ahlak

ontolojik sancilarimin merhemi
“Komşu komşuyu hiçbir zaman anlamadı, ruhu hep komşusunun vesvesesine ve kötülüğüne hayret etti.
Her halkın üstünde bir erdemler levhası asılıdır. Bak bu, o halkın zaferinin levhasıdır; işte! Bu, o ulusun güç isteminin sesidir.”

Nietzsche.


Ahlâk yoktur. Sihirli bir performansa katıldınız ve ilaçtan bir doz aldınız gibi saçmalıklardan söz etmeyeceğim size. Nietzsche, ahlâkı, burada güç içgüdüsüne bağlamış. Doğru da yapmış. Ulusların ve bireylerin ahlâkının esas olarak adaptasyon yönünden yoksun olduğunu dile getirmiş. Bir halkın önde gelen fikirleri, başlıca değerleri, psikolojik niteliği de temsil eder. Bir ulus belli bir düşünceye sahipse ( ahlâki olarak ) tezahürü olarak istediği şekilde yönetilmesini ister. Nietzsche, türkiye'nin ahlâki yönünü iki cümle ile yüzyıl önce özetlemiş. Ahlâkı ve değerleri olmadan toplumlar, varlıklarını sürdüremezler. Ve bu da komşu ulusların değerlerinden farklı olmalıdır, yoksa farklılaşamazlar. Bir diğerinden ayırt edilemez toplumlar birbirine karışır. Önder bir fikri olmayan toplumda ortaya karışık türkiye-suriye tablosu çıkar.
bu başlıktaki tüm entryleri gör