zengin itiraf

death is the bitch
az evvel bir fitilin ateşlemesi sonucu 6 ay önce yazdığım yazıyı okudum. bu yazıyı yazarken ağlıyordum, şimdi okuduğumda tekrar gözlerimi doldurmayı başardı. kendi kendimin ağzına sıçtım resmen.




"aşkım,

ne telefonunu ezberledim beni terk ettiğinde aramamak için, ne herhangi bir sosyal mecradan ulaşabilecek bir yol bıraktım kendime.

sen benim beşiktaş sokaklarını ezberleme sebebimsin. sen benim içimde daha önce hiç çıkmayan bir hissi ortaya çıkaran kişisin. sen hayatımda topu topu 1 ay kalıp, bana bir ömürlük yaşama sebebi veren kişisin.

hiçbir koku senin kadar bağlamadı kendine, hiçbir insan gözü bu kadar baktırmadı kendine. hiç bu kadar göz yaşı dökmedi bu gözler senden başka biri için.

sen, her gece yatağa girdiğimde uykumu saatlerce erteleyen, bir başka kadınla göz göze geldiğimde kendimden nefret etmemi sağlayan kişisin.

ne kokun burnumdan bir dakika eksiliyor, ne sarıldığında hissettiğim duyguyu unutabiliyorum. ne gözlerine baktığımda karnımda uçuşan şeyleri unutabiliyorum, ne de beni her gönderişinde vazgeçtiğim gururumu tekrar elime alabiliyorum.

sen sesine, gözüne, gülüşüne, bakışına, kokusuna hayran olduğum. dağarcığımdaki kelimelerin hangisi seni daha doğru anlatır bilmiyorum, bulamıyorum. sana olan hislerimi bilsen bana tekrar döner misin onu da bilmiyorum.

beni neden sevemedin aşkım? belki senin yanına yakışacak kadar güzel değildi yüzüm biliyorum. belki sen sevemedin kokumu seninkini sevdiğim kadar. ama aşkım ben bütün bu hisleri nasıl karşılıksız yaşayabildim? nasıl bu kadar bana aşıkmış gibi yapabildin? ben nasıl seni öyle görebildim? senin için her şeyi göze alabilen bir adamdan nasıl vazgeçebildin aşkım? hayatına girenler seni üzmezler mi? kıymazlar mı sana? severler mi seni benim sevdiğim gibi? tek bir gülüşünü görmek için her şeyden vazgeçebilirler mi?

benim sana olan sevgim sana niye ağır geldi aşkım? ben bütün bu duygularımı nereye bırakayım, kime göstereyim, kimin yüzüne bakıp saatlerce izleyeyim, kimin kokusuyla uyanmak için her gece yatmadan dualar edeyim, kimin yüzüne bakıp ona benzeyen bir çocuğum olsun isteyeyim? ben bütün bu duygularımı nereye dökeyim aşkım.

biz hiç ayrılmıcaz demiştin. gelinliğim kabarık olmasın demiştin aşkım. düğünümüzü bodrum'da yaparız demiştin. gidelim buralardan demiştin aşkım. dandik bir yüzük al annemleri kandır yeter, ben pahalı bir şey istemiyorum demiştin. annenle çok iyi anlaşacaktım. seni sever demiştin. arkadaşların da beni sevmişti. sen niye sevemedin aşkım?

herhangi bir his yok sana dokunduğumda hissettiğime benzeyen. kimsenin gözleri senin gibi değil, kimse sen gibi kokmuyor, kimse sen gibi bakmıyor, kimse sen gibi öpmüyor.

önümde aşamayacağım hiçbir engel yokken sana ulaşamamamın tek nedeninin sen olması ne kadar acıtıyor biliyor musun aşkım? bütün iç organlarını yerinden çıkarıyorlarmış gibi. dünyadaki her şeyini kaybetmişsin de boşuna nefes alıyormuşsun gibi. gururunu, onurunu kaybedip neden nefes aldığını sorgulamak gibi. hayata devam etmek için sebep arayıp bulamamak, ölüm gibi.

neden sevemdin aşkım? neden gittin? ne yapamazdım ben senin için? nerelere gidemezdim, nelerden vazgeçemezdim? neyim yetmedi? neyim fazla geldi? sana kendimi sevdiremediğim için kendimden ne kadar nefret ettiğimi biliyor musun? ne yüzüne bakılacak, ne iki çift laf edilecek biri oldum.

sadece beni sev, benden vazgeçeme istedim. vazgeçmek dahi isteme. benimle yaşlan, benimle öl. beraber büyüyelim, beraber öğrenelim, beraber gülelim, beraber ağlayalım ama ne olursa olsun beraber olalım. iyi günde kötü günde seninle olmak istedim. sen niye istemedin aşkım? niye isteyemedin?

içimdekini nereye boşaltayım aşkım. ne yapayım. kime gideyim. nereye dökeyim. kime anlatayım. kime göstereyim. senden başka.

bugün 2 hafta oldu.
unutma beni."

bu başlıktaki tüm entryleri gör