gerçekçilik akımının öncülerinden olan, Rus yazar lev Tolstoy tarafından kaleme alınan Anna Karenina ilk kez 1877 yılında basıldı. Kurgu, üslup ve akıcılık açısından şaheser niteliğinde olan kitap, Tolstoy'un tıpkı diğer eserleri gibi farklı dillere çevrilerek çok fazla okuyucuya ulaştı. Kitap sizi kendine bağlayacak bir aşk hikayesini anlatıyor. Olayın kahramanlarına karşı hissettiğiniz duygular sürekli değişiyor. Oldukça kalın olmasına rağmen, kitabın nasıl bittiğini dahi anlamadan sona geliyorsunuz.
Mutsuz bir evliliği olan Anna bir gün, Vronski adındaki bir adamla tanışır, aşk yaşamaya başlar ve ondan hamile kalır. Bir süre sonra kocasına bu durumu anlatır ve boşanmak ister. Ancak kocası itibarının zedelenmemesi adına boşanmayı reddeder. Fakat Anna buna rağmen Vronski ile aşkına devam eder. Sevgilisiyle birlikle bir süre İtalya'da yaşayan Anna, Rusya'ya geri döndüğünde toplum tarafından dışlanır. Psikolojik bir buhran içine giren kadın gittikçe zor günler yaşamaya başlar ve en sonunda intihar eder. Kitap bize yasak aşkın sonunda sevdiğiniz insana kavuşsanız bile, toplumsal ahlak kurallarının buna izin vermediğini; aşkın ve tutkunun da bir yerde biteceğini gösteriyor.
Mutsuz bir evliliği olan Anna bir gün, Vronski adındaki bir adamla tanışır, aşk yaşamaya başlar ve ondan hamile kalır. Bir süre sonra kocasına bu durumu anlatır ve boşanmak ister. Ancak kocası itibarının zedelenmemesi adına boşanmayı reddeder. Fakat Anna buna rağmen Vronski ile aşkına devam eder. Sevgilisiyle birlikle bir süre İtalya'da yaşayan Anna, Rusya'ya geri döndüğünde toplum tarafından dışlanır. Psikolojik bir buhran içine giren kadın gittikçe zor günler yaşamaya başlar ve en sonunda intihar eder. Kitap bize yasak aşkın sonunda sevdiğiniz insana kavuşsanız bile, toplumsal ahlak kurallarının buna izin vermediğini; aşkın ve tutkunun da bir yerde biteceğini gösteriyor.