çok bunaldım, bayağı çok.
zengin itiraf
niye herkes gibi gündelik sorunlarım yok ki.neden saçmasapan şeylerle uğraşmak zorundayım acaba.düşük ihtimaller, büyük felaketler sinir bozucu.
yaşamımın en olgun en dinamik en oturmuş dönemi en kötü dönemi aynı zamanda.şu hayata bak.bu hayat mı yaşadığım.bir hiç olmak ne kadar boktan bir şey böyle.
eczacı bir baba, hemşire bir annenin oğlu olup bu kadar sağlıksız bir hayatı yaşamak neyin kafası bilmiyorum.sağlık sektörünün içinde doğup bu kadar tribal sıkıntılı ve stabil olmayan bir hayat yaşamayı beklemiyordum.
dün anlamsızca bir arkadaşımı hayatımdan silmek zorunda kaldım. gerçi o beni sildi de tamamıyla anlamsızdı. bugün de hoşlandığım hanımefendiden ret yedim. duygusal olarak kırılgan bir beyefendi olmama rağmen bunu kaldıracağımı düşünüyorum.
2018 benim için böyle başladı. ayrılıklarla başladı, ayrılıklarla devam etmez umarım.
2018 benim için böyle başladı. ayrılıklarla başladı, ayrılıklarla devam etmez umarım.
uzun zamandır bir şeyler yazamıyorum. sanıyorum ilham perisi benden uzun süredir uzaklarda bir yerde. umarım geri döner, sana ihtiyacım var ilham perisi.
içine dolmak istiyorum bazen bir şiirin içinde geçen bir cümlenin ve lal olmak; binlerce söze bedel sessizliğimin mutluluğunu o ana sunmak.
kendimi zaman zaman sisifos gibi hissettiğim doğrudur.
Sözlük bugün kötüyüm, biliyor musun ağlıyorum.
bugün terfi aldım ve buna sevinemedim
Çok fazla yük var.30 yıllık yaşamımda ciddi ciddi başardığım çok az şey var.kim olduğumu bilmiyorum.sürekli aşırılıklarla uğraşıyorum.basit bir seviyeye bile gelemedim.bir de aşırı bir sessizlik var.çıkmaz sokaktayım.ya sikiyim ben böyle hayatı.tam bir polyana kafası yaşıyorum. Sadece kendimi kandırıyorum.yine sigaraya başladım.her şey can sıkıyor ve beni strese sokmaya yetiyor.
oğuz atay başlığına yazdıklarım yazarlara tanıdık gelmemiş olabilir. belki de yokturlar.
Son 2 haftadır kişisel reformumu yaşıyorum. Kafamın içinde aydınlandım adeta amk. Eksik Parçalar oturuyor artık, ilişkiler, kariyer, hayat vs konuları daha somut ve anlaşılır boyuta girdi ne hikmetse. Aman ali rıza bey...
Ne eğlenmenin ne çalışmanın hakkını verdim.korkaktım.tam özgüvenim yükselmişti ki hayat özgüvenli olmamı sağlayacak her şeyi elimden aldı.ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.insanların öyküleri bana çok yabancı hiç kimsenin öyküsünde kendi yaşadığım şeyleri göremedim.bu insanı iyice uzaylı hissettiriyor.zaman iyi hissederken hızlı kötü hissederken yavaş gidiyor.şu an saat donmuş vaziyette.ritimsiz bir hayat işte. İntihar ikliminde hangi mevsim bahar gelir ki.neyi umut edeyim.çabalıyorum da noluyor.
Soyluluğumdan hiç ödün vermek istemesem de, insanların hevesini kaçıran, haksızlık eden, kendini bir bok sanan tipleri görünce içimdeki canavar çıkıveriyor. Kan akıtmadan kılıcımı toprağa gömemiyorum maalesef.
geçen yıl (2017) hayatımı yeni baştan düzene sokmak için inatla uğraştığım 9 aydan sonra ne kadar istersem isteyeyim olmadığını fark edince her şeyi oluruna bırakmayı seçmiştim. öyle de yaptım. yani sonr üç ay akışına bıraktım hayatımı . hiç karışmadım karışmıyorum artık. öyle ki yavaştan kendi kendine düzene giridiğini bile fark etmemilş gibi yapıyorum. ne olur ne olmaz tılsım bozulur. karışmıyorum "şu şöyle olsun, bu böyle olsun" diye. hatta yorum bile yapmıyorum; "şöyle yapsaydım daha mı iyi olurdu falan" diye. kısacası gelişine vuruyorum. vurmaya devam. vurulana kadar.
“Hayat, evren ve her şey”in cevabını bulmak için süperzeki bir varlık bile 7,500,000 yıl (zaman) biçiyor, benim maksimum 70 yılım kaldı.
Tanrı'nın telefon numarasını bulmam lazım...
Tanrı'nın telefon numarasını bulmam lazım...
Çok özgüvenli biriyken nerdeyse özgüvenimin ö sü bile kalmadı.çok metalik bir his.hayat beni yamulttu.başkalaşım geçiriyorum.tanrım yardım et diye haykırasım var.
geçenlerde biri evden kaçmış, yaklaşık 17 yaşlarında ve ailesi haber alamamış uzun süre. bu olayı anlatırken birisi bana. ki anlatan kişi abisiydi.
nasıl ulaşamadınız diye sordum, abi aile üyelerini engellemiş dedi.
nasıl güldüm hayal edemezsiniz.
hoşuma gitti, gerçekten. düşünsene sevmediğin ve kaçmak istediğin herkesi telefonundan engelliyorsun ve gidiyorsun.
güzel olabilir miydi?
oldurdu elbette, yepyeni bir ben!
itiraf başlığına yazılma sebebi ilerde yapılınca daha önce yazdım, planladım ve hatta itiraf ettim diye beyanda bulunmak.
hafifletici bir sebep olabilir değil mi?
ayrıca o kadar vizyonsuzum ki, kaçarken bile bir gün yakalanırsam ne diyeceğimi düşünüyorum.
neyse...
nasıl ulaşamadınız diye sordum, abi aile üyelerini engellemiş dedi.
nasıl güldüm hayal edemezsiniz.
hoşuma gitti, gerçekten. düşünsene sevmediğin ve kaçmak istediğin herkesi telefonundan engelliyorsun ve gidiyorsun.
güzel olabilir miydi?
oldurdu elbette, yepyeni bir ben!
itiraf başlığına yazılma sebebi ilerde yapılınca daha önce yazdım, planladım ve hatta itiraf ettim diye beyanda bulunmak.
hafifletici bir sebep olabilir değil mi?
ayrıca o kadar vizyonsuzum ki, kaçarken bile bir gün yakalanırsam ne diyeceğimi düşünüyorum.
neyse...
Bazen sözlüğe giriyorum ama niye girdiğimi bilmiyorum.öyle birileriyle de kaynatmıyorum ya da hali hazırda bir şey de yazmıyorum.bazı girileri okuyorum.sonra öyle kalıyorum.iyice mala bağladım sanırım.sanki diyetteyken buz dolabını açıp içine anlamsızca bakmak gibi yaptığım.
insanlar umudun gücünün farkında değiller, ne yazık. halbuki umut varsa orada bir nefes, orada bir kalp atışı vardır.
Bazen karşımdaki insana heykelden bir commendatoreymişim hissi uyandırmamak için gülücükler sıkıştırıyorum aralara. tabii, bu "gerçeğe dönüş"ün bir trajedisi de var. insan hiç gerçeğe dönmemek isteyebiliyor; bu onun trajedisi. eğer bulutların üzerindeyse hiç kimse yeryüzüne dönmek istemez sonuçta.
Bir kadınının susmasına tahammül edemiyorum.kadın dediğin kafa şişirecek.bir kadın susuyorsa muhtemelen bir başkasının kafasını şişiriyordur eğer sadece size karşı ketumsa veya kimseyle konuşası gelmiyorsa.
Mantıyı yoğurtsuz yiyorum ve bundan dolayı üzerime dikilen kınar bakışları hiç umursamıyorum.