ingilizce bondage / discipline / sado / masochism kelimelerinin kısaltmalarından oluşan, cinselliğe dayanan, terimsel olarak satanist yaşam formu ve alt kültür. sado mazoşits kölelik disiplini olarak türkçeye çevrilebilecek bu yaşam stilinde gönüllü köleler ve efendiler bulunur. efendiler ve köleleri arasında; işkence, acı çektirme, aşağılama ve sadist yaklaşımlardan cinsel haz çıkarmaya dayalı bir ilişki gelişir. fiziksel şiddet yaralanmalara ve sakatlanmalara neden olsa da, bu tarafların cinsel hazlarını arttırmaktadır.
kötülüğün daha 'ilk insan'la başladığını düşünürsek fıtrati bir durum olarak değerlendirilebilir. ideler dünyasından her kavram zıttı ile anlam bulur. kötülüğü 'tanrı' mı yarattı yoksa tıpkı aydınlığın olmadığı yerin karanlıkta kalması gibi sonradan mı oluştu? karanlık bir mahluk mudur yoksa bir sonuç mu? karanlık bulaşıcı değilken, kötülüğün bulaşıcı olması nasıl açıklanabilir? evrendeki iyi ile kötünün mücadelesi, kötü olanı 'tanrı'nın tasarlarladığının bir delili midir? tüm bu soruların cevaplarında kötülüğün gerekliliğinin nedenleri yatmaktadır.
Hız.
hegel din felsefesi derslerinde özetle şöyle der;
hintli için doğaüstü güç her şeydir, insan hiçtir. yunanlı için insan her şeydir, doğaüstü güç pek az şeydir. hıristiyanlıksa insanda gerçekleşen tanrı düşüncesiyle insan-tanrı birleşimine girmiştir. buna ussal bir biçim verilmesini de felsefe gerçekleştirmiştir.
hintli için doğaüstü güç her şeydir, insan hiçtir. yunanlı için insan her şeydir, doğaüstü güç pek az şeydir. hıristiyanlıksa insanda gerçekleşen tanrı düşüncesiyle insan-tanrı birleşimine girmiştir. buna ussal bir biçim verilmesini de felsefe gerçekleştirmiştir.
1932 amerikan yapımı korku filmi. korku demek biraz garip kaçıyor aslında. tod browning'in yönetmenliğindeki bu sıradışı film, bugüne kadar 73 ülkede yasaklandı. sinema tarihinde kendi alanında bir kült olması ise çok uzun yıllar gerektirdi. freaks, doğuştan bir çeşit bedensel farklılığı bulunan kişilerin toplumdan dışlanmışlığını onların gözünden anlatıyor. ucubeler şeklinde dilimize çevrilebilecek freaks tabiri bedensel engelden ziyade, bedensel sıradışılığı tanımlamak için kullanılıyor. şimdilerde filmin mevcut kopyasının orijinalinden daha kısa olduğu iddia ediliyor.
yahudilerin insanlığa armağan ettiği tek faydalı şey. klezmer müzikte bir yahudi geleneğidir. 16. yy sonrasında göçmen yahudiler sayesinde avrupa'ya yayılmıştır. gypsy ve çigan müziklerini andırır. bir tür sokak geleneğidir.
çok güçlü bir zehir. vücudu kısa sürede ele geçirip kanı boşaltır yerine kendisi gezinir damarlarda. bir kelime ile çekilir hepsi ama o kelimeyi bulana dek insan her saniye ölür.
ideal yaşam modeli.. insanlar yaşlandıklarında kendilerine bakacak birilerine ihtiyaç duyduğu için mi yalnız değiller acaba? çoğu böyledir. ışıksız çiftlerin bir arada yaşamaya devam etmesinin başka bir açıklaması olamaz.
budizm'in meditasyonunun önemini vurgulayan bir koludur. budistler için arzu acının nedenidir ki, bir kenara bırakılması, benliğin hakiki doğasını kavramaya neden olacaktır. zira arzuyu aşabilirsek benliğimizi yitiririz. sartre'nin bilinci hiçlik olarak görmesi gibi budizm de maddi benliğin bir yanılsama olduğuna inanır. zen'in ilk sözcüsü, iddiaya göre dokuz yılını bir duvara bakarak geçiren bodhidharma'dır. bu düşünüş tarzının batıdaki öncülerinden biri schopenhaurer, eski çağlarda ise herakleitos ve pitagorasdıır.
hikayeye göre;
herakleitos'un memleketi efes, doğu yollarına açık olan kozmopolit bir ticaret limanı idi. herakleitos kendini dağlara sürgün ederek doğal yaşama döndü, sonunda da geri dönerek bir gübre yığını üzerinde oturmayı ve orada ölmeyi seçti.
yani herakleitos zihnini hiçlik üzerine yoğunlaştırarak aydınlama haline erişti.dindar olmayanlar için stresi azaltmak, zihin ve beden arasında ki dengeyi sağlamak için kullanılabildiği gibi dini yönelişlerde, buda ve tanrıyı tanıma yolu olarak da kullanıldı.
hikayeye göre;
herakleitos'un memleketi efes, doğu yollarına açık olan kozmopolit bir ticaret limanı idi. herakleitos kendini dağlara sürgün ederek doğal yaşama döndü, sonunda da geri dönerek bir gübre yığını üzerinde oturmayı ve orada ölmeyi seçti.
yani herakleitos zihnini hiçlik üzerine yoğunlaştırarak aydınlama haline erişti.dindar olmayanlar için stresi azaltmak, zihin ve beden arasında ki dengeyi sağlamak için kullanılabildiği gibi dini yönelişlerde, buda ve tanrıyı tanıma yolu olarak da kullanıldı.
evrenin düzeninin son bulması anlamına geliyor. bazı teologlar, kıyamet inancının sadece dünyanın sonu ile sınırlı olduğunu iddia ediyorlar. bu nedenle yeni gezegenler bulma düşüncesini bir kaçış olarak görebiliyorlar. evrenin çöküşü, materyalizm ile tezat oluşturuyor. ama yaratılmış olan her şeyin bir saat ve zaman algısıyla işlediğini görebiliyoruz. doğum yaşam ve ölüm döngüsü her şey için geçerli. bir bardak bile üretiliyor, kullanılıyor ve sonunda ömrü bitince kırılıyor. maddenin sonu, yeni bir yaşam formuna geçiş için gerekli kılınmış.
yapmam gerekenlerin hiç birini yapamıyorum. göz göre göre kayıyor bir şeyler. iradem var sanki de donmuş. sağa sola savruluyor. kocaman bir boşluğun hemen yanında başka şeylerle ilgilenmek gibi bu.ruhum sıkılıyor.. yaptığım hiçbir şey asıl yapmam gereken ya da yapmak istediğim gibi gelmedi. yanlış yerdeyim hissi çok tuhaf ve ağır..
ilham olmadan da düşünceler ürer beyinde, ama bir ilham kaynağı varsa fikir çok hızlı filizlenir, çok güçlü köklere sahip olur. Düşüncenin yapı taşı, insanı hayata bağlayan değerler dünyasıdır. bu değerlerin anlamı ölçüsünde insan fikir üretme kabiliyetini geliştirir. Düşüncenin yapı taşı aşktır dersek, dünya aşkla kurulmuştur sonucuna varırız, her şeyin arkasında bir fikir, her fikrin arkasında da ilham kaynağı olan düşüncenin yapı taşı bulunur. benim fikirlerim 'o'ndan ilham alıyor, o olmasa ben de olmam. burdan fikirsizliğin hiçlik çukuruna götürmesine geçebiliriz ama o başka bir başlığın konusu olur.
ölü bir kişinin ses, titreşim ya da görüntü biçiminde tekrar belirmesiyle ortaya çıkan, 5 duyu ile algılanabilir varlıklara verilen isim, bir çeşit hayalet.
Puzzle gibi dizi. aynı zamanda paradokslarla dolu. Dairesel akıl yürütmeyi sevdiğimden, bu diziyi de sevdim. tekrar eden bir süreç var sürekli. dizinin sonu başına dönüyor. Başı sonu ortası kısaca kurgulanan o dünyada zaman akmıyor algısı yaratılmaya çalışılmış. Yaşanan zamandan geçmişe gidip yeni bir hikaye yaratıyorlar. Fakat geçmişte yaşanmış hikayelerin kalıntıları, bir sonraki hikayede biraz daha tehlikeli olmalarına, güncelleştirmelere karşı bağşıklık kazanmalarına yol açıyor. İzlemeye değer.