uzun uzun intihar mektupları yazıp intihar etmemek. zamanında tesadüfü bir yolla iyi geldiğini anlamıştım. benim amacım ciddi ciddi intihar etmekti mektupları yazarken. 8-10 sayıfa mektuuplarım vardır ama hepsini yaktım birisi bulur da endişelenir acıma duygusula beni tekrar intihar eşiğine getirir diye korktuğum için. mektuplarımdan aklımda kalan en önemli şey sevdiğim insanlara bol bol okunacak kitap ve izlenecek film öneriyordum. ulan aptal adam geberirken bile ukelalık peşindeymişssin, kısa bir özür notuyla sktrp gitsene işte.
neyse, mektuplardan sonra gerekli araç gereci hazırlıyordum. sürekli listesini değiştirdiğim ama üç aşağı beş yukarı aynı olan 5-7 şarkı oluyordu kafamda son kez dinlemek için açıyordum onları. mis gibi rakım, paraya kıyıp aldığım uzun morlboro soft. ulan içine sıçayım benim gibi intihar edecek adamın konformistliğine. neyse öyle bir hıçkırıklarla ağlardım ki o şarkıları dinlerken herşeyi sonraya ertelerdim. oysa ki o şarkıları dinleme amacım konformistliğimden falan değil, sktr olup gitmeyi garantiye almak amaçlı bana motivasyon olsun diye idi. ama hayır yapamadım yapamadım. gün içinde tesadüfen o şarkıları duysam ölüm gibi birşeyler hisediyordum ama herşey hazırken kendime son vuruşu yapamıyordum işte.
çok sonraları okuduğum bir makaleye göre, gözyaşlarının insan bünyesinde çok önemli bir antidepresan etkisi olduğunu öğrendim. şimdi iyi ki mi o şarkıları dinliyormuşum diyim, hayy kafama sıçayım mı deyim kararsızım. sakın siz intihar etmeyin. ama ilaa edecek olursanız da, kısa bir notla falan gitmeyin. giderken uzun uzun kafa skmeyeceksiniz ölümün zevki nerede kalır ki.
bu da böyle bir anımdır. öyle işte.