birkaç gündür kayıp olarak aranan ve daha sonra varile koyulmuş şekilde ölü bulunan kadın cinayetleri zincirinin son halkası. umarım bu zincir kırılır, kadınlara/çocuklara uzanan eller de kırılır, amin.
Stanford üniversitesi'nde geliştirilen uygulama ile sinema/film repliklerinde yapılan hatalara yeniden çekim yapmamak adına sahte konuşma üreten yapay zeka üretildi. Ağız kısmı teknik uygulama ile değiştirilip gerçeğinden ayırt edilemeyecek şekilde yeni sahte konuşma ile değiştiriliyor. Şimdilik her şey yolunda fakat kötü amaçlı kişilerin eline geçmesiyle yaşanacak olanlar pek de iç açıcı olmayacak.
Bu da günaydın şarkısı olsun...
Yüreğimiz ağzımızda izlediğimiz maç. Hele de son dakikalarda Burak'ın kaçırdığı bir gol pozisyonu üzdü ama bu zafer sevincimize engel olmadı. Şenol Güneş, milli takım teknik direktörlüğü konusunda bir kez daha kendini gösterdi. Teşekkürler milli takım...
Emre Belözoğlu'na yapılan çirkin hareket nedeniyle şu anda çokça konuşulan ülke. Yapılan hareket küçük düşürücü olsa da aynı seviyeye düşmemek gerek. Bu bir maç öncesi hareket mi? Öyleyse güzel bir galibiyet ile ağızlarının payını vererek okunacak olan istiklal marşıyla zaferi pekiştirelim. Ama birinin yaptığı hareketle galeyana gelerek vakur duruşumuzu bozmayalım. Şahsi fikrim bu yönde...
Yeni akit yazarının yorumu ve sosyolog desteği ile dile getirilen iddia. İddia diyorum çünkü hababam sınıfı gibi bir film klasiğinin haylaz çocuklar örneği olduğunu düşünenler sanırım film içindeki ince mesajları anlayamamış. Eğitim sisteminin haline bakıp da nelerin yanlış olduğunu, nelerin öğrencilerin geleceğine olumsuz yönde sebep olduğunu araştırmak ve bu yönde gerekli adımlar atmak yerine kalkıp da bir zil sesine takılmak bence koca bir manzara resminde martıya takılı kalmak gibidir. Hababam sınıfı müziğinin öğrencilere neşe verdiğini düşünüyorum. Bunu öğrencilik hayatımda da aynı şekilde hissetmiştim. Hiç aklıma kalkıp da sobanın içine gireyim de kopya organizasyonu kurayım fikri gelmedi.
bugün Allah için ne yaptın sorusunun cevabını vermey... yok yok öyle değil, cevabını veremediği sorulardan kaçınan insanlara hatırlatmak amacıyla ilginç bir çalışma. Fakat keşke biz insanlar, bu sorulara gerek kalmadan, insanlığı hakkıyla yerine getirebilsek...
mevzu bahis kişinin zihninde, kalbinde yer almamak gibidir. gözlerin ümitvar bakışları, yürekten telaffuz edilme isteği büker boynunu, arkasına dönüp gider tüm umutlar. giderken de hala ardından bir dur sesi gelecek diye bekliyor insan yine de değil mi? bekliyor ama yalnızca...
sıranın bana girmesini tercih ederim diyeceğim olmayacak... tamam, sakinim. insanların inançları kendi tercihidir lakin bir faninin tükürüğünde keramet varsa da bu yüze tükürülende olabilir ancak ki; yüze uygulandığında etkisi büyüktür. ama bunun için yüz olması gerekiyor tabi ki.
abd tarafından kara listeye alınan çin markalarına karşılık, google'ın da kendisinden elini çektiği marka. bence çin'in, google'ı şaşırtacak bir çıkış daha yapma vakti geldi. zor belki ama imkansız değil. bu arada biz sessiz seyirci tarafıyız, ağzı açık ve çekirdek falan...
13 Mayıs 2014 Soma faciasında göçük altından kurtulan işçinin kömür karası ama bembeyaz masumiyet içeren sözleri. Tarih bunları ve bunlara sebep olanların özgür kılınışını affetmeyecek!
Üzerinden tam 5 yılın geçtiği facia. 301 işçinin can verdiği, birçok çocuğun yetim, birçok kadının hayat arkadaşını kaybettiği, kurumun birçok yönetim görevlisi ve falan filan sorumlusunun içeri alınıp bazılarının serbest bırakıldığı, Türkiye tarihinin en büyük kayıp verdiği maden faciasının yıldönümü bugün...
(bkz:çizmelerimi çıkarayım mı sedye kirlenmesin)
Rahmetle anıyorum...
(bkz:çizmelerimi çıkarayım mı sedye kirlenmesin)
Rahmetle anıyorum...
Haksız bir tutum. Haksızlıktan öte tutarsız bir tutum. Aklıma tanzim satış hikayesi geldi. Yani güya o zaman halka ucuz meyve sebze satışı başlatılmıştı. E şimdi esnaf bu konuda gönüllü olarak ucuza pide satıyorsa bunu takdir etmek varken azarlamak da neyin nesi?
Mimari bir terim olmakla birlikte akla ilk gelen özel dinî günlerde iki minare arasında ışıklandırma sistemiyle yazılan yazı ya da resimlerdir. minare gerdanlığı gibi değil mi?
(bkz:hoş geldin ya şehri ramazan)
(bkz:hoş geldin ya şehri ramazan)
Profil fotoğrafında "arasındaki tek farkı bulunuz" sözüne bile gerek kalmayacak kadar benzer resimler yüklü olan sahte sosyal medya hesapları, gün geçtikçe artıyor. Bunun üzerinden prim yapan hesapları görmek de mümkün. Hesaba baktığın zaman kendisine ait bir düşünce içeren paylaşımı yoktur; şöyle düzgün iki kelimenin yanyana geldiği. Ama sahte hesap bulacağım da alay ederek ya da maskaralık yapacağım diye şekilden şekile girenler var. Böyle parazit zihniyetli insanlara sempati duyamıyorum asla...
Henüz birkaç gün önce notre dame katedrali'nde çıkan yangın üzerine gerek whatsapp durum paylaşımları, gerek diğer sosyal medyalar, sözlükler ve haberlerde okuduklarımdan sonra anladım ki; hoşgörü merkezli İslam, bu vasfını yitirmeye başlamış. Bir Müslüman olarak bu yangına sevinenlerden değilim. Sevinenleri de anlamış değilim. Hangi din olursa olsun, yaratıcı kavramına ibadet edilen bir mabedin felaketine sevinmek, etik ve insancıl değildir. Bu yüzden böyle bir felakette katedrale bağışta bulunan sevgiliye ben saygı duyarım...
Henüz aramıza yeni katılan ve gündeme dair güzel paylaşımlar yapan yazar.
Hoş gelmiş.
Hoş gelmiş.
nefesini hissedecek kadar kendisine yakın olduğum kısır döngü. neden kısır döngü ki? şu yaş otuz beş şiiri var ya hani, cahit sıtkı tarancı'nın yazdığı. ona yaklaşmış olmak içten içe bir düğüm oluyor boğazımda. yaş otuz beş olacak, ne yaptın kayda değer mızrap diyorum kendi kendime. hayaller var bir de, yapılmayı bekleyen. hepsi bu dönemde elini ayağını bağlıyor insanın.
"yaş otuz beş! yolun yarısı eder. dante gibi ortasındayız ömrün. delikanlı çağımızdaki cevher, yalvarmak, yakarmak nafile bugün, gözünün yaşına bakmadan gider."
"yaş otuz beş! yolun yarısı eder. dante gibi ortasındayız ömrün. delikanlı çağımızdaki cevher, yalvarmak, yakarmak nafile bugün, gözünün yaşına bakmadan gider."
aklınıza bir fikir gelir, öneri olarak bunu sunarsınız. Çok Bilmiş bıdığın biri de en olmayacak olasıları bile size sıralayıp bütün keyfinizi kaçırır. bu kişiler; eline bomba verilip, tren rayına bağlanılmak istenen tiplerdir. tabi bu kadar vahşi olmadığımız için, ağzına kürekle birkaç defa vurmayla idare edeceğiz.
"İsteseniz de arkamdan gelemezsiniz, sıkıyorsa gelin!"
Böyle bir imkan olsaydı ne olurdu diye düşünmeye başlasa insan, şüphesiz alınan birçok kararları fesh etme ya da sırtını çevirdiklerine sımsıkı sarılma öğüdü verirdi. İnterstellar'da Cooper kısmen bu işi görse de kendiyle konuşabilecek fırsatı olmadı. Mesaj verdi, değiştirdi yalnızca. Ben kendimle karşılaşmış olsam, derdim ki; "mızrap, sana ne dersem diyeyim bu gömleksiz deliliğinle zaten adam olmazsın. Bari arada akıllı rolü yap..."
tezatlar sun bana...
yere doğru çıkalım,
göğe doğru inelim.
temmuzda üşüyüp,
şubatta güneşlenelim...
yere doğru çıkalım,
göğe doğru inelim.
temmuzda üşüyüp,
şubatta güneşlenelim...
Sayın rektör'ün sanırım diyanetin güncellemelerinden haberi yok. Efendim farz-ı kifaye o, birkaç el-etek öpenler tarafından yerine getirildiği için bizim üzerimizdeki farz hükmü kalkıyor.