confessions

ulduz

1. nesil Yazar - kararlı

  1. toplam entry 1684
  2. takipçi 43
  3. puan 39429

siroz

kutsal sirke
komplikasyonları arasında bulantı, kusma, hematemez, sarılık, batında sıvı birikimiyle assit, hipoalbüminemi sonucu vücutta aşırı kaşıntı, bacaklarda ödem ile sarkopeni bulunan yavaş ve ilerleyici karaciğer hastalığı.

çocuğuma pantolon alamıyorsam niye yaşıyorum

turuncu gemi
keşke bahse konu mazlum babaya şöyle bir yanıt verebilseydik; ''kıtlıktan dolayı hepimiz alamıyoruz. kimsenin çocuğu üşümekten ölmeyecek. hep birlikte atlatacağız bu günleri''

ama yazık ki durum böyle değil. bu babaya çağın cevabı şu ki; ''başkalarında daha fazla her şeyden var diye sen çocuğuna pantalon alamıyorsun''
bu cevap kulağa kötü bir melodram filmden fırlamış gibi gelse de, çağın pornografisi başka hiç bir cevapla anlatılamaz. şimdi bu gariban makdül için yalandan ''ah vahh'' ediyoruz ama çağın vebali hepimizin boynundadır. belki bu şerefli adama bu dünyada, güzel veya değil, gerçek veya yalan bir cevap veremedik, ama bugünlerin hesabını bir gün hepimiz mutlaka vereceğiz.

bir sabah böcek olarak uyanmak

turuncu gemi
geçirdiğimiz şu son on altı senede muassır medeniyetler seviyesini aşamasak da, kafkesk bir evreni fazlasıyla aştık. kıymetli yazar kafka, bu çağda yaşasaydı kalem falan oynatmazdı. hayal de kurmazdı. korkudan burnunu camiden çıkartamazdı adam. anlayacağınız kafkaesk karanlığı bile yaradana sığınma korkuları yaşatacak bir çağ bu. kafkaesk bir evrene rahmet okutacak bir çağ.

her sabah böcekten beter, acayip hayvanlar olarak uyanıyoruz. bu utançtan bir gün kurtulmamızı dilerim. kafka'nın roman kahramanı yaşadığı rasyonalitenin ayaklar altına alındığı çağda böcekleşmeye bir isyan geliştirmişti. bunu öncelikle çağın kendisini böcekleştirdiğini fark ederek yapmıştı. biz daha beter durumdayız. çok daha geri bir durumdayız hatta.

alarm kurup mutlu uyuma olasılığı

icgqhs
sabah erken başlayacak ve yorucu geçecek yeni bir güne uyanmak üzere uykuya dalmak tamamen stres ve panik dolu bir gece demektir.
böyle bir uykuya dalma neticesi olarak ne güzel bir rüya ne sabah yatak keyfi...
tamamen eziyetler sonucu, birine para kazandırma ya da yeni betonarme bir bina satın almak için harcanılan güzelim zamanlar. çok yazık!

ytd

icgqhs
bu ibareyi kullanmadan yatırım tavsiyesi ya da herhangi bir yatırım hakkında bilgi verirseniz ve sonrasında kayıplar yaşarsa kullanıcı size dava açabilmesi söz konusudur bu yüzden özenle ytd. kullanılır.

hayat

icgqhs
bayağı bayağı taklit yaşarken bazılarımız farklı olduğunu iddia ediyor ya da beyan ediyor.
farklılığı emin olun geç evlenmesi ya da evlenmemesi ya da gezgin olması.
bunu bile farklı görmek ne kadar aynı yaşamın olduğunun kanıtı gibi.
ben farklıyım ya, güzel bir hayatım var!
video çekip instagram'a attıktan sonra dönüp dönüp kaç kişi bakmış, beğenmiş diye kendini yerken mi bunu diyorsun?
gerçek anlamda kendine yaşayan birisi zaten bu diyaloglara girmez.

hayat, tutun onu. her saniyesini yaşamaya çalışırken gerçekten mutlu olayı başka birine endekslemeden düşünün.

herkesin sevgilisi olması

turuncu gemi
geçenlerde istanbul'dan çok sevdiğim bir kadın arkadaşım aradı. kendisi genç, mesleğinde iyi bir kariyeri olan espiritüel kişiliği yüksek bir kadındır. ama yarı şaka yarı ciddi sızlanmaya başladı ''ayy memosh, bu yaşa geldim bir alanım çıkmadı. ayy ben evde kaldım! ay ben mafh oldum, ayy yaşıtlarım evlendi çoluk çocuğa karıştı ben niye böyle kaldım''

bu arkadaşım tanıdığım günden beri bu sözlerle sızlanır durur. ama yani normalde 6-7 cümlesinde bir sızlanırken bu sefer üç cümlesinden birinde böyle sızlanıyordu.
ona dedim ki;
''sen yalnızken mutluluğu öğrenememiş ve başaramamış bir insansın, bunu tek başına öğrenmeden başlıyacağın bir ilişki ve sonrasında ki evlilik ikili mutsuzluktan başka bir şey olmayacaktır.''

bu sefer ''ay ben mutsuz değilim ki böyle, ama yani olsa iyi olurdu'' demeye başladı.

ay şiştim patladım sohbet boyunca. herkesin sevgilisi olmak zorunda değildir. herkesin sevdiği bir insan olsa tabii ki iyi olur. ama yani dünyada yaşayan herkesin sevgilisi olsa da, siz sırf bu temelli bir ilişkiye başlarsanız, emin olun pişman olursunuz.

insan okumak

turuncu gemi
hacem bektaş veli ''okunacak en güzel kitap insandır'' der. evet bence de okunacak en güzel ve en ilginç kitap insandır. ama bu karmaşık kitabı, nosce te ipsum'dan bi haber yapabileceğinizi sanıyorsanız çok yanılırsınız. yani önce kendinizi tanımak ve okumaktan bahsediyorum. içinizdeki cehenneme bakma cesareti olan insanın vakıf olabileceği bir alfabesi vardır insan okuma sanatının. neden hayatlarımız cennet yahut cenette yakın değilin yanıtı da buradadır. çünkü henüz içimizdeki cehenneme dair en ufak bir fikrimiz yok.

aşık veysel'in bir türküsünde ''kurtla kuzu yan yana gezerdi, fikir başka başka olmasa'' diye bir dize vardır. bunun esas çözümlemesi şöyledir. kutsal kitaplara göre ahiret gününe yakın vahşi hayvanlarla avları yan yana gezecektir. herkesin aynı fikirde olduğu bir dünya da veysel ustaya göre kıyamet alametidir.
yazık ki günümüzde insanlık ilginçliğini fena boyutlarda yitirmiş durumdadır. bunun en büyük sebebi herkesin çok fazla birbirine benzemesidir. biz ne zaman kendimize bu kadar büyük bir kötülüğü layık görecek kadar çok kendimizden nefret ettik?

hastayken kesin ölüyorum sanrısı

turuncu gemi
eğer zırlayıp naz yapacak kimsen yoksa hiç tadı çıkmayacak hissiyattır. zaten şu hayatta 5 seneye bir hasta ya olurum ya olmam. o zamanlar gelir bu sanrı. ama çevremde nazımı çekecek kadar yakın bulduğum kimsem olmaz. o durumlarda duruma pozitif yanından bakıyorsunuz; ''çok şükür lan ölüyorum işte.''
hastanede gözümü açıp da, ''allahım bu güzel adam ölürse ben yaşayaymım ki'' diye bakan bir çift göz gördüğüm de olmuştur bir zamanlar. ve ne kadar güzel gözlerdi allahım, ben iyileşene kadar hiç susmuyordu o gözler.

şimdilerde ara sıra hemorid'im azıyor. ve her yokladığında ağrılar aklımdan şu geçiyor; ''yaşasın lan bu sefer kesin kolon kanseri oldum, doktor arkadaşım da çok. el altından gösterirler kendime saplayacağım doğru iğneleri, çekip gitmek için daha iyi bahane mi olur bu iğreti dünyadan.

fatih'in kundaktaki kardeşini boğdurtması

turuncu gemi
hegel'in devletin bir levithan olduğu sözünü apaçık destekleyen eylemdir. burada fatih'i canavarlaştırmak işin görünen ve kolay kısmıdır. asıl kötü olan, beslenmesini mülkiyet zehrinden edinen devlet anlayışıdır. devlet levithanı sonrasında olayı kutsallaştırmayı da çok iyi sağlar. ama her koşulda friedrich nietzsche'dir doğruyu söyleyen.

“ama devlet, iyiyi ve kötüyü anlatan bütün dillerde yalan söyler ve konuştukları hep yalandır ve neyi varsa çalıntıdır.”

ancak devletin bittiği yerde başlar fazlalık olmayan insan. biricik ve yeri doldurulmaz olanın, gerekli olanın şarkısı ilk kez orada başlar.”

rahatı kaçan ağaç

turuncu gemi
içinde ankara'dan bir yerler geçtiği için her yanımın hüzün tutmasına sebep olan çok güzel melih cevdet anday şiiridir.

tanıdığım bir ağaç var
etlik bağlarına yakın
saadetin adını bile duymamış
tanrının işine bakın.
geceyi gündüzü biliyor
dört mevsimi, rüzgarı, karı
ay ışığına bayılıyor
ama kötülemiyor karanlığı.
ona bir kitap vereceğim
rahatını kaçırmak için
bir öğrenegörsün aşkı
ağacı o vakit seyredin.

mutlu aşk yok ki dünyada

turuncu gemi
cemal süreyya çevirisiyle hüzünlü bir louis aragon şiiridir.

aslında hiçbir şey kâr değil insana
ne gücü ne zayıf yanları ne de yüreği
gölgesi bir haç gölgesidir kollarını açsa
ve kırar göğsüne bastırırken sevdiği şeyi
tuhaf bir ayrılıktır hayatı kapkara
mutlu aşk yok ki dünyada

hani giydirilmiş erler bir başka yazgıya
işte o silahsız askerlere benzer hayatı
sabahları o yazgı için uyanmış olsalar da
tükenmiştirler ve kararsızdırlar akşamları
söyle yavrum şu sözleri ve sakın ağlama
mutlu aşk yok ki dünyada

güzel aşkım tatlı aşkım çıbanım derdim
yaralı bir kuş gibi taşırım seni şuramda
ve görmeden bakanlar şu halimize bizim
süzdüğüm sözleri söylerler benden sonra
ve her şey der demez ölür iri gözlerin uğruna
mutlu aşk yok ki dünyada

yaşamayı öğrenmek bizimçin geçti çoktan
ağlasın gece içinde kalplerimiz yan yana
en küçük şarkıyı mutsuzluktur kurtaran
her ürperiş borçlu baştan bir hayıflanmaya
ve her kitar havası beslenir hıçkırıkla
mutlu aşk yok ki dünyada

acılara batmamış bir aşk söyle bana
yıkmamış kıymamış olsun bir aşk söyle
bir aşk söyle sarartıp soldurmamış ama
inan ki senden artık değil yurt sevgisi de
bir aşk yok ki paydos demiş gözyaşlarına
mutlu aşk yok ki dünyada
ama şu aşk ikimizin öyle de olsa

öğüt

leonidass
tecrübelere dayanan,çoğu etik değerleri kapsayan, dikkat edilmesi istenen durum, davranış doğrultucu.

günümüzde öğüt verenin cv' sine bakılması tavsiye edilir.

zenne

icgqhs
Dericilik Terimi Olarak Zenne:
(Kadınca)3-4 mm kalınlıkta olan bayan ayakkabılarının işlenmiş köseleleridir.

Zenne Tiyatro Terimi Olarak Zenne:
Zenne eski dilde kadın demektir. Karagöz oyunundaki bütün kadınlara(kadın kılığına girmiş erkekler dahil) genel olarak Zenne denir. Bir elinde yelpaze , çiçek ya da şemsiye taşır. Oyunlarda genellikle genç zenneler gönül işlerinde koşar, yaşlı olanlar ise dırdırcı ve kocalarını usandıran tiplerdir (Karagözün karısı, Hacıvatın karısı) Klasik karagöz oyunlarında zenne isimleri: Salkım İnci, Şallı Natır, Nuridil, Dimyat Pirinci, Şekernaz, Yedi dağın çiçeği Hasırasıçtının kızı Rabiş, Cemalifer, Hürmüz Hanım, Dürdane Hanım, Şetaret (Arap halayık), Dilber, Nâzikter vs.


Zenne Yöresel-Bölgesel Terimi Olarak Zenne:
Kadın (Erzurum)

sonludur aşk da

turuncu gemi
metin altıok'un kalbe iki mermi gibi çarpan şiiridir.

güzel anılar biriktirdim senden,
dudağıma solgun gülücükler getiren.
özenle sakladım belleğimde,
bir yığın oldu daha şimdiden.
nasıl olsa bir sonu olacaktı bu aşkın
bir gün apansız gerçekleşiveren.

bir terazinin durgun pirinç kefesine
pat diye inince kara kiloluk,
nasıl kalkar havaya birdenbire
boş kalan zavallı kefe.
nasıl titreşir terazi uzun süre,
denge sağlanıncaya kadar başka şeylerle.

anılarla bozdum o dengeyi ben önce,
ikimiz için de yaptım bunu.
yaşadığımız günlerden biriktirdim sessizce,
bir kefede sana hiç sezdiremeden.
koyabilirsin kara kiloyu artık,
bak terazi nasıl kolay gelecek dengeye.

mutluydum ben yine de kendimce.
senin girdilerin, çıktılarım benim
doğrusu uygundu birbirine,
yan yana gelince bir resmi tamamlayan.
vazgeçilmezdi ellerin sonra,
yangınımdan yorgan döşek kaçıran.

ama inan sonludur aşk da,
kovalar sonunu kendi kendinin.
bana bir uçurum gerek şimdilerde,
yeterince dik ve derin.
bir çavlan istiyorum çünkü,
kırmak için kristalini hayatın ve şiirin

ermeni soykırımı

turuncu gemi
türk yasalarında ermeni soykırımı olmuştur demek suç mudur bilmediğimden ihtiyatlı yaklaşmam gereken konudur. ihtiyatlı yaklaşma sebebimden görüşümü tahmin tahmin ettiğinizi sanıyorum. 2006 yılında ülkemizin en yiğit, güzel, kirlenmemiş çocuklarından biri olan hrant abi resmen canlı yayında herkesin gözü önünde öldürüldü. bugün anlıyoruz ki ayakabısı delik, gönlü kocaman fakir bir gazeteciyi öldürmek için ne kadar çok terör örgütü ne kadar komplike planlar yapmış.

hrant avrupa seminerlerinde oradaki ülkelerin ermeni soykırımı olmamıştır demenin suç olduğunu protesto etmek için, ermeni soykırımı yoktur derdi. çünkü bilirdi ki, yasakların olduğu yerde bilim susar. bilimin olmadığı yerde insanlar karnından konuşur. sonra başlar ağız ishali.

ensest ilişki

turuncu gemi
bilim ve dinin ortaklaşa olarak yanlışladığı konuların başında gelir. gerçi bütün dinlerde insanlar adem ve havva'dan türemiştir. adem ve havva'dan üreyen çocukların soylarını sürdümek için tek çıkarları ensest ilişki olacaktır. hatta burada konu kilittir. buna rağmen dinlerin ona inananlara ensest ilişkiyi yasak kılması bir çelişki midir, değil midir hususunda tartışmayı teist dostlarıma bırakayım. bu benim meselem değildir.

ensest ilişki insan anatomisi ve psikolojisinde ağır tahribatlara yol açan ciddi ve derin bir konudur. yazık ki sosyal medyada üzerinde cahilce şakalar, espiriler dönmektedir. bu toplumda derin sosyal kaos alemetidir. dinlerde, örf adetlerimizde ve modern hukumuzda kişilerin birinci ve ikinci derece akrabalarıyla evlenmeleri yasaktır. hukuki olarak kişilerin kuzenleriyle evlenebilmesi doğan çocukların fizyolojik olarak engelli olması gibi nesilde tahribatlar yapabilmektedir. kanaatimce, büyük bir toplumsal uzlaşıyla kuzen evlilikleri de hukuken yasaklanmalıdır.

ensest ilişkinin kişideki tahribatları aynı zamanda faşist ideolojinin sosyal bilimlerde paramparça edilişine de bir karine oluşturur. insan türü haricinde diğer hayvanlarda ne kadar yakın genlerde bireyler üreme amaçlı cinsel ilişki yaşarsa nesil o denli iyi devam eder. ama insan soyunda genetik olarak bu tam tersi işler. ensest ilişkide üreyen insan nesli fizyolojik olarak kusurlu olacaktır. ama ne kadar uzak genomlardan örnekler bir araya gelip üreme amaçlı cinsel birleşme yaşarsa ortaya o denli iyi sonuçlar çıkacaktır.

sanırım yeni nesil kızların bu kadar güzel olmasını, erkeklerimizin bu kadar yakışıklı olmasını da bu bahsettiğim hususa bağlayabiliriz. eski yıllarda insanlar genellikle ya akraba evliliğiyle ya da aynı il sınırlarında yakın genomlarıyla görücü usulü birleşmelerle nesli sürdürüyorlardı. ama son otuz yılda artan eğitim koşullarıyla birlikte insanlar üniversitelerde birbirinden çok uzak şehirlerden ve farklı etnik kökenlerden genlerin karışımı sonucu nesli sürdürmeye başladılar.
son söylediğim tamamen benim hipotezimdir, henüz bilimsel bir yanı yoktur.

çocuk sahibi olmanın asıl amacı

turuncu gemi
bekara ürememek kolay ama kanımca üremek meselesi ilkel ölümsüzlük güdüsünden başka bir safsata değildir.
yazık ki günümüzde anne babalar çocuklarına mülkiyet esaslı yaklaşmakta. krediyle aldıkları evleri ve arabaları gibi hava atacakları bir yatırım aracı olmuş yeni nesilde üremek maksadı.
bu çok acı bir tablodur.

bonnie

turuncu gemi
Beni zengin sözlükte daha önce hiç bir platformda kimsenin kimseyi karşılayamacağı güzellikte karşılamış güzel insandır.
Bugün hâlâ sözlükler anlamında bir kaliteden bahis edilebiliyorsa, Bonnie ve bir kaç yazar daha sayesindedir bu. Zengin sözlükte en anlamadığım husus, herkes yazmakta çok nazlı. Bonnie ise kaliteden hiç ödün vermeden paylaşımlarıyla bizi zenginleştiren bir yazar.
Beni sadece Bonnie okuyor olsa bile yazacağım bu sözlükte.

Bir de, bonniecim bir ara muhallebiciye gitme teklifim ne dersin?

aç karnına içilen sigara

turuncu gemi
nazım hikmet'in muhteşem anlattığı eylemselliktir.

''kocalmaya alışıyorum dünyanın en zor zanaatına,
kapıları çalmaya son kere,
durup durmadan ayrılığa.
saatler, akarsınız, akarsınız, akarsınız...
anlamaya çalışıyorum inanmayı yitirmenin pahasına.
bir söz söyleyecektim sana söyleyemedim.
dünyamda sabahleyin aç karına içilen cıgaramın tadı.
ölüm kendinden önce bana yalnızlığını yolladı.
kıskanıyorum öylelerini kocaldıklarının farkında bile değiller,
öylesine başlarından aşkın işleri''