bir yazı

turuncu gemi
dna ne kadar güzel bir şeydir yahu. adı üstünde bir sarmal, anatomimizin olmazsa olmaz bir yapı taşı. mikroskopta hayranlıkla incelediğim olur bazen bu mucizevi sarmalı.

bu yapı taşı gerçekten de hayata çok benzer. yaşamda insanlığın bir kenetlenmesi değil midir? veya en azından idealar dünyasında öyle olmalıdır. hayır yahu o kadar zor değil. tamam platon idealar dünyasında bize bu dünyada mümkün olamayacak üstün bir yaşam biçiminden bahsediyor. hayır mümkün olamayacak bir yaşam biçimi de değil gayet mümkün yaşam formudur platon'un anlattığı, ama işte lanetlenmiş her şeyi yenmesi kendisini yenememesi yüzünden olanaksızlıkların güzellikleri veyahut her şeyin böyle ıskalanması. hayır insan lanetlenmemiştir, insan kendi lanetini kendisi yaratmıştır. yaşamı, insanlıkla ve insanlarla sımsıkı ve bir o kadar da özgür, esnek bir sarmal yapabilecekken her haltı biçimsiz, zevksiz bir kısır döngüye dönüştürerek yaratmıştır belki de bu laneti. belki de bu söylediğim sadece lanetin küçük bir soğan başıdır.

demeter'i düşünüyorum bazen, eyy, güzel saçlı kraliçe, güzel örgülü demeter.
öyküsü herkesçe malumdur. yeraltı tanrısı hades, tabiat tanrıçasının kızı persephone'yi büyülü bir içkiyle sarhoş edip ölüler ülkesine götürür. bu belki de bencil, kirli erkekliğin tabiata karşı ilk sinsi oyununu sembolize eder.
diğer erkek tanrılar pek önemsemezler önce bu büyük suçu. ama demeter kahrından bir daha insana şefaat etmez. ölür, gider kırılır insanlık. bu aynı zamanda kadının erkek tanrılara karşı büyük bir devrimci çığlığıdır. en sonunda baş tanrı zeus araya girer ve işin ortasını bulur. persephone yılın altı ayı annesinin yanında, diğer altı ay ise ölüler ülkesinde kalacaktır. bir bakıma demeter anlaşmadan zararlı çıkmıştır. kirli erkeklik, hegemon erkeklik tarafından ödüllendirilmiştir. tabiat dediğin her altı ayda bir çocuğunun ölümünü görmek zorunda kalan bir annenin acılar bütünlüğüdür. açmaz bir kısır döngüsüdür.

ama işte insan hiç bir kısır döngüye mahkum değildir özünde. çünkü insan tanrılardan bile güçlüdür. yaşamı bir sarmal halinde özüne uygun büyütüp güzelleştirebilir. ahh bir de şu öğrenilmiş çaresizliğinin yozlaşmış cehaleti olmasa.
bu başlıktaki tüm entryleri gör