bir delinin günlüğü

ontolojik sancilarimin merhemi
Gün, sanki aşağı doğru boşalıyor. bedenimin duvarlarından aşağı boşalan sonra  bir araya toplanan kan gibi. geçip gidemiyorum. bu anlaşılmaz engeli aşamıyorum. günler geçiyor.günden güne her şey yumuşaklığını yitiriyor. bedenim, mum kadar yumuşak. sonra yüzüm yok gibi. hayal gücüyle süslenmiş kaskatı sözcükler dışında hiçbir şeyim yok gibi. ruhumdaki göletler kabarıyor. sonra usulca sessizliğe gömülüyor. karanlık bir gökyüzünde dansını sürdüren kasvetli gri bulutların ardında tüm ihtimamı ile ışığını yansıtmak ve çekimi göstermek isteyen uğursuz bir dolunayın etkisi sarmıştı, ruhumun tüm dünyasını. bir bekleyiş içinde eriyip gitmekten korkuyorum. bir ateş yakmak istiyorum içimde. umudun ateşini. ısıtmak istiyorum onla içimdeki hisleri, aydınlatmak istiyorum onla karanlık köşeleri, yakmak istiyorum onla üzüntülerimi ve öfkemi. bir halat yapıp yukarı fırlattığım sözcüklerime tutunmak istiyorum sonra. içinde bulunduğum mağaradan çıkmak ve beni selamlayan gök yüzüne dokunmak için. kırıyorum beni kabzetmiş tüm engelleri, dokunuyorum hayaller ile süslü gökyüzüne. kızıl ve mor arası güneşin ufuktan doğuşuna bakıyorum. önümde mavi, yeşil bir deniz. beyaz köpüklerinden gelen mutluluk kokusunu alıyorum. bir yelkenli yapıyorum kelimelerimden. gövdesi, direkleri hep kelimelerim. rengarenk yelkenler ise neşem ve coşkum. açılıyorum uçsuz bucaksız görünen denize. başlıyor küçük maceram. kanatlı balıklar, dalgıç kuşlar yoldaşlarım. beraber süzülüyoruz, geleceğe. bir ada yükseliyor, kristal. üzerinde un gibi yumuşak mor toprağı. ağaçlar ve otlar her biri ayrı güzel. her biri umutlarımın bir abidesi. bir geliyor karşıdan, tanıdık bir yüz. hafızamdaki tatlı yankıların sahibi. kalbimin atışlarını duyabiliyorum, adımlarımla senkronize. gülümsüyoruz, birbirimize. tutuyorum sıcacık ellerini. sessizce yürüyoruz kumsalda, ruhlarımız birbirine kenetli..
bu başlıktaki tüm entryleri gör