bir yazı

ontolojik sancilarimin merhemi
alnını kuşatan çizgiler var çapraşık öpüşler altında, siperlere koşuyorlar. konuşuyorlar benimle geç kalmışım sana, böyle söylüyorlar. keza, aldırışım azalealara. iyi bak, onlar senin çizgilerini taşıyorlar. yaşını söylediğimde kız bana, ölümden bahsettiğimde etimi sık. asık suratlı kadife çiçeklerim olsun koynunda; lütfeyle, güldür onları hiç gülmediğimi söyle bana sonra, bizi çiçeklerinden ayırma.. okurken bu cümleleri, yazanın adını anma derim.. hem en çok da onu unutmak gerekmez mi? eğer acıysa hislerin, tatlı anıların arasında kaybolmak isterim.. izlerim, deniz feneridir bir yüzüm; bir yüzüm gemi direği. sularımda ebedi izlerin.. azgın bir okyanussam şayet, dalgalarımdan vazgeçmeyi; yüzünü seyre dalacağın, uslu bir göle dönüşmeyi dilerim. bana dansın bitmesin; yüzünü zarafetle beynime yazan şu saatler, zamanın gürzünü yüzlerimize indirmesin. öldürmesin dünyanın ayıbını hiçbir şair! saçlarımın kamçısı bende şimdi, işte, her şey kara dair. çırılçıplak dünya.. tutkular zayıf, arzular dantel. bilmem, siyahı nasıl yaşatmalı; bunca sevabın ortasında, bilemedim, nasıl gizlemeli, bembeyaz seni?
bu başlıktaki tüm entryleri gör