fizik

ontolojik sancilarimin merhemi
''tuhaf değil mi, sıradan insanın tam bilime inanmaya başladığı şu sıralarda fizikçiler bilime inançlarını yitirmeye başladılar. gençliğimde, fizikçiler, fizik yasalarının cisimlerin devimleri hakkında bize tam ve gerçek bir bilgi verdiğine ve fiziksel evrenin gerçekten fizikçilerin denklemlerinde ki gibi olduğuna inanırlardı. filozoflarsa berkeley zamanından beri buna kuşkuyla bakarlardı. ne var ki eleştirmeleri bilimsel yöntemin ayrıntıları üstünde direnerek durmadığından bilim adamları filozoflara aldırmazlardı. şimdiyse işler tersine döndü. felsefenin diktatörlük ettiği yerlerde fiziğin dili kekeliyor. fizik yasalarının ortadan kalkmasından doğan boşluğu herkesin elinden geldiği kadar doldurmasını ve bunun için de eski inanç artıklarından yararlanmasını doğal bulurum. bilimsel inancın zayıflaması üzerine bilimden önceki boş inançların geri tepmesini bekleyebiliriz...bilimsel inancın neden ve niçin zayıflamakta olduğunu öğrenmek isteyenler profesör eddington'un (doğa ve fiziksel evren)'ini okumalıdırlar. okuyucu orada fiziğin üç bölüme ayrılmış olduğunu göreceklerdir. birinci bölümde klasik fiziğin bütün yasaları, örneğin enerjinin ve moment'in sakımı yasasıyla genel çekim yasası vardır. bütün bunlar profesör eddington'a göre ölçme üstüne saymaca yargılardan öteye geçmez. ona göre bu yasaların evrensel olduğu doğrudur, ama bir yarda'da üç ayak bulunduğu da evrenseldir. fiziğin ikinci bölümü büyük kümeler ve olasılık yasalarıyla ilgilidir. burada şu ya da bu olayın olanaksız olduğunu değil, onun sadece olasılık dışı olduğunu öğreniriz. fiziğin en modern bölümü olan üçüncü bölüm, kuantum kuramıdır ki bu hepsinden altüst edicidir, çünkü bilimde şimdiye kadar güvençle inanılmış olan nedensellik yasasının geçersizliğini gösterir gibidir". sonunda russell ne de olsa bir bilim adamı onuruyla şu sözü söylemekten kendini alamamaktadır: "dünyayı tanrı yaratmış olabilir, ama bu onu bizim yeni baştan yaratmamıza hiç de engel değildir..''