şu an bile çok az bilinirliğe sahip bir zamanların meşhur yöntemi. torunlarıma bu mereti ve bu yöntemi nasıl anlatacağım bilemiyorum altan.
kaset üzerine ses kaydetmek
Kasetin üzerindeki tırnaklar açıksa içine mutlaka kağıt sıkıştırılmalıdır.
Yeni nesil bilmeyebilir diye Kaset :
zenginsozluk.com/foto
Yeni nesil bilmeyebilir diye Kaset :
zenginsozluk.com/foto
kasetçaların ses kaydetme özelliğini kullanarak, bir devrin çocuklarını şarkıcı havasına büründüren eylem.
bir zamanlar biz de yapmadık değil elbet;
kaybolan bir fotoğrafı arıyorum, evin altını üstüne getirmiş vaziyette. eski bir dolap var çekmeceleri karıştırıyorum o ara önüme eski bir kaset düştü, şekli ilgimi çekti bir köşeye koydum sonra fotoğrafı da buldum. eski kasetçaları da bulduktan sonra bastım play tuşuna. iki çocuk sesi, net değil derinden geliyor fakat ne söyledikleri anlaşılabiliyor, biraz daha uğraşınca kasetçalar üstünde tamamen netleşti. sesler duyuyorum ne olduğunu anlamadığım, ağlama ve arada yükselen ağıtları. anımsadım;
17 ağustos 99 sabahı evin içi mahşer yeri gibi, tanımadığım insanlar var aralarında ağlayanlar, ağıt yakanlar... validenin kalk dayından haber alamıyoruz dediğini ve yan odadaki televizyondan gelen haber seslerini anımsıyorum. bir süre evin içinde ne olduğunu anlamaya çalışarak dolandım, sarılanlar, öpenler, gözlerime bakıp bir şeyler söyleyenler ama içlerinde validenin olmadığı bir kalabalık. valide dayanamıyor koşmaya başlıyor, ardından ben. gözümü açıyorum jandarma karakolundayız, komutan "haber almaya çalışıyoruz sakin olun ulaşacağız kardeşinize" diye sakinleştirmeye çalışıyor valideyi. dayım sakarya'da askerdi o zaman, akşama ben iyiyim merak etmeyin diye aradığı haberini alıyoruz ve kalabalık dağılıyor.
kaset başta duyduğum iki çocuğun sesiyle devam ediyor, türkü eski çok eski bir türkü gözlerim doluyor türküyü duyunca, anımsıyorum o iki çocuktan birinin ben olduğumu. ses kesiliyor bir süre ve arından validenin "dayın ölümden döndü, sen burda oturmuş keyif çatıyorsun" diye bana daldığı terliğin sesi ve benim yakarışlarım yankılanıyor kasetten. bir de ardına bülent ersoy geceler girişi ahshdfjs
bir zamanlar biz de yapmadık değil elbet;
kaybolan bir fotoğrafı arıyorum, evin altını üstüne getirmiş vaziyette. eski bir dolap var çekmeceleri karıştırıyorum o ara önüme eski bir kaset düştü, şekli ilgimi çekti bir köşeye koydum sonra fotoğrafı da buldum. eski kasetçaları da bulduktan sonra bastım play tuşuna. iki çocuk sesi, net değil derinden geliyor fakat ne söyledikleri anlaşılabiliyor, biraz daha uğraşınca kasetçalar üstünde tamamen netleşti. sesler duyuyorum ne olduğunu anlamadığım, ağlama ve arada yükselen ağıtları. anımsadım;
17 ağustos 99 sabahı evin içi mahşer yeri gibi, tanımadığım insanlar var aralarında ağlayanlar, ağıt yakanlar... validenin kalk dayından haber alamıyoruz dediğini ve yan odadaki televizyondan gelen haber seslerini anımsıyorum. bir süre evin içinde ne olduğunu anlamaya çalışarak dolandım, sarılanlar, öpenler, gözlerime bakıp bir şeyler söyleyenler ama içlerinde validenin olmadığı bir kalabalık. valide dayanamıyor koşmaya başlıyor, ardından ben. gözümü açıyorum jandarma karakolundayız, komutan "haber almaya çalışıyoruz sakin olun ulaşacağız kardeşinize" diye sakinleştirmeye çalışıyor valideyi. dayım sakarya'da askerdi o zaman, akşama ben iyiyim merak etmeyin diye aradığı haberini alıyoruz ve kalabalık dağılıyor.
kaset başta duyduğum iki çocuğun sesiyle devam ediyor, türkü eski çok eski bir türkü gözlerim doluyor türküyü duyunca, anımsıyorum o iki çocuktan birinin ben olduğumu. ses kesiliyor bir süre ve arından validenin "dayın ölümden döndü, sen burda oturmuş keyif çatıyorsun" diye bana daldığı terliğin sesi ve benim yakarışlarım yankılanıyor kasetten. bir de ardına bülent ersoy geceler girişi ahshdfjs