cami

turuncu gemi
eskiden arazi mafyaları bir bölgeyi imara açtırmak için oraya ilk etapta cami yaptırırlardı. özü itibarıyla ''cami'' ve ''cem evi'' sözcükleri eş anlamlıdır. aleviliğin de yahut diğer mezheplerin de bu tür ortak ibadet alanları inanan insanların bir cemaat olarak bir araya gelip aralarındaki husumetleri çözmesi yahut yoksulun derdine deva olunmasıdır. pek tabii bir imam önderliğinde verilen vaazlarda tanrı'nın, dünyada barışa yönelik işler yapma, insan öldürmeme, kul hakkı yememe gibi mesajlarının vaaz edilmesi gereken yerlerdir aynı zamanda.

bugün bir yandan diyanet, bir yandan cem vakfı eliyle yozlaşının en çirkin örneklerinin merkezi yapılmak istenmektedir. hatta yapılmış halde de derdim ama inanan dostlarımıza bir saygısızlık etmekten sakınırım. yoksulun üç kuruşundan kesilen vergiler cemaati olmayan betonlara akıtılıyor. dinin özü yoksulların doyurulmasıyken, mütahhitlerin işkembeleri şişirtiliyor.

ondan sonra neden insanlar yığınlar halinde deizme ateizme koşuyorlar diye yanıp dövünsünler. bu hal islamcı parti iktidarında yaşanmaktadır.
bu başlıktaki tüm entryleri gör