gizli kalmayan, eninde sonunda ortaya çıkandır.
O yüzden saklamaya çalışmanın pek de bir anlamı yok.
mecbur kalınandır. İnsanlar o kadar acımasız ki, bir küçük zayıflığınızda bile, bir anlığına olsa bile gardınızı düşürdüğünüzde öylesine sert vuruyorlar ki...
Leş durum.
fikrimce erkeklere özel bir durumdur.
kaput açılınca, motor ortaya çıkınca er kişi mahremini açmış gibi hisseder. onun yegane taşıma aracı olan kadim dostu arabasının tedavi zamanı gelmiştir. ustayla muhabbet eder, samimiyet kurar ki arabasına iyi baksın, ona şefkatle yaklaşsın.
Sanayiden ayrılırken de usta ile el sıkışılır, göz göze gelinir. O bakışlarda "ona iyi bak, sana emanet" gizlidir. usta da aynı duygularla en güven veren bakışını atar. Sonra araba sahibi arabasına yaklaşır ve iki kez vurur, dostuna kısa süreli olsa da veda eder.
ukdeci: kozmos
kaput açılınca, motor ortaya çıkınca er kişi mahremini açmış gibi hisseder. onun yegane taşıma aracı olan kadim dostu arabasının tedavi zamanı gelmiştir. ustayla muhabbet eder, samimiyet kurar ki arabasına iyi baksın, ona şefkatle yaklaşsın.
Sanayiden ayrılırken de usta ile el sıkışılır, göz göze gelinir. O bakışlarda "ona iyi bak, sana emanet" gizlidir. usta da aynı duygularla en güven veren bakışını atar. Sonra araba sahibi arabasına yaklaşır ve iki kez vurur, dostuna kısa süreli olsa da veda eder.
ukdeci: kozmos
Michael'ın "would i rather be feared or loved? easy, both. I want people to be afraid of how much they love me." repliğinin aklıma kazındığı muhteşem dizi.
orijinal adı 2 yötä aamuun olan finlandiya yapımı bir saat 24 dakikalık film.
bir otelde, aynı dili bile konuşmayan 2 kişi arasında geçen tek gecelik bir ilişki, patlayan bir volkanın küllerinin tüm uçak seferlerini iptal ettirmesiyle ilginç bir hal alıyor.
bir otelde, aynı dili bile konuşmayan 2 kişi arasında geçen tek gecelik bir ilişki, patlayan bir volkanın küllerinin tüm uçak seferlerini iptal ettirmesiyle ilginç bir hal alıyor.
bir toplu taşıma aracı.
nadir sarıbacak'ın bedaş hikayesi anlattığı ve ardından cem karaca'dan deniz üstü köpürür çalan bir sahnesi olan enfes film.
Latince kökeni günlük anlamına gelen diurnalis olan, fransızcada journal olarak günlük gazete anlamında da kullanılan sözcük.
Rakı içip aydınım demekten farksız olandır.
(bkz:midtown madness)
(bkz:din)
Gün: pazartesi
Saat: 10.30
Olmak istediğim yer: """"yatağım"""
Teşekkkürler.
Saat: 10.30
Olmak istediğim yer: """"yatağım"""
Teşekkkürler.
iyi meze olur.
Bugün 15.00'te Boğaziçi Lectures kapsamında “Barış ve Kalkınma İçin Bilimde Eşitlik ve Denklik" başlıklı bir konuşma yapan ıraklı bilim insanı.
aynı zamanda Kral Faysal Bin El-Şerif Hüseyin'in torunu olan doktor, Bilim, sanat, edebiyat ve insani ilişkiler alanlarında gerçekleştirdiği çalışmalar ile birçok ödüle sahip ve İnsan Genetiği Felsefe Doktoru olarak biliniyor.
aynı zamanda Kral Faysal Bin El-Şerif Hüseyin'in torunu olan doktor, Bilim, sanat, edebiyat ve insani ilişkiler alanlarında gerçekleştirdiği çalışmalar ile birçok ödüle sahip ve İnsan Genetiği Felsefe Doktoru olarak biliniyor.
Zafere giden yolda her şey mübahtır olarak da bilinen söz.
Aslı je suis désolé olan ve fransızca özür dilerim anlamına gelen cümle.
Ayrıca bir Sidiki Diabaté şarkısıdır.
Aynı zamanda bir mark knopfler şarkısıdır da.
ukdeci: mia
Ayrıca bir Sidiki Diabaté şarkısıdır.
Aynı zamanda bir mark knopfler şarkısıdır da.
ukdeci: mia
özgün adı "dirty pretty things" olan bir stephen frears filmi. nijerya'dan londra'ya iltica eden okwe gündüzleri taksi şöförlüğü, geceleri ise resepsiyonist olarak çalışan yoksul bir göçmendir. Aynı evi paylaştığı türk, şenay ise aynı otelde temizlikçi olarak çalışmaktadır.
Filmde chiwetel ejiofor'u okwe olarak görüyoruz. Şenay rolünde ise Amelie filminden aşina olduğumuz genç fransız oyuncu audrey tautou var.
Filmde chiwetel ejiofor'u okwe olarak görüyoruz. Şenay rolünde ise Amelie filminden aşina olduğumuz genç fransız oyuncu audrey tautou var.
Birden fazla sorumluluğu yerine getirememenin sonucu olarak bunalıma girme halidir.
Başlarda durum pürüzsüz ve güzel gibi durur. Her şey kağıt üzerinde güzelce planlanmış, süreç Deadline'lara göre hazırlanmıştır. Sonrasında elde olmayan ve genelde işle alakasız olan birçok neden yüzünden her şey aksamaya başlar. Başlarda bu kişiyi rahatsız eder fakat sonrasında fıtrat gereği o alışma mekanizması devreye girer ve içerlerde bir yerde "aman abi sal gitsin"ci çarklar dönmeyi bırakır. Bu da artık endişelenmemeyi doğurur.
İşler yolunda gidiyor gibi görünür, ta ki deadline'lar yaklaşana, insanlar kişiden bir şeyler bekleyene kadar...
Başlarda durum pürüzsüz ve güzel gibi durur. Her şey kağıt üzerinde güzelce planlanmış, süreç Deadline'lara göre hazırlanmıştır. Sonrasında elde olmayan ve genelde işle alakasız olan birçok neden yüzünden her şey aksamaya başlar. Başlarda bu kişiyi rahatsız eder fakat sonrasında fıtrat gereği o alışma mekanizması devreye girer ve içerlerde bir yerde "aman abi sal gitsin"ci çarklar dönmeyi bırakır. Bu da artık endişelenmemeyi doğurur.
İşler yolunda gidiyor gibi görünür, ta ki deadline'lar yaklaşana, insanlar kişiden bir şeyler bekleyene kadar...
"yoksa bozulursa üstüne kalır" diye devam eden uyarıdır.
bir cansel elçin filmi.
Film babasının hastalığından dolayı istanbula para kazanmaya gelen hasanın başına gelenleri anlatıyor. Başlarda taksicilik yapan hasan sonraları çok yabancısı olduğu bu şehrin karanlık yüzüyle tanışıyor. Arada çok az da olsa flashback'ler de var.
Film babasının hastalığından dolayı istanbula para kazanmaya gelen hasanın başına gelenleri anlatıyor. Başlarda taksicilik yapan hasan sonraları çok yabancısı olduğu bu şehrin karanlık yüzüyle tanışıyor. Arada çok az da olsa flashback'ler de var.
Birçok değişik varyasyonları olan tuvalettir.
Köyde, dedemlerin evinin tuvaleti tavanı yok vaziyetteydi. Hatta ayağa kalktığınızda göğsünüzden yukarısı görünüyordu. Bu fazlasıyla marjinal bir örnek.
Dedemin ağabeyinin evi derenin yakınlarında olduğu için tuvalette derenin daraldığı küçük bir yere kurulmuş. Bunun tavanı vardı fakat asıl aksiyon şu ki bunun da tabanı yoktu. Tren raylarını andıran iki tahta yan yana duruyordu ve siz onların üzerinde dengede kalarak işini icra etmeye çalışıyordunuz. üstelik tüm bunları hemen 50 cm altınızda dere akarken yapıyorsunuz.
anlayacağınız: köy tuvaleti=fear factor
Köyde, dedemlerin evinin tuvaleti tavanı yok vaziyetteydi. Hatta ayağa kalktığınızda göğsünüzden yukarısı görünüyordu. Bu fazlasıyla marjinal bir örnek.
Dedemin ağabeyinin evi derenin yakınlarında olduğu için tuvalette derenin daraldığı küçük bir yere kurulmuş. Bunun tavanı vardı fakat asıl aksiyon şu ki bunun da tabanı yoktu. Tren raylarını andıran iki tahta yan yana duruyordu ve siz onların üzerinde dengede kalarak işini icra etmeye çalışıyordunuz. üstelik tüm bunları hemen 50 cm altınızda dere akarken yapıyorsunuz.
anlayacağınız: köy tuvaleti=fear factor