insanın yaradılışında var ahlak. ama onu bulup çıkarmak akıl yolu ile pek mümkün değil. ancak ortada bir durum olduğunda toplumsal bazda düşünürsek ahlak bir şekilde ortaya çıkıyor. yani yaratılmış fakat insanın kendi kendine bulabileceği bir unsur değil. salt akıl, vicdan ile.. hepsi yanılır. sanırım antik yunanda hırsızlık yakalanıncaya kadar gayet sorunsuz.. dışarıdan hırsızlığa kötü bir bakış açısı yok. çal ama yakalanma tarzı. işte bulabilmek önemli. nasıl bilgiyi mutlak olarak bulamıyorsak ahlaki gösterecek bilgiyi de kendi başımıza mutlak olarak bulamayız bana göre. ahlak konusunda düşünelim. bir çocuğun ahlakı genellikle düşünüldüğünde bir çocuğun masumiyeti denir ya aslında çocuğun zihinsel yapısının almaya yönelik olduğundan bana göre. masumca alıyor kendine verileni. nasıl yetişirse öyle. ve genelde iyi olana yatkın bir yapısı vardır. tek başına yeterli değildir. içinde bulunduğu topluma kendi algıları çerçevesinde adapte olur. öğrenir. doğada toplumsal hayattan uzak bir çocuk ahlaki değerleri nasıl öğrensin ki... ancak vahşi doğayı öğrenir... ki toplumun ahlaki yapısı bireyi etkiliyor. koşullar ile beraber. fakat bu toplumun doğru olduğunu göstermez. roma medeniyetinde şahane bir ahlak yoktu. antik yunanda da. şimdi de insan eliyle gelen hiç bir olgu da tamamlanmış bir ahlak yok. insanın yaratılışında olan ahlakın yaratıcı tarafından bildirilenlerle ortaya çıkıp işlenmesi gerekir. edep işte. edep illa edep derler ya ilimden önce bile edep gelir.