aşk

ontolojik sancilarimin merhemi
insanın yalnızlığa karşı bir direnci olarak zuhur eder, insanlar arası Aşk. bir anlam arama hevesiyle yalnızlığa saplanan ruhu içine düştüğü çukurdan kurtarmak üzere salınan bir ip. insan kendisinden başka bir dünyanın çekimine kapılınca gördüğü dünyadaki her şey onun düşüncesine kapılıyor. bırakın size Aşkınızı tanımlayan yüz binlerce satırı. dinleyin içinizi, şayet Aşk şarabını içtiyseniz. dokunulunca bozulmasından korktuğunuz, aklınızın, zekanızın rasyonel gücünden uzaklaşıp ister tümden gelip ister tüme varan basit adımları büyütüp kendinizi, benliğinizi sevmekten vazgeçti iseniz, tutunun, içinde yaşadığınız o tatlı hisse.

tüm varlığın bir sonu gelirken yaşadıklarınızın sonu gelecek diye üzülmeyin. evet, gelecektir. bir toz bulutu gibi yığılıp dokunuşların arasında bir toz bulutu gibi kayıp gidecek kurduğunuz dünyanız. realist düzen içinde kendi çırpınan kalbinizi duyuyorsanız, ardından gidebilecek çılgınlığa sahipseniz bırakın dağılsın o kumdan kaleler. belki de dağılmayacak kim bilir ? leyla vü mecnun(vü farsça' da "ve, ile" anlamındadır. evet aslı budur. ali şir nevai' den ya da fuzuli' den okuyun can sıkar. algılarınız hızlı ise tarar geçersiniz. biri geçenlerde beni bu konuda hepten cahil sandı. halbuki kendisi sir arthur conan doyle' un eserlerinden bahsederken ki, II. abdülhamid' in ona hayranlığı bilmemekle beraber kendisinin tüm hikayeleri okumuş olduğumuzu da düşünmedi. ne diyebilirim çevirileri okumak sıkıntı değil de orijinal metinden okumak bizi zorluyor kabul etmeli. science of deduction çok etkilidir zihin için. gözlemleme ve analiz yeteneği artar. bu konuda da the definitive book of body language gibi gayet sade basit bir kitap vardı bu konuda insanların beden dilini okumak için faydalı olabilecek. nereden nereye geldim.. neyse bu gibi kitapların sayfalarında hissedilemeyecek bir unsur. kapılar o kadar parlak ki görmeyen kalp utansın, insanın insana olan Aşkını...
bu başlıktaki tüm entryleri gör