sözlükçülerin yediği tarihi dayaklar

monster degree
Acısı yıllarca geçmeyendir, bazen de fırsata dönüşendir.

İlkokuldaydım, kaçıncı sınıftı hatırlamıyorum. Sağ olsunlar sabırsızlığımı aldığım annem ve sinirimi aldığım babam evde derslerime yardımcı olurlardı. Matematik dersinde bölme işlemini öğrenmiştik. Diğer üç işlemde sular seller gibiyken bölme işlemini okulda kafam almamıştı. Akşam annem sağıma, babam soluma oturdular anlatmaya çalışıyorlar ama yok, olmuyor da olmuyor. Ben bir türlü anlamayınca, bir de sıkılınca gerildiler, okumayı 3,5 yaşında öğrenmiş bir çocuk olarak basit (onlara göre basit yani) bölme işlemlerini bile yapamamama sinirlendiler. o sinirle sağımdan ayrı itiş, solumdan ayrı kakış... Eskiden her ailenin çocuğuna uyguladığı cinstendi aslında, abartılacak bir durum yoktu ama ben evin tek çocuğu ve el bebek gül bebek büyütüleni olarak fena içerledim.

ailemden yediğim ilk ve tek dayaktı.

Sonuç: Her düşüşümde ayağa çok daha heybetli kalkmayı, büyüdükçe büyümeyi, hırslandıkça hırslanmayı çok küçükken öğrendim. Yediğim tokatların misliyle ağırını türkiye'nin en iyi üniversitesinin matematik bölümünden mezun olarak attım sonra onlara çünkü karşı olmadığımız tarzda şiddet bu. ihihihi.
bu başlıktaki tüm entryleri gör