başbakan

turuncu gemi
feodal beylikler sonrası kurulan krallıklar ve imparatorluklarda hükümdar yönetme yetkisini tanrıdan alırdı. mesela osmanlı padişahı olacak her hangi bir şehzade hakkında şeyhülislam ''kut indi'' fetvası verirdi. boğdurulacağı zamansa başka bir şeyhülislam bulunur ve ''kut kalktı'' fetvası verdilirdi.
sanayi devrimi sonrası yaşanan burjuva aydınlanmasında yönetim erkinin yetkiyi tanrıdan alma olayı kaldırıldı. bunun yerine halk diğer anlamı sekreter de olan görevli ministerlar seçmeye başladı. tabii bunların başında bir kordinatör görevi görecek sir minister oluyordu. bu yolla yönetici erkten allahsal yetkiler alınmıştı. gerçi işte burjuvazi aydınlanması da demokrasi bakımından dört dörtlük işlememiştir. bir çok toplumda eleştirilemez allahsal yetkiler ''ulus devlet'' dogmasına bürünmüştür. fakat demokrasiyi yine de eli yüzü düzgün şekilde yürüten toplumlar çareyi ve tedbiri iktidarı hiç bir zaman tek bir partiye vermemekte bulmuştur. bunun adına da koalisyon diyoruz. dünyanın en demokratik yönetim şekli cumhuriyetten ziyade ''koalisyonlardır'' önermesi bence daha doğru bir yaklaşımdır. zayıf koalisyon hükümetlerinde halk daima devletten güçlüdür. ortakları birbirini satacağı için yolsuzluklar da daha az olur ve nisbi şeffalık sağlanır.
bu başlıktaki tüm entryleri gör