış ve bu sözlüklere 'klon' yakıştırması getirilmiştir.
süreçle sosyal medya araçlarının da gelişmesiyle interaktif sözlükler kendine ait bir yere sahip olmuştur ve hala popülerliğini korumaktadır.
katılımcı sözlüklerde her bir kişi, bir başlığa entry girerek oraya katkıda bulunduğu için yazar olarak adlandırılır. girilecek olan entrynin şekil olarak sınırlaması olmamakla birlikte, başlıkla alakası olması şartı gözetilir.
katılımcı sözlükler konsepti bakımından çeşitlere ayrılır. bazı katılımcı sözlükler hemen her konuda içerik bulundurabiliyorken, bazılarının herhangi bir formatı dahi olmayabilir ve bazıları da ''tematik'' olarak adlandırılan sadece ansiklopedik bilgiler içerir.
interaktif sözlüklerle ilgili bir takım sınırlandırmalar bulunmaktadır her sözlük yazarı veya üyesi kendi içinde format adı verilen kurallara uymakla birlikte bir bütün olarak, resmi gazetede yayımlanma tarihi 9/11/1982 olan türkiye cumhuriyeti anayası'na uymak durumundadır.
katılımcı sözlük, sözlük kavramından yola çıkılarak oluşturulmuş ve üyesi olan kişilerin etkileşimi ile varlığını sürdüren bir yapıdır. bilinen ilk katılımcı sözlük/ülkemizde ilk katılımcı sözlük 1999 yılında sedat kapanoğlu tarafından kurulmuş olan, günümüzde okuyucu sayısı milyonlara erişmiş olan ekşi sözlük'tür. bu bakımdan günümüzdeki katılımcı sözlüklerin arka planı ekşi sözlük'e dayanmaktadır.
herhangi bir konu hakkında başlık açıp entry girmeyi sağlayan bu yapının temel amacı bilgiye hızı ve düzenli ulaşımdır. zira ilk katılımcı sözlük olan ekşi sözlük'ün de mottosu, ''kutsal bilgi kaynağı'' dır.
ekşi sözlük'ün zamanla popülaritesinin artması sebebince sözlüğe olan katılım artmış, dolayısıyla yazar alımında gözetilecek bazı hususlar ön plana çıkmıştır. bu noktadan sonra n denilen sistemle belirli bir sıra dahilinde yazar alımı sınırlandırılmıştır.
ekşi sözlük'te yazar olmanın zorlaşmasıyla birlikte süreçle ekşi sözlük'e benzer bir çok sözlük açılmaya başlanmış ve bu sözlüklere 'klon' yakıştırması getirilmiştir.
süreçle sosyal medya araçlarının da gelişmesiyle interaktif sözlükler kendine ait bir yere sahip olmuştur ve hala popülerliğini korumaktadır.
katılımcı sözlüklerde her bir kişi, bir başlığa entry girerek oraya katkıda bulunduğu için yazar olarak adlandırılır. girilecek olan entrynin şekil olarak sınırlaması olmamakla birlikte, başlıkla alakası olması şartı gözetilir.
katılımcı sözlükler konsepti bakımından çeşitlere ayrılır. bazı katılımcı sözlükler hemen her konuda içerik bulundurabiliyorken, bazılarının herhangi bir formatı dahi olmayabilir ve bazıları da ''tematik'' olarak adlandırılan sadece ansiklopedik bilgiler içerir.
interaktif sözlüklerle ilgili bir takım sınırlandırmalar bulunmaktadır her sözlük yazarı veya üyesi kendi içinde format adı verilen kurallara uymakla birlikte bir bütün olarak, resmi gazetede yayımlanma tarihi 9/11/1982 olan türkiye cumhuriyeti anayası'na uymak durumundadır.
beni hakikaten oy vermeye teşvik eden uyarılardır. hele biri yazsın da, çakayım artıyı!
cemal süreya'nın göçebe adlı şiirinde geçen cümle.
sana hacı diyeni ayrı, insan diyeni ayrı, doğduğun hastaneye tuğla üreten fabrikayı ayrı sikeyim, ananın amına el bombası atayım senin orospu artığı.
bestesi erkan oğur'a ait olup, yavuz çetin'in eşlik ettiği, bir süreliğine transa geçiren parça. şarkının bulunduğu youtube linkinde bir yorumsa gerçekten özetliyor;
''sayın erkanoğur, 4:11 i çalarken "insanların çoluğu çocuğu var, yetim kalırlar, aç kalırlar" diye hiç düşünmedin mi''
''sayın erkanoğur, 4:11 i çalarken "insanların çoluğu çocuğu var, yetim kalırlar, aç kalırlar" diye hiç düşünmedin mi''
rüyalarımın kabıdır. kuyruk yağı, dolma görmek istemiyorum artık, carte dor şelalelerinde yıkanmak istiyorum....
işte inovasyon budur dedirten kızlardır. sosyal medya diye yutturulan instagram ve twitter'dan elimi eteğimi çekme sebeplerinden biridir de bu faktör. içi çürük ve boş, samimiyetiz, havaya yapışıp duran ego yığınlarının birbirini yalamasını izleyemem amk. arkadaşım değilsiniz siz. fak yu.
sobalı eve, soba üstünde kestaneye, babaanne evindeki 300 kiloluk yorgana ve hiç bitmeyecekmiş gibi görünen çocukluk yıllarına delalettir...
gözlemlediğim kadarıyla, çok büyük oranda, erkek bedeninde oğlan çocuğu gibi davranan erkekler sebebince boşanma oranlarının en yoğun olduğu yıllara tekabül eder.
“Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım”
8 yıldır çeşitli sözlüklerde çeşitli insanlarla tanıştım. onegin gibi insanlar nadirdir internette ve hayatta. türünün son örneklerinden bile diyebilirim. klonlanıp seri üretimle çoğalması gereken biri.
duruşu, bıraktığı izlenim, sohbeti ve birikimiyle örnek alınası biri. Aynı ortamda bulunduğum için mutluyum.
duruşu, bıraktığı izlenim, sohbeti ve birikimiyle örnek alınası biri. Aynı ortamda bulunduğum için mutluyum.
stresi ve gerginliği alıyor, uyumaya yardımcı oluyor. ancak uyanmaya yardımcı olmuyor ya, uyanamıyorum bu meret yüzünden. aha demin uyandım. haftaya finaller var...
beyni fırına verilip 200 derecede pişirilmiş insandır.
sesleri olduğu gibi ses kayıtları da vardır. bazıları zil sesi yapmalıktır. for example kozmos;
aman kuuuuş, canım kuuş...tıkla.
aman kuuuuş, canım kuuş...tıkla.
2004 yılının temmuz ayında yayın hayatına başlayan erkek dergisi. yazılı/basılı yayın hayatına son verdiğini de sitesinden öğrendim;
kaynak boxer.
sosyal medya araçlarının çok hızlı gelişmesinin, boxer'ın bu adımında, dijital hayata geçmesinde kesinlikle etkisi vardır.
ayrıca;
sosyal medya/kozmos
''Geleneksel medya araçlarındaki bir değişiklik, sosyal medyadaki kadar zahmetsiz veya masrafsız değildir. Zira gazetede yer bulan bir köşe yazısı, haber, ya da bir dergide yer bulan deneme, makale düzeltilemez.''
kaynak boxer.
sosyal medya araçlarının çok hızlı gelişmesinin, boxer'ın bu adımında, dijital hayata geçmesinde kesinlikle etkisi vardır.
ayrıca;
sosyal medya/kozmos
''Geleneksel medya araçlarındaki bir değişiklik, sosyal medyadaki kadar zahmetsiz veya masrafsız değildir. Zira gazetede yer bulan bir köşe yazısı, haber, ya da bir dergide yer bulan deneme, makale düzeltilemez.''
kendi sitesinde çeşitli konular hakkında yazılar yazan bir blogger. ancak bugün onu, başka bir konu sebebince tanıdım. boşanma sürecinde karşı taraftan çocuklarıyla ve akıl hastanesine kapattırılmayla tehdit edilen kadın.
gerçekten günüm bok oldu, ağladım amk.
alakalı link;
https://twitter.com/goncaaytas/status/936675281737314305
gerçekten günüm bok oldu, ağladım amk.
alakalı link;
https://twitter.com/goncaaytas/status/936675281737314305
bayram zamanları sokaklara inen, vakumlamak için insan arayışına giren ve genellikle karasal alanlarda görülen bu türün en belirgin özelliği, şişman ve kadın olması, 50'li yaşlarında olmasıdır.
hayatında bırak kamera önüne geçmeyi, eline text almamış şahsımın oynadığı tanıtım filmidir. bu yüzden de gelen eleştirilere 'haklılar abi' demekten başka seçeneğim kalmıyor. fakat tabii istenilse daha profesyonel bir ekiple çalışılabilirdi. mesela benim içinde olmadığım bir ekip. ancak gönüllülük esas olduğundan dolayı 'lan grammy'e oynamıyoruz ya' deyip daldık bir defa. yine de şahsım adına amatörlüğümün mazur görülmesini diliyorum. beğenenlere de gerçekten teşekkür ederim.
-antiepiletikler (epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlar) adı verilen bir ilaç grubuna dahildir. 333 mg sodyum valproat ve ve 145 mg valporik asit içerir. sodyum valproat, beyin üzerinde sakinleştirici etkiye sahiptir.
-bipolar bozukluklara bağlı maninin önlenmesinde ve tedaviye cevap veren hastalarda sürdürüm tedavisi olarak kullanılabilir.
-bipolar bozukluk manik epizodların tedavisinde:
tavsiye edilen başlangıç dozu günde 20mg/kg valproattır. bipolar bozuklukların devam tedavisi için tavsiye edilen doz günde 1000 mg ile 2000 mg arasındadır.
-bipolar bozukluklara bağlı maninin önlenmesinde ve tedaviye cevap veren hastalarda sürdürüm tedavisi olarak kullanılabilir.
-bipolar bozukluk manik epizodların tedavisinde:
tavsiye edilen başlangıç dozu günde 20mg/kg valproattır. bipolar bozuklukların devam tedavisi için tavsiye edilen doz günde 1000 mg ile 2000 mg arasındadır.
zamanı geldiğinde, başlık altına bırakılası bakınızdır. cuk oturması için zamanı gelmelidir.
(bkz:diego dur allahını seversen zaten ortalık karışık)
(bkz:millet aç aç)
(bkz:bunu anana sorsana delikanlı)
(bkz:sebebi neydi ki)
(bkz:okumadım kardeş durumumuz yoktu)
(bkz:aranızda hala caps vermeyen hayvanlar var)
(bkz:yarrak afedersin)
(bkz:kuş öldü beybi)
(bkz:vay anam vay neler dönmüş serhat ya)
(bkz:insan gerçekten hayret ediyor)
(bkz:dostum x demişsin ama bu y)
(bkz:çabuk kalktı dikkat edersen)
(bkz:yine duşa soktun kardeş)
(bkz:ay ben gülerim)
(bkz:yaman şakacısın delikanlı)
(bkz:işte bunlar hep seks)
(bkz:gerçek islam bu değil)
(bkz:oo x alırım bi dal)
(bkz:ohh biraz da şoralarıma eksileyin)
(bkz:abi geç oldu yat istersen artık)
(bkz:şef mantıklı konuştu)
(bkz:salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya )
(bkz:sen kaç beni tanıdılar)
(bkz:baran 14 yaşında arkadaşları ona einstein diyor)
(bkz:bana espri bırakmamışsınız ibneler)
(bkz:ironi yaptım yer misin)
(bkz:yükseltin çıtayı alplere taşıyın)
(bkz:peki sizin öneriniz nedir sayın aq)
(bkz:diego dur allahını seversen zaten ortalık karışık)
(bkz:millet aç aç)
(bkz:bunu anana sorsana delikanlı)
(bkz:sebebi neydi ki)
(bkz:okumadım kardeş durumumuz yoktu)
(bkz:aranızda hala caps vermeyen hayvanlar var)
(bkz:yarrak afedersin)
(bkz:kuş öldü beybi)
(bkz:vay anam vay neler dönmüş serhat ya)
(bkz:insan gerçekten hayret ediyor)
(bkz:dostum x demişsin ama bu y)
(bkz:çabuk kalktı dikkat edersen)
(bkz:yine duşa soktun kardeş)
(bkz:ay ben gülerim)
(bkz:yaman şakacısın delikanlı)
(bkz:işte bunlar hep seks)
(bkz:gerçek islam bu değil)
(bkz:oo x alırım bi dal)
(bkz:ohh biraz da şoralarıma eksileyin)
(bkz:abi geç oldu yat istersen artık)
(bkz:şef mantıklı konuştu)
(bkz:salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya )
(bkz:sen kaç beni tanıdılar)
(bkz:baran 14 yaşında arkadaşları ona einstein diyor)
(bkz:bana espri bırakmamışsınız ibneler)
(bkz:ironi yaptım yer misin)
(bkz:yükseltin çıtayı alplere taşıyın)
(bkz:peki sizin öneriniz nedir sayın aq)
evcil olduğundan sık sık şüphe duyduğum hayvanlardır. en azından inci söz konusu olunca bu şüpheyi duyuyorum.
ben mi onu, o mu beni evcilleştirdi kestirmek güç.
ben mi onu, o mu beni evcilleştirdi kestirmek güç.
minimalizm ile sınırlandırılamayacak bir perspektife sahip olmaktır.
odamda elbise dolabı, ayna bile yok.
her odada olduğu gibi klasik bir zemin var.
ek olarak yatak, küçük çalışma masası ve küçük kitaplık.
hafif sıyrık bir adamım. kendimi tanıyorum. laf olsun diye demiyorum amk, raporum ciddi ciddi var. duvar köşesine çöküp oturamayacaksam sokarım o odaya.
odamda elbise dolabı, ayna bile yok.
her odada olduğu gibi klasik bir zemin var.
ek olarak yatak, küçük çalışma masası ve küçük kitaplık.
hafif sıyrık bir adamım. kendimi tanıyorum. laf olsun diye demiyorum amk, raporum ciddi ciddi var. duvar köşesine çöküp oturamayacaksam sokarım o odaya.
40-45 dakika sonra içine girilecek olan gündür. kadına şiddetin, cinsiyete dayalı mobbing'in Bu yıl daha da azalmasını ve zamanla yok olmasını diliyorum.
anne seni seviyorum.
anne seni seviyorum.
stop making stupid people famous'un türk insanı tarafınca yanlış anlaşılmasıyla para babası haline gelmiş ünlülerdir.
yiyin birbirinizi ete para vermeyin ulan ünlü delisi sikik, sefil, ezik, sığır, piçoz godoşlar.
yiyin birbirinizi ete para vermeyin ulan ünlü delisi sikik, sefil, ezik, sığır, piçoz godoşlar.
Tam da gözlemlediğim ve düşündüğüm gibi, kimse porno izlemiyor. Ama biliyoruz, sır değil bu, herkes porno izliyor.
Şey durumu biraz bu, “herkes melek, herkes sütten çıkmış ak kaşık amına koyim, nerede lan bu kötü insanlar, saklanıyorlar mı, nerede bu kötüler?”
Neyse.
Tanım; kaynağı fazlasıyla öngörülemez ve belirsiz bir öz güvenle hareket eden, on insanın neredeyse yedisinde olan hastalık.
problemli bir sujeye işaret eden bu hastalığa hemen her insan hayatında bir veya birkaç defa tanıklık etmiştir muhakkak. ilkokul sıralarında, lise-üniversite çağlarında ya da iş hayatında.
öz olarak, sidik yarıştırmayı seven ve içten içe beğenilme takdir edilme isteğinde olan bir kişiye işaret eder bu kompleks. bu kişinin bulunduğu ortamdaki diğer insanlar ona göre kendinden üstün, kendisi onlardan alçaktır ve bu kişi eylemleriyle kendini onlardan yukarı çıkarmalıdır. bir nevi kendini ispatlama çabası.
ayrıca;
(bkz:Alfred adler)
(bkz:bir savunma mekanizması olarak mizah)
(bkz:beyni yok fikri var)
Şey durumu biraz bu, “herkes melek, herkes sütten çıkmış ak kaşık amına koyim, nerede lan bu kötü insanlar, saklanıyorlar mı, nerede bu kötüler?”
Neyse.
Tanım; kaynağı fazlasıyla öngörülemez ve belirsiz bir öz güvenle hareket eden, on insanın neredeyse yedisinde olan hastalık.
problemli bir sujeye işaret eden bu hastalığa hemen her insan hayatında bir veya birkaç defa tanıklık etmiştir muhakkak. ilkokul sıralarında, lise-üniversite çağlarında ya da iş hayatında.
öz olarak, sidik yarıştırmayı seven ve içten içe beğenilme takdir edilme isteğinde olan bir kişiye işaret eder bu kompleks. bu kişinin bulunduğu ortamdaki diğer insanlar ona göre kendinden üstün, kendisi onlardan alçaktır ve bu kişi eylemleriyle kendini onlardan yukarı çıkarmalıdır. bir nevi kendini ispatlama çabası.
ayrıca;
(bkz:Alfred adler)
(bkz:bir savunma mekanizması olarak mizah)
(bkz:beyni yok fikri var)
Herkesin harcı değil, o kesin. Hele Kafasının içinde beyin yerine çubuk makarna taşıyanın harcı hiç değil.
bazı reklamlarında verdiği mesajlarla dikkat çeken, tüyleri diken diken eden firmadır.