cevap

ihtiras limani
yanıt. sorunun ulaşmaya çalıştığı gerçek, doğru.

Uçuşup dururlar her yerde. Mesele onları doğru sorularla ilintilemeye gelince şaşırırız kendimizi. Çoğu zaman sorular değil, var olan cevaplardır bizi sormaya, sorgulamaya arayışa iten. Çünkü eşleştiremeyiz olanı, olmasın istediğimizle, bildiğimizle. Var olmanın, var edilmenin bizi neden var olduğumuza götürmesi gibi.

Susmak en anlamlı cevaptır denir ama susmak bir cevap değildir. Susmak soruyu, sorguyu, sorgulanmayı, sorgulayanı reddediştir en başta. Kapatılan kapının gürültüsü uğuldar durur kulaklarda. İster öfkenizle yumruklamış olun kapıyı, isterseniz kalbinizden, ruhunuzdan, aşkınızdan, gururunuzdan geçip ayaklarının altına sermiş olun birinin. Susmak hiçleştirmektir. Reddetmek bile bir cevaptır ama susmak değil. Anlamlıdır, ama her halükarda cevaplanmanın söz söze bakan karlışılıklılık halini lutfetmemektir aslında.
Sormaya utandığımız korktuğumuz sorular oldukça elimizdeki cevaplar, nasıl dizeceğimizi bilmediğimiz bir dolu kitap gibi kalır kucağımızda. Ve raflar boştur, yıkık, anlamsız. Ne geçmişe bakmak güzeldir ne de gelecekten bir şey beklemek. Korkarız cevapları doğru soruların raflarına koymaktan, korkarız öğrenmekten ne olduğumuzu, ne olacağımızı. Kaçarız o yüzden, kaçarız serseri soruların kuyruğunda.
bu başlıktaki tüm entryleri gör