imagine

ihtiras limani
çok güzel bir film, dücane cündioğlu bir konuşmasında bu filmin mağara alegorisine dair yönünü, bilme meselesinde duyuların yerine dair düşündürdüklerini çok güzel anlatır.

------------spoiler-----------------

filmde yalanlar var, ian öğrencilere ve eva ya yalanlar söyler, aslında tüm bu yalanlar onları diğer duyularını da kullanmaları için cesaretlendiren yalanlardır. onlar için ian, değnek kullanmadan sokağa çıkabilen, yolunun üstündeki eşyaları fark edebilen, denizi, gemileri fark edebilen biridir. hayatı çok daha cesur ve rahat yaşamaktadır. ama manastır yöneticileri onun kör öğrencileri bu derece cesaretlendirmesinden rahatsız olurlar. en nihayetinde, onun zararlı biri olduğunu ispatlamak için uğraşır dururlar. sonunda ise, ian'ın üstünde engelleri haber veren bir sensör bulunur. ian esasında buna ihtiyaç duymayan biridir ama bunu ispatlayamaz, daha doğrusu ispatlarken kaza geçirir. ve çocuklar için tüm umut ve hayaller yıkılır.

yalanla ilgili komik bir ayrıntı da ian ona yalan söylediği için kızan eva 'nın sırf başkalarına normal ve cazibeli görünmek için kafedeki yakışıklıya yalan söylemesi. ianeva'yı hayata bağlayacak yalanlar söylerken eva o an için kendini normal bir kadın gibi hissettirecek yalanlar söyler.

bize, anlayamadığımız dünyalardan haber veren bilgelere, peygamberlere, filozoflara bakışımız açısından da oldukça güzel bir film. onlara bir umut bağlanırız ama en ufak yalanlarında, bir kuleyi yıkar gibi yıkarız onları.