ben küçükken komşunun evine rahatça girer çıkardık. bir yaramazlık yaptığımızda bazen komşu teyzeler bize bağırırdı. komşudan bir şeyi çok rahat isterdik. hastalandığında komşuları kaç defa hiç yocunmadan gecenin 2'sinde 3'ünde 4'ünde arabayla hastaneye götürdüğümüzü hatırlıyorum. daha sayamayacağım çok birlik vardı aramızda.
arada bir samimiyet bir komşuluk ilişkisi olmasaydı...
komşunun zilini rahatça çalıp bir şey isteyebilir miydik?
komşunun evine rahatça girebilir miydik?
komşu teyzenin bize bağırmasını hazmeder miydik?
aramızdaki eksi ve artıları gücenmeden kapatabilir miydik?
ne biz ne de onlar hiçbir şeyden şikayetçi değildik. mutlu mutlu apartmanda yaşıyorduk.
önce komşunun biri taşındı sonra diğeri taşındı derken biz oturduğumuz yerden başka yere taşındık.
sanki bir gün ansızın bir alamet geldi. bütün insan ilişkilerini aldı götürdü.
acaba o alamet gelen gün taşındığımız gün müydü?
edit: yazdım yazdım en önemli ayrıntıyı vermeyi unuttum ya la... şu an oturduğum apartmandaki komşuları tanımıyorum, bilmiyorum. duvarların ardındalar. biri ölse haberim olmaz.