siyasi ikbal devşirilmek için devletin büyük küçük ihallelerinin taşere edildiği oluşumlardır. gün geliyor aralarından birisi devlet imkanlarıyla neredeyse devlet kadar güçleniyor. sonra bir gecede 300 insanımız şehit oluyor. birileri bundan vaka-ı hayriye öyküsü devşiriyor.
böyle bir kısır döngü alan haldir.
ulann neden sınavlardan para alıyorsunuz ki aq diye kimsenin ciddi ciddi sormayacaklarını bildiklerinden hayasız şekilde sırıtarak yapılan açıklamadır.
biraz diyanetin haramından kısın da çocuklara sınavı bedava yapın. diyanetin ne işe yaradığı var bu memlekette? insanları namaza, niyaza mı teşvik ediyorlar? evet yani okuyoruz son 20 yılda deist ve ateist nüfusun ne kadar hızla arttığını.
adam sikionuz adam, yaptığınız resmen budur. fakat sikilenler gayet memnun halinden ben ne edeyim.
biraz diyanetin haramından kısın da çocuklara sınavı bedava yapın. diyanetin ne işe yaradığı var bu memlekette? insanları namaza, niyaza mı teşvik ediyorlar? evet yani okuyoruz son 20 yılda deist ve ateist nüfusun ne kadar hızla arttığını.
adam sikionuz adam, yaptığınız resmen budur. fakat sikilenler gayet memnun halinden ben ne edeyim.
kral bir abimizdir. kendisi için usa'nın kılıştar versyonu diyenler cehalet içindedirler. kendisi usa'nın selahattin demirtaş halidir. kendisini 10 yıldır takip eder, okur ve severim. halkla birlikte iktidara yürüyeceği konusunda şüphem yoktur.
iktidarı alınca usa'nın bülent ecevit'i olur mu? yazık ki bu tehlike vardır. olmasa iyi olur. yazık olur.
iktidarı alınca usa'nın bülent ecevit'i olur mu? yazık ki bu tehlike vardır. olmasa iyi olur. yazık olur.
son on yılda ortadoğuda emperyalist devletler ve yerli işbirlikçilerle oluşturulmuş vahşetin ikonudur. herife halife falan diyorlar da cia'dan çok iyi eğitim almış kadrolu ajanlardan başka bir şey değildi. kanlı elleri hala ülkemiz insanının her yerindedir. sanırım en az 200 insanımızı bu eski cia ajanının verdiği talimatlarla yitirmişizdir. 200 den fazla insanımız o saldırılardan yaralı kurtuldular. hala içimizde anlatılmayan travmalarının sönük ve sessiz hikayeleriyle yaşamaktalar. yine bu meczupun mesul olduğu saldırılarda yaşamını yitiren insanlarımızın yakınlarının her yerinde acılar hala.
meşhur 10 ekim gar katliamı anmasına izin vermeyen bir zihniyet içinde yaşamlarını sürdürmek zorundalar.
abd böyle çok köpekler besleyip büyütmüştür. usame bin laden de o köpeklerden biriydi. seçim öncesi abd başkanlarında kendi büyüttükleri kurban etmek bir gelenek sanırım. ve hala ortadoğu halkları abd den barış umuyorlar. oysa ki azrail'in can dağıttığı görülmemiştir.
bir mağarada hitler gibi köpekten beter gebermiştir. bu benim için bir fakir tesellisidir. fakat bir ara yapılan ankette işid'e sempatinin ülkemizde yüzde onu bulduğu çıkmıştı. devletten, biz bireylere kadar işi gücü bırakıp bu hal üzerine düşünmeliyiz. hatta elimizden ne geliyorsa rehabilitesine uğraşmalıyız.
bu deyyusa şu soruyu sormak isterdim. neden bir kez olsun islamın, müslümanların ve hatta bütün insanlığın düşmanı israil'e bir kurşun bile sıkmadın. haa bence iyi ki sıkmadı. hiç bir zulüm kurşunla, mermiyle bitmez. halkların ortak demokratik çığlığıyla biter. ama yani insan bu sorunun cevabını da merak etmiyor değil. bütün islam coğrafyasını kana buladın hey bağdadi. neden?
meşhur 10 ekim gar katliamı anmasına izin vermeyen bir zihniyet içinde yaşamlarını sürdürmek zorundalar.
abd böyle çok köpekler besleyip büyütmüştür. usame bin laden de o köpeklerden biriydi. seçim öncesi abd başkanlarında kendi büyüttükleri kurban etmek bir gelenek sanırım. ve hala ortadoğu halkları abd den barış umuyorlar. oysa ki azrail'in can dağıttığı görülmemiştir.
bir mağarada hitler gibi köpekten beter gebermiştir. bu benim için bir fakir tesellisidir. fakat bir ara yapılan ankette işid'e sempatinin ülkemizde yüzde onu bulduğu çıkmıştı. devletten, biz bireylere kadar işi gücü bırakıp bu hal üzerine düşünmeliyiz. hatta elimizden ne geliyorsa rehabilitesine uğraşmalıyız.
bu deyyusa şu soruyu sormak isterdim. neden bir kez olsun islamın, müslümanların ve hatta bütün insanlığın düşmanı israil'e bir kurşun bile sıkmadın. haa bence iyi ki sıkmadı. hiç bir zulüm kurşunla, mermiyle bitmez. halkların ortak demokratik çığlığıyla biter. ama yani insan bu sorunun cevabını da merak etmiyor değil. bütün islam coğrafyasını kana buladın hey bağdadi. neden?
öznel ve çok güzel bir kalem evreninin aksi insanıdır. 20 yıldır sanırım izlemediğim tiyatro oyunu yoktur ustamızın. bütün oyunlarını çok sevdiğim söylenemez. bir kaç sinema filmi harici de kötüdür hatta.
ama televizyona dünyada yapılmış hiç bir tv yapımıyla kıyaslayamayacağım hatta yan yana koyamayacağım işler yapmıştır. var sayalım ismail bunlardan en bilinenidir. elin hollywod'u psikolojik gerilim yapıp parayı götürür. ustamız var sayalım ismail'de psikolojik gerilim komedisi yapmıştır.
usta iyi ki var oldun ve aramızdasın. ama o derya baykal denen yeteneksiz insana yıllarca yanında nasıl tahamül gösterdin sormadan edemiyorum.
ama televizyona dünyada yapılmış hiç bir tv yapımıyla kıyaslayamayacağım hatta yan yana koyamayacağım işler yapmıştır. var sayalım ismail bunlardan en bilinenidir. elin hollywod'u psikolojik gerilim yapıp parayı götürür. ustamız var sayalım ismail'de psikolojik gerilim komedisi yapmıştır.
usta iyi ki var oldun ve aramızdasın. ama o derya baykal denen yeteneksiz insana yıllarca yanında nasıl tahamül gösterdin sormadan edemiyorum.
cinsiyetçi tabirleri hiç sevmem ve kullanmam. ama bir defaya mahsus bu dayıda 50 kilo daşşak var türü bir tanımlama yapma ihtiyacı hissetim. özel hayatında hiç de böyle sert hayt huyt bir herif olduğunu sanmıyorum. sovyetler birliği mesleğinde çok başarılı insanlar yetiştirirdi. bu herif de vücut dilinde mükemmel eğitilmiş kgb tarafından. e tabii salt vücut diliyle dünyanın en büyük coğrafyasına sahip ülkesi yönetilemez. bu dayı belki de şu an yaşayan en zeki insanlardan birisi.
20 yıldır kimse rusya'ya orospuluk yapmaya cesaret edemez. almanya bile yapmaya çalıştı beceremedi. bunun sebebi rusya devletinin kimseye orospuluk yapmaması. sikeceğim dediği devleti göstere göstere bağırta bağırta siker.
mesela abd'ye orospuluk yapılabilir. zira onlar dış politikada 7 göbekten orospudur. yani esnektir demek istedim. dış politika gücünü de biraz bundan alırlar. rusya ise gücünü katılığından alır.
putin kardaş allah sana uzun ömür versin demiyorum zira skmde değilsin. yengeyi de boşayıp yerine aldığın karının vücudu bizim hamal emrullah dayıya benziyor. halde sırtına kasaları koy yeğmiyeci olarak çalıştır. öyle karı mı olur lan.
20 yıldır kimse rusya'ya orospuluk yapmaya cesaret edemez. almanya bile yapmaya çalıştı beceremedi. bunun sebebi rusya devletinin kimseye orospuluk yapmaması. sikeceğim dediği devleti göstere göstere bağırta bağırta siker.
mesela abd'ye orospuluk yapılabilir. zira onlar dış politikada 7 göbekten orospudur. yani esnektir demek istedim. dış politika gücünü de biraz bundan alırlar. rusya ise gücünü katılığından alır.
putin kardaş allah sana uzun ömür versin demiyorum zira skmde değilsin. yengeyi de boşayıp yerine aldığın karının vücudu bizim hamal emrullah dayıya benziyor. halde sırtına kasaları koy yeğmiyeci olarak çalıştır. öyle karı mı olur lan.
memleketin bütün dış politakasını batıran kişidir. gerçi kendisi kovalandıktan sonra da bu politikaya mum dikilmiştir o ayrı konudur.
bugün kuzey kıbrıs türk devletiyle bile aramız bozuk lan. kuzey kıbrık türk devleti diyorum yanlış duymadınız.
işte bu küçük adamın kendisi iktidardan ihraç olsa da, fikirleri iktidardır.
normal şartlar altında böyle bir insanın bir köşede utancından ağlayarak erimesi lazım. fakat işte ne kadar a normal günlerden geçtiğimizin kanıtlarından biri bu küçük adamdır.
ortada mesih gibi gezmektedir. yaptıklarım için özür dilemiyorum, aklım hala yapamadıklarımda demektedir.
memleketçe beter haldeyiz. eyy davutoğlu sen daha beter olursun inşallah.
bugün kuzey kıbrıs türk devletiyle bile aramız bozuk lan. kuzey kıbrık türk devleti diyorum yanlış duymadınız.
işte bu küçük adamın kendisi iktidardan ihraç olsa da, fikirleri iktidardır.
normal şartlar altında böyle bir insanın bir köşede utancından ağlayarak erimesi lazım. fakat işte ne kadar a normal günlerden geçtiğimizin kanıtlarından biri bu küçük adamdır.
ortada mesih gibi gezmektedir. yaptıklarım için özür dilemiyorum, aklım hala yapamadıklarımda demektedir.
memleketçe beter haldeyiz. eyy davutoğlu sen daha beter olursun inşallah.
yıllarca dedik durduk, 16 yaşından küçük çocuklara din eğitimi vermek en büyük insan istismarıdır diye. bugün artık bilimsel çalışmalarla da ispatlanmış bir husustur tezim. zira çocukken din eğitimi alan insanların büyüdüklerinde gerçeklik algılarının güdük olduğu ispatlandı. kendilerinde şüphe gelişmediği ve itaata yatkınlıklarından kuzu gibi her yalanı yedikleri ortaya çıktı. sonrasında gelsin jet fadıllar, gitsin banker castelliler.
1970 lerde abd'de yetiştirilen sinsi bir cia ajanı ülkede imam cüppesiyle tanrılaştırıldı uzun süre. o imama devletin kozmik odalarından, yatak odalarına kadar her yer açıldı. sonuç ortada.
fakat bugün hala olanlardan ders alınmamış. devletin kasalarından bütün odalarına kadar yine cüppeliler dolu. sanırım bizler eğitılmayız.
tabii bu hususta murathan mungan'ın da haklılığı yüksektir. zira türkiye'nin resmi dini iki yüzlülüktür.
1970 lerde abd'de yetiştirilen sinsi bir cia ajanı ülkede imam cüppesiyle tanrılaştırıldı uzun süre. o imama devletin kozmik odalarından, yatak odalarına kadar her yer açıldı. sonuç ortada.
fakat bugün hala olanlardan ders alınmamış. devletin kasalarından bütün odalarına kadar yine cüppeliler dolu. sanırım bizler eğitılmayız.
tabii bu hususta murathan mungan'ın da haklılığı yüksektir. zira türkiye'nin resmi dini iki yüzlülüktür.
kanaatimce dünya şiirinde edip cansever'in çağrılmayan yakub'un dan sonraki bilinç akışı türünde en güzel şiiri yazmış insandır. türk şiirine ''palyaço'' diye muhteşem bir eser hediye etmiştir. turgut hoca ankaralıdır. ben ankara'da doğmadım. fakat fahri den öte, ciğeri bir ankaralıyımdır. büyük ustayı da ankara'yı da ciğerlerime kadar çok özledim.
bu şiiri biraz zaman ayırıp okumanızı yürekten rica ederim.
i.
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan
"ben sevmezdim" dedim, "yalan" dedi
bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz
ii.
umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sesszce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
iii.
bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz
hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
"duyamadım", derdim, "tekrar et!"
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz
hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum
kahrol, kahrol!
diyorum
iv.
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
"olur öyle" dedi palyaço,
"herkes alçaktır biraz"
"otur ulan!" dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
"rakı doldur!" dedim, "eksilmesin!"
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim
ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim
örneğin;
geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim
ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz
v.
kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
"ben sevmezdim" dedim, "yalan"
dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz
bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerindi dibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi
biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz
vi.
haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz
bu şiiri biraz zaman ayırıp okumanızı yürekten rica ederim.
i.
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan
"ben sevmezdim" dedim, "yalan" dedi
bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz
ii.
umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sesszce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
iii.
bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz
hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
"duyamadım", derdim, "tekrar et!"
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz
hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum
kahrol, kahrol!
diyorum
iv.
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
"olur öyle" dedi palyaço,
"herkes alçaktır biraz"
"otur ulan!" dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
"rakı doldur!" dedim, "eksilmesin!"
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim
ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim
örneğin;
geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim
ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz
v.
kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
"ben sevmezdim" dedim, "yalan"
dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz
bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerindi dibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi
biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz
vi.
haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz
ömrünüzün bir yerinde mehmet atlı dan mutlaka dinlemenizi önerdiğim kürtçe eserdir.
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
"olur öyle" dedi palyaço,
"herkes alçaktır biraz"
"otur ulan!" dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz
haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
"olur öyle" dedi palyaço,
"herkes alçaktır biraz"
"otur ulan!" dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz
haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz
her dinin kendi nebi'sinin sonuncu olduğunu iddia ettiği kurumdur.
ben allah olsaydım son olarak şöyle bir yöntem seçerdim. insanlara gökyüzünden bir defaya mahsus görünerek neyin ne olduğunu anlatırdım. tabii en başta ateistlere seslenirdim bakın buradayım lan allahsızlık etmeyin yeter artık diye.
sonra cennet ve cehennemden 3 dakikalık vtr ler izletir giderdim.
sizce de çok mantıklı değil mi?
ben allah olsaydım son olarak şöyle bir yöntem seçerdim. insanlara gökyüzünden bir defaya mahsus görünerek neyin ne olduğunu anlatırdım. tabii en başta ateistlere seslenirdim bakın buradayım lan allahsızlık etmeyin yeter artık diye.
sonra cennet ve cehennemden 3 dakikalık vtr ler izletir giderdim.
sizce de çok mantıklı değil mi?
aramizda bu cam bölme
ayırmışlar seni benden
aramızda cam bölme
biliyorum ordasın sen
şu camın arkasındasın
şu incecik
şu zavallı
renkli camın ardındasın
yapayalnızsın
uzanmışsın soylu çıplaklığınla
ama çıplak değilsin
pembesin
yeşilsin
morsun
kızılsın
saçlarınla oynuyorsun durmadan
sabah kesip kısa kısa
akşam uzatıyorsun
gözlerinle oynuyorsun durmadan
gözyaşın değişmiyor
gülüyorsun pencereden sokağa
kuytuda ağlıyorsun
bekliyorsun ağlayarak
o mavi kuşu
biliyorum
biliyorsun dilini duvarların
kapıların karanlığa kapanışını
gece köpek seslerini yolcu uçaklarını
filmin öbür yarını
sonun ardını
çiçekli balkonların gizli yanlızlığını
aşkın kedi çığlığını ıslaklığını
içkinin yasalara amansız düşmanlığını
duyuyorsun
biliyorum
yaşıyorsun çırılçıplak
ama işte ardındasın şu camın
kozanın içindesin
saçlarınla oynuyorsun durmadan
gözlerini boyadıkça artıyor dalgınlığın
bekliyorsun
biliyorum
bekliyorsun ağlayarak
a mavi kuşu
bense öbür yüzünde zavallı camın
vangölü'nün karanlık sularını çılgınca
çılgınca kulaçlıyorum kavuşmak için sana:
-tamarraaaa
ah tamarraaa
güzel tamarraaa!
bitmiyor su
bitmiyor su
kıyı kaçıyor
çığlıklarım karışıyor karanlık dalgalara
varıyorlar bizden sonra seninle bana
anlıyorlar bizden sonra seninle beni
sen bir avuç barut külü bir yanda
ben bir avuç ateş külü bir yanda
durur küller arasında yalnız ve uzak
o incecik
o zavallı
cam bölme.....
muhteşem dizelerinin sahibidir.
ayırmışlar seni benden
aramızda cam bölme
biliyorum ordasın sen
şu camın arkasındasın
şu incecik
şu zavallı
renkli camın ardındasın
yapayalnızsın
uzanmışsın soylu çıplaklığınla
ama çıplak değilsin
pembesin
yeşilsin
morsun
kızılsın
saçlarınla oynuyorsun durmadan
sabah kesip kısa kısa
akşam uzatıyorsun
gözlerinle oynuyorsun durmadan
gözyaşın değişmiyor
gülüyorsun pencereden sokağa
kuytuda ağlıyorsun
bekliyorsun ağlayarak
o mavi kuşu
biliyorum
biliyorsun dilini duvarların
kapıların karanlığa kapanışını
gece köpek seslerini yolcu uçaklarını
filmin öbür yarını
sonun ardını
çiçekli balkonların gizli yanlızlığını
aşkın kedi çığlığını ıslaklığını
içkinin yasalara amansız düşmanlığını
duyuyorsun
biliyorum
yaşıyorsun çırılçıplak
ama işte ardındasın şu camın
kozanın içindesin
saçlarınla oynuyorsun durmadan
gözlerini boyadıkça artıyor dalgınlığın
bekliyorsun
biliyorum
bekliyorsun ağlayarak
a mavi kuşu
bense öbür yüzünde zavallı camın
vangölü'nün karanlık sularını çılgınca
çılgınca kulaçlıyorum kavuşmak için sana:
-tamarraaaa
ah tamarraaa
güzel tamarraaa!
bitmiyor su
bitmiyor su
kıyı kaçıyor
çığlıklarım karışıyor karanlık dalgalara
varıyorlar bizden sonra seninle bana
anlıyorlar bizden sonra seninle beni
sen bir avuç barut külü bir yanda
ben bir avuç ateş külü bir yanda
durur küller arasında yalnız ve uzak
o incecik
o zavallı
cam bölme.....
muhteşem dizelerinin sahibidir.
muhteşem bir hasan hüseyin korkmazgil şiiridir;
başımı döndürüp bakamıyorum
nasıl kaldı gerilerde onca yıl
karanlık bir gömütlüğü düşte geçmiş gibiyim
tatmadığım bir içkiyi bir akşam
afrikasal bir törende içmiş gibiyim
birdenbire kan yağmurlu bir bulut
birdenbire kan kokulu bir duman
şaşkınlıktan gemileri yakmış gibiyim
ışıklarla oynamayın / dedim ben size
yararı yok karanlıkta sürek avının
dedim ben size
yanlış kalemlere kayar elleri yazıcıların
tutanaklar yanlış yazar
dedim ben size
karanlığı az kullanın / kirliler kokar birgün
birgün yanar bu ışıklar sırıtır suratlarınız
kirlilere sığınmayın / dedim ben size
yararı yok oynaşmanın törensel aklıklarda
kaçın kaçabilirseniz uzak sulara
ışıklarla oynamayın / dedim ben size
başımı döndürüp bakamıyorum
nasıl kaldı gerilerde onca yıl
karanlık bir gömütlüğü düşte geçmiş gibiyim
tatmadığım bir içkiyi bir akşam
afrikasal bir törende içmiş gibiyim
birdenbire kan yağmurlu bir bulut
birdenbire kan kokulu bir duman
şaşkınlıktan gemileri yakmış gibiyim
ışıklarla oynamayın / dedim ben size
yararı yok karanlıkta sürek avının
dedim ben size
yanlış kalemlere kayar elleri yazıcıların
tutanaklar yanlış yazar
dedim ben size
karanlığı az kullanın / kirliler kokar birgün
birgün yanar bu ışıklar sırıtır suratlarınız
kirlilere sığınmayın / dedim ben size
yararı yok oynaşmanın törensel aklıklarda
kaçın kaçabilirseniz uzak sulara
ışıklarla oynamayın / dedim ben size
2000'li yıllara girdiğimiz güne ayağım girsin. 80 li ve 90 lı yıllarda geçireceğim 10 güne, bu zamanlardaki yüz yıllık ömrü veririm.
ben bu kapıları bir bir açarım açmasına ama kırarım
şehzadelerle gitti ölü devin altın anahtarları
masallara dönük yüzlerinizde o hiç eksilmeyen kaygu
o donuk maviliği masal cennetlerinin
bırakın işte gözleriniz alın işte yumruklarınız
ama siz aptalsınız aptalsınız
birgün masallaşırsam görün işte cüceliğimi
aktıkca büyüyen sulardı benim şarkılarda aradıklarım
ben bu kapıları bir bir kırarım kırmasına ama siz korkaksınız
daha çocuk bile değilsiniz siz
devler çizersiniz altın sarayların kapılarına
sonra durup ağlarsınız ağlarsınız
bu kan sizin kanınız , evet ama ya siz kimsiniz
neden böyle yorgunsunuz neden böyle aldatılmış
alıcıkuşlar döner ürpertili etlerınize
mumyaların gölgesinde piramitler dikersiniz
atı otu iti eti bırakıp gerçek saraylarda
sürülerle kaçarsınız kaçarsınız
aktıkça büyüyen sulardı benim şarkılarda aradıklarım
şehzadelerle gitti ölü devin altın anahtarları
masallara dönük yüzlerinizde o hiç eksilmeyen kaygu
o donuk maviliği masal cennetlerinin
bırakın işte gözleriniz alın işte yumruklarınız
ama siz aptalsınız aptalsınız
birgün masallaşırsam görün işte cüceliğimi
aktıkca büyüyen sulardı benim şarkılarda aradıklarım
ben bu kapıları bir bir kırarım kırmasına ama siz korkaksınız
daha çocuk bile değilsiniz siz
devler çizersiniz altın sarayların kapılarına
sonra durup ağlarsınız ağlarsınız
bu kan sizin kanınız , evet ama ya siz kimsiniz
neden böyle yorgunsunuz neden böyle aldatılmış
alıcıkuşlar döner ürpertili etlerınize
mumyaların gölgesinde piramitler dikersiniz
atı otu iti eti bırakıp gerçek saraylarda
sürülerle kaçarsınız kaçarsınız
aktıkça büyüyen sulardı benim şarkılarda aradıklarım
1994 yapımı kült televizyon filmidir. aslında bu filmin karakterleri her gün çevremizde dolansa da nedense izleyen herkese (ben de dahil) bambaşka bir evrenden fırlamış bir yapım gibi gelmektedir.
osman cavcı abimiz filmin senaristi ve baş rol oyuncusudur. bu seyfettin gibi tipler 7-24 sözlüğümüzde de fink atarlar esas itibariyle. cıvıklardır, çekilmezlerdir fakat kötü niyetli değillerdir. sadece yüzlerine her kes kadar bir maske takacak zeka ve beceriden yoksundurlar. içleri dışları birdir. en kötü zamanlarda herkes gitse yanınızda bulacağınız insanlarımızdır.
dilek pamirtan hanımefendi filmin diğer baş rol oyuncusudur. asıl mesleği dansözlük olsa da bence muhteşem bir performansı vardır. sosyal ortamlarda kilolu diye eleştiriliyor defaatle. siktirsin gitsin onlar. bunu diyenlerin yanındaki kadınlar neye benziyor çok merak etmekteyim. yahut yanlarında her hangi bir kadın var mıdır? dilek hanımın o muhteşem poposu henüz çocukluğumda kadına dair beğenimi şekillendirmiştir. bugün 47 yaşındaymış. beni bu dilek.
yaa ben çok saf bir çocukluk geçirdim. 30 lu yaşlarıma gelene kadar da baya saf bir insandım o ayrı bir mesele. sedef'in sırf para için seyfettin'in peşinden istanbul'a gelmesine inanmamıştım. böyle aşk yoktur falan sanıyordum. seyfettin abimizin o geri zekalı karıya filmin sonundaki kapağı içimin yağlarını eritmiştir. ee tabii keşke başka türlü yaşansaydı dünyada aşklar, seviler de böyle kapaklara gerek olmasaydı.
osman cavcı abimiz filmin senaristi ve baş rol oyuncusudur. bu seyfettin gibi tipler 7-24 sözlüğümüzde de fink atarlar esas itibariyle. cıvıklardır, çekilmezlerdir fakat kötü niyetli değillerdir. sadece yüzlerine her kes kadar bir maske takacak zeka ve beceriden yoksundurlar. içleri dışları birdir. en kötü zamanlarda herkes gitse yanınızda bulacağınız insanlarımızdır.
dilek pamirtan hanımefendi filmin diğer baş rol oyuncusudur. asıl mesleği dansözlük olsa da bence muhteşem bir performansı vardır. sosyal ortamlarda kilolu diye eleştiriliyor defaatle. siktirsin gitsin onlar. bunu diyenlerin yanındaki kadınlar neye benziyor çok merak etmekteyim. yahut yanlarında her hangi bir kadın var mıdır? dilek hanımın o muhteşem poposu henüz çocukluğumda kadına dair beğenimi şekillendirmiştir. bugün 47 yaşındaymış. beni bu dilek.
yaa ben çok saf bir çocukluk geçirdim. 30 lu yaşlarıma gelene kadar da baya saf bir insandım o ayrı bir mesele. sedef'in sırf para için seyfettin'in peşinden istanbul'a gelmesine inanmamıştım. böyle aşk yoktur falan sanıyordum. seyfettin abimizin o geri zekalı karıya filmin sonundaki kapağı içimin yağlarını eritmiştir. ee tabii keşke başka türlü yaşansaydı dünyada aşklar, seviler de böyle kapaklara gerek olmasaydı.
biliyor musun kahve tiryakiliğin olmadığı için çok şanslısın. bütün anatominle benden çok daha gelişmiş bir var oluşsun. anatominden ziyade sana her gün daha fazla yemek vermekten bıkmamam için yaptığın numaralara hayranım. bu yaşıma kadar ben insanları numarasız sevdim. gereğince emek ve şefkatle sevdim. onların gereksiz, cıvık sevgi numaraları mideme dokunduğu için mi yıllardır çok yalnızım sence kedi? ama bil ki kızım senin yaptığın hiç bir numara mideme dokunmadı bugüne kadar. insanlardan daha yaratıcısın bu konuda. oysa yaratıcı insanları severim ben. sizin tür rasyonalite diye bir nane var etmediği için çok şanslı lann. olmayınca bin bir çabayla var edilmiş bu muhteşemliğin eriyen giden halini görüp de için için yanmıyorsun.
sahibin seni bana terk edeli 6 gün oldu. biliyorsun ilk gün bundan hiç memnun olmamıştım. sahibine olan gıcığımdan sana halâ onun koyduğu isimle seslenemiyorum. seni kedi diye çağırmamdan rahatsız mısın? bir gün sen de bana "insan" diye seslenirsen utancımdan ölürüm. 7 gün 24 saat ne kadar dikkatli izliyorsun beni. senin kadar zeki bir varlığın insanlığın utanılacak bir şey olduğunu kavramamasına imkan yok.
rica ederim bana böyle laflar sokma.
sahibin seni bana terk edeli 6 gün oldu. biliyorsun ilk gün bundan hiç memnun olmamıştım. sahibine olan gıcığımdan sana halâ onun koyduğu isimle seslenemiyorum. seni kedi diye çağırmamdan rahatsız mısın? bir gün sen de bana "insan" diye seslenirsen utancımdan ölürüm. 7 gün 24 saat ne kadar dikkatli izliyorsun beni. senin kadar zeki bir varlığın insanlığın utanılacak bir şey olduğunu kavramamasına imkan yok.
rica ederim bana böyle laflar sokma.
gözlerim bu kadar değerli bir doktorun ve kalbi kalpten öte barış olan bir insanın tutuklandığını da gördü. sırf bu yüzden bile bu çağı hiç affetmeyeceğim. bu lanetli çağın içinden geçerken selçuk hocanın tutuklanmasına şerh koyduğum bilinsin. bilinsin ki tekrar akdeniz ikliminden esen özgür günler geldiğinde, gülmeye yüzümüz olsun.
insan türünün evrim sürecinde toplumu homojenleştirme adına başarısız girişimlerinden biridir. bu saptamanın bütün patenti de bana aittir. yemin ediyorum demin tuvalette başlığı görünce geldi aklıma. uydu ama. buradan alın geliştirin işte.
odtü mezunu değerli bir mimardır. aynı zamanda gençliği toplumsal sol mücadelede geçmiş değerli bir siyasetçidir. 2015 yılından beri de kıbrıs türk halkının iradesiyle seçilmiş cumhurbaşkanıdır. kıbrıslı türklerin şivesi bizim antakyalılara çok benzer. son verdiği mülakatta kendisine olan sempatimin artmasında sanırım bu da sebep oldu.
sevgili akıncı bir süre önce barış pınarı harakatıyla ilgili görüşlerini söylediği için yoğun bir linç yedi. akıncı sadece müzakere yolunun da açık tutulmasını siyasi bilgeliğiyle önermişti.
bugün ne oldu? aklın yolu izlendi ve bütün taraflarla müzakereler yapılıp kısa sürede harekat sonlandırıldı. kim ne kazandı, kim ne kaybetti onlar başka bir bahsin konusudur. ama ben son kertede aklın ve rasyonalitenin kazandığı kanısındayım. umarım bundan sonra ortadoğu da her şey daha güzel olur.
bir de bütün ortadoğu devletlerine testesteronlarıyla düşünmeyen akıncı gibi liderler dilerim. yaşasın tüm saldırılara rağmen rasyonalite.
sevgili akıncı bir süre önce barış pınarı harakatıyla ilgili görüşlerini söylediği için yoğun bir linç yedi. akıncı sadece müzakere yolunun da açık tutulmasını siyasi bilgeliğiyle önermişti.
bugün ne oldu? aklın yolu izlendi ve bütün taraflarla müzakereler yapılıp kısa sürede harekat sonlandırıldı. kim ne kazandı, kim ne kaybetti onlar başka bir bahsin konusudur. ama ben son kertede aklın ve rasyonalitenin kazandığı kanısındayım. umarım bundan sonra ortadoğu da her şey daha güzel olur.
bir de bütün ortadoğu devletlerine testesteronlarıyla düşünmeyen akıncı gibi liderler dilerim. yaşasın tüm saldırılara rağmen rasyonalite.
kısaca diyorlar ki örgütlü bir halk asla yenilmez. örgütlü bir halk asla yenilmez ki doğrudur. halklar halkların nefesidir. insanları ve insanlığı öldürdükleri ve gömdükleri topraktan büyür nefes almaya başlar umut.
kötülük asla kalıcı olamaz. şiddetinden sonsuz görünür. güzel günlerin kokusu umut kadar yakın.
kötülük asla kalıcı olamaz. şiddetinden sonsuz görünür. güzel günlerin kokusu umut kadar yakın.
uzun yıllardır aşık olmuyorum. fakat geçmişte yoğun hislerimle sevip sevildiğim eski sevgilimi ilk gördüğümde içimden mısraları dökülen yüce şairdir. unutmuyorum iki haftaya bir yediklerim ve içtiklerimle birlikte büyük ustanın şiirleri her yerimde dolaşmıştı.
uzun yıllardır yalnız uyuyup yalnız uyandığım günlerin ve gecelerinde kendimi lanetlenmiş hissediyorum ara ara. üç ihlas bir fatiha niyetine okuyorum bir kaç ahmed arif şiiri hemen geçiyor.
seni, anlatabilmek seni.
iyi çocuklara, kahramanlara.
seni anlatabilmek seni,
namussuza, halden bilmeze,
kahpe yalana.
ard- arda kaç zemheri,
kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
bir ben uyumadım,
kaç leylim bahar,
hasretinden prangalar eskittim.
saçlarına kan gülleri takayım,
bir o yana
bir bu yana...
seni bağırabilsem seni,
dipsiz kuyulara,
akan yıldıza,
bir kibrit çöpüne varana,
okyanusun en ıssız dalgasına
düşmüş bir kibrit çöpüne.
yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
yitirmiş öpücükleri,
payı yok, apansız inen akşamlardan,
bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
seni anlatabilsem seni...
yokluğun, cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini...
uzun yıllardır yalnız uyuyup yalnız uyandığım günlerin ve gecelerinde kendimi lanetlenmiş hissediyorum ara ara. üç ihlas bir fatiha niyetine okuyorum bir kaç ahmed arif şiiri hemen geçiyor.
seni, anlatabilmek seni.
iyi çocuklara, kahramanlara.
seni anlatabilmek seni,
namussuza, halden bilmeze,
kahpe yalana.
ard- arda kaç zemheri,
kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
bir ben uyumadım,
kaç leylim bahar,
hasretinden prangalar eskittim.
saçlarına kan gülleri takayım,
bir o yana
bir bu yana...
seni bağırabilsem seni,
dipsiz kuyulara,
akan yıldıza,
bir kibrit çöpüne varana,
okyanusun en ıssız dalgasına
düşmüş bir kibrit çöpüne.
yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
yitirmiş öpücükleri,
payı yok, apansız inen akşamlardan,
bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
seni anlatabilsem seni...
yokluğun, cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini...
ar, haya, ayıp bilmeyen günah da bilemez. bir de bunlar üstüne üstlük insanlara günah ne sevap ne anlatmaya yüz buluyorlar haram kokan ağızlarıyla. bütün avukatlarıyla üzerime boşalacak olmasalar daha net sözlerle boşalırdım burada da gerek yok.
ben bir emekçi olarak her gün siz bom boş para yiyen insanları beslemekle mükellefim. 2 yıldır mahalle camimin ses sistemi bozuk. ezan okunmuyor üzerimize patlıyor. uyku uyutmuyor sabah akşam. bari bir ustaya 100 lira vermeye kıyın da yaptırın şu sistemi.
bu zamanda milyar milyar dolarlarınız var ama gençler kitlesel halde deizme ve ateizme koşmaktalar. bundan utanıyor musunuz diye sormak komik olacağı için sormuyorum.
ben bir emekçi olarak her gün siz bom boş para yiyen insanları beslemekle mükellefim. 2 yıldır mahalle camimin ses sistemi bozuk. ezan okunmuyor üzerimize patlıyor. uyku uyutmuyor sabah akşam. bari bir ustaya 100 lira vermeye kıyın da yaptırın şu sistemi.
bu zamanda milyar milyar dolarlarınız var ama gençler kitlesel halde deizme ve ateizme koşmaktalar. bundan utanıyor musunuz diye sormak komik olacağı için sormuyorum.
günümüzde dinozorlara en yakın tür tavuk değil hindidir. bu götelek dinozor hayvanı zaten ilk tarih sahnesine çıktıklarında cücük kadar bişeylerdi. daha sonra meydanı boş bulup, alavere dalavere kürt memed nöbete falan derken neredeyse bir apartman büyüklüğüne ulaştılar. besin zincirinde akp lilerden hızlı büyüdüler.
malum göktaşıyla dinozorların nesli tükenmedi. öncesinde bir takım dinozor türleri akıllık edip küçülmeşlerdi. bugünkü kuşlar o hayvanların atalarıdır. fakat işte bugün dinozor hayvanı diye kafamızda yer edinen türler evrim sürecinde akarken küpünü dolduran hacı diye büyüdükçe büyüyen mahluklardı. düşen göktaşıyla birlikte onlar yarraklara yan bastılar. dünyada sadece bir kuzu büyüklüğünde canlılar kalıp yaşamlarını devam ettirdi. zira bir kuzu büyüklüğündeyseniz dünya yansa da sknizde olmaz. bir mağaraya sığınıp günü de götü de kurtarırsınız.
o çağlarda henüz memeliler yoktu. meme olmayan bir dünyaya sokayım zaten kalsan ne gitsen ne.
malum göktaşıyla dinozorların nesli tükenmedi. öncesinde bir takım dinozor türleri akıllık edip küçülmeşlerdi. bugünkü kuşlar o hayvanların atalarıdır. fakat işte bugün dinozor hayvanı diye kafamızda yer edinen türler evrim sürecinde akarken küpünü dolduran hacı diye büyüdükçe büyüyen mahluklardı. düşen göktaşıyla birlikte onlar yarraklara yan bastılar. dünyada sadece bir kuzu büyüklüğünde canlılar kalıp yaşamlarını devam ettirdi. zira bir kuzu büyüklüğündeyseniz dünya yansa da sknizde olmaz. bir mağaraya sığınıp günü de götü de kurtarırsınız.
o çağlarda henüz memeliler yoktu. meme olmayan bir dünyaya sokayım zaten kalsan ne gitsen ne.